Seçime çok az bir zaman kaldı ve bu seçim herkes açısından farklı bir anlam ifade ediyor. Kimine göre bir karar, kimine göre bir istikrar seçimi. Herkesin kafasında farklı farklı hesaplar. Nasıl sonuçlanacağını kestirmek güç.
Kafamda 31 Mart gecesini düşünürken iniyorum, Beşiktaş-Üsküdar vapurundan. İndiğim gibi bir kaosun içine düşmüş gibiyim.
İskelenin bulunduğu Paşa Limanı Caddesi'nde boydan boya bir tur atayım diye düşünüyorum. Hacıbaba Parkı'nın sonuna kadar yürüyüp en başta bulunan Şehir Hatları'nın iskelesine geri dönüyorum parktan.
AKP, CHP, Vatan Partisi, İYİ Parti, DSP, Saadet Partisi, HDP, MHP, Bağımsız Türkiye Partisi iskele meydanında stant açmış partiler. Ve sanki en gürültülü müziği çalan parti, seçim sonunda ipi göğüsleyecekmişçesine ellerindeki hoparlörlerin ulaşabildiği en üst seviyede sesi açmışlar. Stantların önlerinden geçen insanların rahatsızları ise suratlarından belli.
Partilerin müzikleri birbirine karışa dursun meydandan Selmani Pak Caddesi üzerinden yukarı doğru yürümeye başlıyorum. Caddeye girince seçim gürültüsü yerini trafiğin gürültüsüne bırakıyor. Meydandaki hareketlilik yukarı çıktıkça, ara sokaklara girdikçe azalıyor. Yer yer asılmış flamalar ve mahalle seçim irtibat büroları haricinde sokaklarda seçimin izlerine rastlamak zor.
Selmani Pak Caddesi üzerinden ara sokaklara girerek Selam-ı Ali Efendi Caddesi'ne geçiyorum. İki caddenin arası eski bir roman semti. Adı Selamsız. Daha kentsel dönüşümün vurmadığı bu semt diğer mahallelere oranla daha hareketli.
Selam-ı Ali Caddesi üzerinde bulunan Üsküdar Kadıköy Romanlar Derneği'ne (Üs-Ka) ait bir kıraathanede mola veriyorum. Kıraathane gün boyu gördüğüm kıraathanelerden farksız. İçeride gencinden yaşlısına çok sayıda insan var. Mesai saatleri içerisinde bu kadar insanı bir arada görmek artık beni şaşırtmıyor.
Mahalleli işsizlikten şikayetçi
Bir çay söylüyorum ve kıraathanede oyun oynayan, kendi arasında konuşan insanlarla muhabbet etmeye başlıyorum.
Mahalleli genellikle sebze-meyve satışıyla para kazandıklarından ama krizin, özellikle de tanzim satışının ardından iş yapamaz duruma geldiklerinden bahsediyorlar.
"Üsküdar'da seçilecek kişiden ne istiyorsunuz?" diye soruyorum. Herkes ağız birliği etmiş gibi "Esnaflarımıza yardım istiyoruz. Buradaki sebze-meyve halinin kalkmamasını istiyoruz. Mazot fiyatları çok yüksek. Sebze-meyve çok yüksek. Fiyatların düşmesini istiyoruz" diyorlar.
"Bırak mazotu! Evde zeytin yok, zeytin"
Kahvedekilerle aramızda bu muhabbet geçerken yeni gelen birisi atlıyor hemen söze: "Bırak mazotu, bırak! Evde zeytin yok, zeytin! N'apıcan mazotu? Akşam mazot mu yiyeceksin? Karım boşayacak en sonunda beni. İş yok güç yok" diyor yeni gelen kişi.
Mahallelinin işsizlik konusundaki ortak düşüncesi seçimlere de yansımış olacak ki, kimseye oy atmayacaklarını söylüyorlar.
Hepsi iş istiyor diye atlıyor bir başkası. "Bak herkes oturuyor kahvede. İşten başka bir şey istemiyoruz. 120 tane, 130 tane mahallede araba var. Ama kimse hareket edip de satışa çıkamıyor, oturuyor kahvede."
"İşe de almıyorlar" diyor başka birisi. "Bir yere gidiyorsun, başvuru yapıyorsun, ona da almıyorlar. Bir gün işe gidersek bir hafta işe gidemiyoruz. Para kazanamıyoruz." diyor.
Görengöz: Bizi batıran tanzim oldu
Kahvehanedekilerle sohbetimi ilerletirken Taner Görengöz geliyor yanıma. "Beni çıkar bak televizyona, sana neler anlatırım?" diyor ve anlatmaya başlıyor:
"İşlerimiz bozuk. İş istiyoruz. Esnaflık yapıyoruz. Patates pahalı. Patates pahalı olduğu için evimize ekmek götüremiyoruz. Çocuklarımızı okula gönderemiyoruz parasızlıktan. Buradaki esnaf arkadaşlarımın hepsi işsizlikten dolayı şikayetçi. Hepimiz iş istiyoruz. Buradan benzinciye gidecek mazot paramız yok. Akşam eve götürecek ekmek paramız yok.
"Bizi batıran tanzim oldu. Tanzimden önce çorbamız kaynıyordu en azından. Ama şimdi cebimde beş kuruş para yok.
"Ben kimseye oy moy atmıyorum bu seçim. Bütün mahalle de aynı şekilde düşünüyor. Her sene benzer şeyler patlak veriyor. Kimse bize gelip oy moy istemesin.
Kepenk indirmiş dükkanlar
Mahalleliyle sohbet ettikten sonra cadde üzerinden meydana doğru yürümeye başlıyorum. Peşi sıra kepenk indirmiş dükkanlar dikkatimi çekiyor. Kahvedeki insanların söyledikleri aklımda.
"İn şuradan aşağıya, esnaf ya iş yapamadığı için dükkanını açmıyor ya da batmış gitmiş."
100 metre içinde en az dört dükkan görüyorum, kapalı. Ekonomik krizin ağırlığının gün geçtikçe daha çok hissedildiği bir seçim dönemi sonuca etki eder mi diye düşünüyorum.
Çünkü mevcut seçim, yerel seçim havasından daha çok genel seçim havasında yaşanıyor. Kimse yaşadığı il, ilçe için belediye başkan adaylarını ve projeleri değerlendirmiyor. Herkes genele ve sonuca odaklanmış durumda.
Üsküdar için ne istiyorsunuz, talepleriniz neler diye sorduğum birçok insan, ilk önce "iş" yanıtını veriyor. Belediye başkan adaylarının projelerini sorduğumda ise yine cevaplar genellikle benzer bir yere çıkıyor: "Hepsi aynı." Sanki artık herkes seçimlerden sıkılmış, değişime inanmıyormuş gibiler.
Bu meydan sence olmuş mu?
Tekrar meydana dönüp gürültü kirliliğinin içine giriyorum. Partiler vaatlerini peşi sıra sıraladıkları broşürlerini gençlerin yardımıyla yoldan geçen insanların ellerine sıkıştırıyor. Yoldan geçen biriyle ayaküstü konuşuyorum. Doğma büyüme İstanbullu. Çocukluğundan beri de Üsküdar'da oturduğunu söylüyor. Yakınırcasına meydanın halini göstererek "Sence olmuş mu?" burası diye soruyor.
"Üsküdar Meydanı'nda senelerdir bitiremedikleri bir çalışma var. Burası her gün böyle keşmekeş. Yavaş seyreden çalışmalar 24 Haziran seçimleri öncesinde hızlanmıştı. Şimdi de hızlı bitirmeye çalışıyorlar ama neden şimdiye kadar hep yavaştı da seçim döneminde hızlandılar?
"Sahili doldurdular, yayaların rahat yürüyebileceği güzel bir yer yaptılar ama hep beton. Bir tane ağaç dikmiyor, bir tane bank yapmıyor."
Yıldırım: Artık huzursuzluk var
Stantların olduğu bölgede bankta oturan kadınlarla rastlaşıyorum bu sefer. Onlar da meydanın halinden şikayetçiler.
İçlerinden Nevin Yıldırım "Kendimi bildim bileli sosyal demokratım. Bu seçimde de oyumu CHP'ye vereceğim" diyor ve ekliyor.
"CHP'nin adayı Ahmet Kılıç'ın Üsküdar'ı alma ihtimali olduğunu düşünüyorum. Üsküdar'da yaşayan insanlarda, buradaki esnafta artık huzursuzluk var, bıkkınlık var. Artık bir şeylerin değişmesini istiyorlar. Geçen seçimlerde de AKP ve CHP burada hep başa baş gitmiş. Ekonomik krizin de etkisiyle artık bir şeylerin değişeceğini umuyorum."
Bankta oturan kadınlarla konuştuktan sonra Üsküdar'dan ayrılmak için vapur iskelesine doğru yürüyorum. Yine gelirken kurduğum düşünceler aklımda. "Ne olacak 31 Mart'ta?"
Seçimlerde ÜsküdarAdaylar: Ahmet Kılıç (CHP), Ali Serdar Bolat (Vatan Partisi), Güven Hokna (DSP) Hilmi Türkmen (AKP - Mevcut Belediye Başkanı), Hüseyin Turhan (BTP) Önceki Seçim Sonuçları2014 Yerel Seçim Sonuçları: AKP yüzde 45,6 - CHP 43,1 - MHP 5,5 - SP 2,2 - HDP 2 2017 Referandumu: Evet: Yüzde 46,7 - Hayır: 53,3 24 Haziran 2018 Seçimleri: Recep Tayyip Erdoğan yüzde 48,81 - Muharrem İnce yüzde 40,90 - Meral Akşener yüzde 5,83 - Selahattin Demirtaş yüzde 2,98 |
(HA)