Sakarya'nın Hendek İlçesinde 16 Aralık'ta meydana gelen ırkçı cinayetle alakalı İnsan Hakları Derneği (İHD) Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon bir rapor hazırladı. Rapor İHD'nin İstanbul şubesinde gerçekleştirilen basın toplantıda gazeteciler ile paylaşıldı.
Basın toplantısına İHD Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve insan hakları savunucusu Avukat Eren Keskin Meral Çıldır, Gülistan Yarkın ve Özgürlükçü Hukukçular Platformu'ndan (ÖHP) ise avukat Veysi Eski ve Bülent Aşa katıldı.
Toplantıda konuşan Eren Keskin bir kişinin ölümü, bir kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan bu olayı incelemek üzere İHD'li ve ÖHP'li avukatlar olarak Sakarya'ya gittiklerini belirtti. Kendilerine göre bu cinayet vakasının ırki temelde işlenmiş bir cinayet olduğunu belirten Keskin ayrıca ailenin avukatlığını üstlendiklerini de belirtti.
TIKLAYIN - İHD'nin Kadir Sakçı Cinayetiyle İlgili Gözlem Raporunun Tamamı
İlçeye gittiklerinde öldürülen şahıs Kadir Sakçı'nın ağabeyi Fahrettin Sakçı'nın kendileriyle ilgilendiğini belirten Keskin, gözlemlerini gazeteciler ile paylaştı. Saldırıdan yaralı kurtulan çocuğun hala çok tedirgin olduğunu belirten Keskin çocuğun konuşmaktan çekindiğini de aktardı.
Kadir Sakçı ve oğlunun olay günü evlerine dönerken bir kahvehanenin önünde zanlı Hikmet Usta ile karşılaştıklarını belirten Eren Keskin olayı şöyle anlattı:
Eren "Zanlı Suriyeli misiniz diye soruyor"
"Hikmet Usta kahvehanenin önünde Kadir Sakçı ve oğluna 'Suriyeli misiniz?' diye soruyor. Usta aynı zamanda sarhoş ve etrafa küfürler ediyor. 'Suriyeli misiniz?' diye sorulması üzerine baba Sakçı 'Suriyeli değiliz, Kürd'üz' diye cevap veriyor.
"Bunun üzerine ise zanlı küfürler ederek yedi el ateş ediyor. Kadir Sakçı kalbinin alt tarafından bir yara alıyor. 16 yaşındaki oğlu ise belinin sağ tarından girip karnından çıkan bir kurşunla yaralanıyor. Diğer kurşunlar da yerlere saçılıyor. Kadir Sakçı kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiriyor, oğlu ise yaralı kurtuluyor.
"Zanlının kaçmasına yardım eden kişi serbest"
"Bu arada saldırganın yanında bir kişi daha var. Bu kişi zanlıyı oradan herkesin gözü önünde Bursa'ya kadar kaçırıyor ve Bursa'da birlikte yakalanıyorlar ve bu kişi daha sonra serbest bırakılıyor.
"Ailenin verdiği bilgiye göre de savcı dışında tüm devlet yetkilileri bunun ırkçı saldırı olmadığını, bir sarhoş cinayeti olduğunu söylemiş ve aile kendilerine insanlara malzeme verme, sizi reklam için kullanmasınlar gibi beyanlarda bulunulduğunu söyledi.
"Dosya üzerinde gizlilik kararı olduğu için zanlının emniyetteki ifadesine ulaşamadık ama aldığımız duyumlara göre zanlı ifadesinde 'Ben Suriyeli misiniz?' diye sordum. 'Kürd'üz ve Türkleri de hiç sevmeyiz.' şeklinde cevap verdiler. Bende bunun üzerine kızdım ve ateş ettim' demiş. Bu ifadenin yalan ifade olduğu tabii ki biliyoruz.
"Fahrettin Sakçı'nın bize aktardığına göre bu ifadeyi kendisi vermiş olamaz. Bu düzenlenmiş bir ifadedir. Son derece düzgün bir Türkçe'yle hazırlanmış bir ifade olduğu bilgisi verildi bize.
"Sakarya'da daha önce de ırkçı saldırılar olmuştu"
"İHD olarak daha önce Adapazarı'nda başka ırkçı saldırıları da tespit etmiş, raporlar hazırlamıştık. Biz bu topraklarda Türk ve Sünni Müslüman ittihatçı resmi politikanın resmi yanını çok iyi biliyoruz. Bu coğrafyada ırkçılık yapıldığını biliyoruz. Bize göre bu cinayet ırki temelde işlenmiş bir cinayettir.
"Bu arada zanlıya açıkça yardım eden onu Bursa'ya kadar götüren kişinin serbest bırakılmış olmasını da kınıyoruz. Aile bize 'Eğer biz birisini öldürmüş ve birimiz de ona yardım etseydik bütün aile tutuklanırdık' dedi. O nedenle algı son derece net."
Veysi Eski "Devlet tarafından saklanıyor"
Eren Keskin'in ardından söz alan ÖHP üyesi Veysi Eski ise kendilerinin de aileyi ziyaret ettiklerini belirterek söz konusu olayın bir nefret suçu olduğunu ve devlet tarafından bu suçun kapatılmaya çalıştığını söyledi.
Savcılıktan dosyayı almaya çalıştıklarını ama dosyada gizlilik kararı konulduğunu söyleyen Eski, ilçe savcının fezlekeyi hazırladığını ve dosyayı Sakarya'ya göndereceğini öğrendiklerini ifade etti.
"Biz dosyanın gizlilik kararı alınacak bir dosya olmadığını ifade ettik ve gizlilik kararına itiraz ettik. Gizlilik kararına gerekçe olarak soruşturmanın tehlikeye düşmesi gerekçesi gösteriliyor. Dosyayı hiçbir şekilde aileye de göstermemişler.
"Eren Keskin'in söylediğine ek olarak zanlı savcılıktaki ifadesinde ölen kişinin 'Ben Kürdüm, Türkleri hiç sevmem' sözünü söylediğini söylemiş ama kolluk ifadesinde böyle bir ifade vermemiş. Ama nasıl oluyorsa savcılık aşamasında böyle bir ifade veriyor. Başsavcıyla konuştuğumda kendisi zanlının yönlendirildiğini düşündüğünü ifade etti." (HA)