“Güneydoğu Avrupa’da İnternette Nefret Söylemiyle Mücadele-Medyanın Sorgulanabilirliğinin Rolü” başlıklı Bölgesel Konferans, 60’ı aşkın katılımla Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da gerçekleşti.
Bosna Hersek, Sırbistan, Hırvatistan, Arnavutluk, Kosova, Karadağ, Slovenya ve Türkiye’den yaklaşık 70 kadar katılımcının katıldığı konferans, geleneksel medya olduğu kadar online medyanın da siyasetçilerin yaygın nefret söylemlerini bağımlılıkları nedeniyle yansıtmaya mahkum olduklarını ortaya koydu.
Editoryal bağımlılık ve örgütlenme eksikliği, medyanın nefret söylemi veya diğer olumsuzluklar karşısında özdenetim geliştirememesinde başlıca etkenler olarak konuşuldu.
Avrupa Komisyonu ve UNESCO’nun desteğiyle ve Güneydoğu Avrupa Medya Profesyonelleşme Ağı’nın (SEENPM) da organizatörlüğünde 16-17 Ekim günlerinde Medya Merkezi’nde düzenlenen konferansa Türkiye’den, bianet’in yanı sıra, Sosyal Değişim Derneği’nden gazeteci Levent Şensever, gazeteciler Yavuz Baydar ve Mehveş Evin ile Galatasaray Üniversitesi’nden Ceren Sözeri de katıldı.
Lani: Balkan savaşları online alanda sürüyor gibi
Arnavutluk Medya Enstitüsü Başkanı Remzi Lani’nin düşünceleri Balkan toplumlarındaki çatışmacı söylemin yaygınlığını ve bu regülasyon zorluğunu ifade etti:
“Balkanlarda savaş alanlarda bitti ama ne yazık ki online mecrada halen sürüyor gibi”...
White: Gazeteci nefreti olduğu gibi aktaramaz
Etik Gazetecilik Ağı (Etical Journalist Network) başkanı Aidan White ise, “Siyasetçilerin ayrıcalığı, sorumlu oldukları toplumda nefreti yayarken dokunulmaz kılınmaları olamaz. Gazeteci, nefreti ve hoşgörüsüzlüğü olduğu gibi aktaramaz, bu söylemlere gazeteci etiğine uygun bir kontekst kazandırarak sunmak zorundadır” dedi.
White, online mecrada da, temel insan haklarına saygılı yüksek etik standartların hedeflenmesinin yararına işaret etti.
Spahr: Bu kutuplaşmayla mücadele kolay değil
Konrad Adenauer Vakfı’ndan Chistian Spahr da kutuplaşmış medya pazarında nefret söylemine karşı mücadelenin kolay olmadığını ancak medyanın tanınmış yüzlerini işin içine katarak bu mücadelenin geliştirilebileceğini söyledi.
Zurovac: Ceza yerine eğitime ağırlık verilmeli
Bosna Hersek Basın Konseyi’nden Ljiljana Zurovac da, cezai yaptırımlara daha fazla güvenilmemesi gerektiğini ifade ederek, ”Eğitim ve medya okuryazarlığına yoğunlaşarak, nefret söyleminden etkilenenleri artık anlatmalıyız” şeklinde konuştu.
Baydar: Türkiye medyasının genetiği değiştirildi
Gazeteci Yavuz Baydar da, Türkiye’de deneyimli gazeteciler kovularak medyanın genetiğinin değiştirildiğini vurguladı: ”Gelecek için hayli heves kırıcı.”
”Sosyal medya da hesap verebilir olmalı. İnternet kullanıcıları da, yorum-içerikleri konusunda bilinçlendirilmeli”.
Adamcevski: Makedonya medyası hükümet emrinde
Makedonya Medya Enstitüsü’nden Mirce Adamcevski ise, ülkesinde tüm yazılı basının hükümetin emrinde olduğunu savunarak, yıllık ilan bütçelerinin de 30 milyon dolar olduğunu açıkladı.
Nedjelko da, ”Bağımsız gazeteciliğin durumu şimdi tehlikedeyse 10 yıl sonra nereye varır?” diye sordu.
Sözeri: Nefret söylemi Gezi’yle arttı
Akademisyen Ceren Sözeri de, çeşitli gerekçelerle Türkiye'de erişimi engellenen internet sitesi sayısının 32 bin dolayında olduğunu, yargının online mecradaki nefretle mücadele etmek yerine yetkilileri eleştiren yayınlarla ilgili işlem yaptığını söyledi; ”Online medyada nefret söylemi Gezi eylemleri döneminde ve sonrasında arttı” diye konuştu.
Online medyanın sorumluluğu
Konferansta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 10 Ekim'de Delfi haber portalıyla ilgili aldığı Delfi-Estonya Kararı da online medyanın özellikle okur yorumlarını değerlendirmedeki sorumluluğu bakımından tartışıldı.
Ayrıca, Londra merkezli Article 19 Örgütü’nün "Etnik ve İnanç Haberciliği" başlıklı araştırması ve AGİT Medya Özgürlüğü Temsilciliği’nin yayımladığı Online Medya Öz Regülasyon Kılavuzu önerilen kaynaklardandı. (EÖ/AS)