Ayça Damgacı'ya İstanbul Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandıran "Gitmek-My Marlon and Brando" Hüseyin Karabey'e de New York Tribece Film Festivali'nde En İyi Yönetmen ödülü kazandırdı. Karabey, New York'ta düzenlenen panelde, bunun kariyerinin en önemli ödülü olduğunu söyledi.
23 Nisan'da başlayan Tribeca Film Festivali, dün (4 Mayıs) sona erdi. New York'ta, 11 Eylül saldırılarından sonra kentin kültürel ortamını canlandırmak, farklı sinemalara yaşam alanı açmak için 2002'den bu yana oyuncu Robert De Niro'nun öncülüğünde düzenlenen festivale bu yıl 41 ülkeden 121 uzun metrajlı film katıldı.
"En İyi Film" ödülünü İsveç yapımı, Tomas Alfredson'un yönettiği "Let the Right One In" adlı film aldı. Jüri, Karabey'e 25 bin dolar para karşılığı da olan En İyi Yönetmen ödülünü "belgesel tarzıyla klasik bir aşk hikayesini harmanlamada gösterdiği başarı kadar son derece modern ve uluslararası benzersiz bir kadın kahraman yaratttığı için" verdiğini açıkladı.
Festivalden yapılan açıklamada, "Gitmek"in jüri üyeleri tarafından çok beğenildiği belirtildi. Karabey, filmin 2000 film arasından ilk 12'ye kalıp festivalin yarışmalı kısmına seçilmesinden büyük heyecan duyduklarını, filmin festivalde ilgi gördüğünü, tüm biletlerin satıldığını söyledi.
Filmin basına tanıtım paneliyse New York Üniversitesi kampüsünde Cumartesi günü (3 Mayıs) yapıldı.
ABD’de Türkiye'yi tanıtmak için faaliyet gösteren "Moon and Stars Project" ve "Amerikan-Türk Cemiyeti-American Turkish Society" ile New York Üniversitesi "Sanatçılar ve Küresel Değişim Enstitüsü" işbirliğinde yapılan "Sınırları Geçmek: Batıdan Doğuya Sinematik Bir Yolculuk" adlı panele, Karabey, Damgacı ile New York sinema sektörünün önde gelen eleştirmenleri katıldı.
"Türk sineması seviliyor"
Karabey, ödülün Türkiye sineması için de çok önemli olduğuna inandığını belirtti. Daha önce Türkiye'nin belgesel film dalında Pelin Esmer'in "Oyun" adlı filmiyle ödül aldığını anımsatan Karabey, kendisinin de Türkiye'den ilk kez "kurmaca" dalında ödül alan yönetmen olduğunu söyledi.
Karabey, festivale geçen yıllarda "Takva", "Beş Vakit" gibi Türkiye'den son derece iyi filmlerin geldiğini anımsatarak, "Demek ki Türk sineması New York'ta seviliyor" dedi.
"Ben sinemaya kendi hikayelerimi ekranda göremediğim için girdim" diyen Karabey, 12 yıldır film çektiğini söyledi. Tribeca'da kazandığı ödülün filmin Türkiye'deki gösterimine olumlu etkide bulunacağına inandığını söyleyen Karabey, "Ödül umarım bizim gibi farklı yerlerden sokağı anlatan hikayeleri yapan yönetmenlerin çoğalmasına yardımcı olur" dedi.
"Artık daha iddialı..."
"Gitmek"in ilk uzun metrajlı filmi olduğunu belirten Karabey, 10 belgesel, beş kısa film çektiğini söyledi. Bundan sonraki projelerinin daha iddialı olacağını anlatan Karabey, Türkiye'de yaşanan temel sorunları filmlerinde işleyeceğini belirtti. Karabey, panelde yaptığı konuşmada ise özellikle Yılmaz Güney'den çok etkilendiğini ifade etti ve Kültür Bakanlığı'a verdiği maddi destek için teşekkür etti. (GG)
* Haberi Radikal ve Milliyet gazetelerinden derledik.