İçişleri Bakanlığı, Cumhuriyet’in eski yayın yönetmeni gazeteci Can Dündar’ı ‘terör arananlar' olarak adlandırdığı listeye ekledi.
Gri kategoriye konan Dündar için Bakanlık FETÖ suçlaması yöneltti. Devlet, gri listeden arananlar için 500 bin liraya kadar ödül veriliyor.
Dündar, listeye eklenmesine "Erdoğan'ın uçağındaki gazeteciler listesi'ne girmekten iyi böylesi... Her muhalifin bir gün geleceği gerçek adresi..." diyerek tepki gösterdi.
Daha önce Türkiye’deki mal varlıklarına el konulan Can Dündar 2015’teki MİT TIR’ları haberi nedeniyle İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince 'casusluk' ve 'silahlı terör örgütüne yardım' suçlasıyla 27 yıl 6 ay hapis cezasına çaptırılmıştı. Mahkemenin başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Adalet Bakan Yardımcılığına atadığı, birçok siyasi davada verdiği tartışmalı kararlarla çokça gündeme gelen Akın Gürlek'ti.
Ne olmuştu?Can Dündar 29 Mayıs 2015’te Cumhuriyet'te “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle Suriye'ye gönderilen MİT TIR’larının haberini yaptı. Bu nedenle de hakkında “devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme”, “siyasi ve askeri casusluk”, “gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “terör örgütünün propagandasını yapma” suçlamalarıyla soruşturma başlatıldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan MİT TIR'ları haberinin ardından TRT'de katıldığı canlı yayında isim vermeden Can Dündar'ı tehdit etti. Erdoğan, "Öyle zannediyorum bu özel haberi yapan kişi bunun bedelini çok ağır ödeyecek. Öyle bırakmam onu" dedi. Ardından da 26 Kasım 2015'te Can Dündar ve eski Ankara Temsilcisi Erdem Gül, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek ve açıklamak" ile ''silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçlamasıyla tutuklandı. 25 Şubat 2016’da Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararı vermesinin ardından, Dündar ve Gül cezaevinden tahliye edildi. Kararın ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan "Saygı duymuyorum, karara uymuyorum" dedi. Başsavcılıkça hazırlanan iddianameyi kabul eden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 6 Mayıs 2016’da "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak" suçlamasıyla Dündar'a 5 yıl 10 ay, Gül'e ise 5 yıl hapis cezası verdi. Dündar ve Gül’e "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlamalarından ise beraat veren Mahkeme, "silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan dosyayı ayırdı. Duruşmanın görüldüğü gün, İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde Can Dündar’a yönelik silahlı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda Dündar yara almazken, NTV muhabiri Yağız Şenkal bacağından yaralandı. Saldırıyı gerçekleştiren Murat Şahin, 10 ay hapis ve 4 bin 500 TL para cezasına çarptırıldı. Mahkeme sanığa iyi hal indirimi uygularken, "teşebbüs aşamasında kalan eylem nedeniyle cezalandırılamayacağına" karar verdi. Dündar ve Gül'ün, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama" suçlarından verilen hapis cezası kararlarının Yargıtay tarafından 9 Mart 2018’de bozulmasının ardından yargılama İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2 Nisan 2018’de yeniden başladı ve mahkeme Dündar hakkında kırmızı bülten çıkartılmasını istedi. 17 Eylül 2020'de görülen duruşmada mahkeme, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine, Can Dündar’ın 15 gün içinde mahkemeye gitmemesi durumunda "kaçak" sayılarak tüm mallarına el konulmasına karar verdi. 7 Ekim 2020'de görülen ara duruşmada mahkeme Can Dündar'ın tanınan sürede teslim olmaması nedeniyle mal varlıklarına el koydu. Bir hafta görülen duruşmada mütalaasını veren savcı Dündar'ın "siyasal veya askeri casusluk" ile "terör örgütüne yardım etmek" suçlamasıyla 22 yıl 6 aydan 35 yıla kadar hapsini istedi. 23 Aralık 2020'deki duruşmada ise Can Dündar 27 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. |
(HA)