Sinemaseverlerin kültür-sanat takvimlerinde aylar öncesinden işaretlediği İstanbul Film Festivali’nin başlamasına sayılı günler kaldı. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafındanbu yıl 27'incisi düzenlenecek olan festival, 5–20 Nisan tarihleri arasında, izleyicileri, 2007 ve 2008'in en çok konuşulan filmleri ve sinema tarihinin unutulmaz yapıtları ile buluşturacak.
Açılış Lübnan’dan, kapanış İngiltere’den
Toplam 200 filmin gösterileceği festivalin açılışı, Lübnanlı oyuncu Nadine Labaki’nin ilk uzun metraj filmi "Caramel" ile. Beş Beyrutlu kadının hikayesini anlatan film, erkeklerin dünyasında kadın olmanın zorluklarını, kadınların erkekler için ve erkekler yüzünden çektiklerini, yaşadıkları toplumsal baskıları ve kadın cinselliğini samimi bir biçimde ortaya koyuyor.
Festivalin kapanışında ise festivalseverler Justin Chadwick’in yönetmenliğini üstlendiği, başrollerinde Natalie Portman, Scarlett Johansson ve Eric Bana’nın oynadığı "The Other Boleyn Girl" (Boleyn Kızı) adlı filmi izleyecek.
Film, VIII. Henry’nin hayatına biri eş diğeri metres olarak giren Anne ve Mary Boleyn kardeşlerin aşk, ihtiras ve entrika dolu ilişkilerini konu alıyor.
Altın Lale kimin olacak?
Festivalin büyük ödülü Altın Lale için bu yıl 12 film yarışacak. Uluslararası Yarışma jüriliğini ünlü görüntü yönetmeni Michael Ballhaus üstleniyor.
"Eternal Sunshine of the Spotless Mind" (Sil Baştan) filmiyle Türkiyeli izleyicilerin dikkatini çeken Michel Gondry’nin son filmi "Be Kind Rewind" (Lütfen Başa Sarın), Semih Kaplanoğlu’nun gittiği festivallerden ödüllerle dönen filmi "Yumurta" ve Hüseyin Karabey’in ilk uzun metrajlı sinema filmi "Gitmek" bu bölümde izlenebilecek filmler arasında.
Avrupa Konseyi Sinema Ödülü (FACE), bu yıl da "Sinemada İnsan Hakları" bölümünde gösterilecek bir filme verilecek. New York’un varoşlarında yaşayan küçük Alejandro’nun hikayesini merkeze alan "Chop Shop" (Küçük Çırak), İsrail sinemasının ünlü yönetmenlerinden Amos Gitai’nin filmi "Désengagement" (Çözülme), Handan İpekçi’nin namus cinayetlerini konu alan filmi "Saklı Yüzler" ve daha niceleri, ilki geçen sene verilen bu ödül için yarışacak.
Bu yıl festivalde gösterilecek Türkiye filmlerinin biletleri tek fiyattan, 3,5 YTL’den satışa sunulacak. Jüri başkanlığını Kaplanoğlu’nun yapacağı Ulusal Yarışma’da, Batman’daki namus cinayetlerini konu alan Mehmet Güleryüz imzalı "Havar", Çağan Irmak’ın yönetmenliğini üstlendiği "Ulak", Ümit Ünal’ın son filmi "Ara" ve Derviş Zaim’in henüz seyircilerle buluşmamış filmi "Nokta"nın da aralarında bulunduğu filmler, yılın "En İyi Türk Filmi" seçilmek için jüri karşısına çıkacak.
20’yi aşkın bölümden seçmeler
"Gündelikçi" adlı belgeselinden tanıdığımız Emel Çelebi’nin "Lilit’in Kızkardeşleri" adlı yapımı, Kazım Koyuncu’nun hayatını "kendi cümleleriyle" anlatan Ümit Kıvanç imzalı "Şarkılarla Geçtim Aranızdan" ve Anadolu’nun zengin müzik kültürünü keşfeden "Anadolu’nun Kayıp Şarkıları", gösterilecek Türkiye yapımı belgeseller arasında öne çıkıyor.
Bob Dylan’ın hayatının farklı dönemlerinin, aralarında Christian Bale, Heath Ledger’ın da bulunduğu oyuncular tarafından canlandırıldığı "I’m Not There", başrollerini Oscar ödüllü oyuncu Philipp Seymour Hoffman ve Laura Linney'in paylaştığı "The Savages" (Savage Ailesi) ve yönetmenliğini Sean Penn’in üstlendiği "Into The Wild", "Akbank Galaları" bölümünde seyirci karşısına çıkacak filmler arasında.
"Yıllara Meydan Okuyanlar" bölümünde, Polonyalı ünlü yönetmen Andrzej Wajda’nın 2007 yapımı filmi "Katyn"i izlemek mümkün olacak. Film, Wajda’nın, 1940’ta Katin’de Sovyet askerleri tarafından öldürülen on binlerce Polonyalıdan biri olan subay babasına ve onun dönüşünü senelerce bekleyen annesine adanmış.
"Dünya Festivallerinden" bölümünde, Paul Auster hayranlarını sevindirecek "The Inner Life Of Martin Frost" (Martin Frost’un İç Dünyası) adlı film gösterilecek. Ünlü Amerikalı yazar Auster’ın yönetmenliğini yaptığı filmin başrolünde, Kieslowski’nin "Kırmızı" filminden tanıdığımız Irene Jacob oynuyor.
Ken Loach’ın kamerasını günümüz Londra’sına çevirdiği filmi "It’s a Free World" (İşte Özgür Dünya…) ve festivalde bir sinema dersi de verecek olan Alexander Sokurov’un son filmi "Alexandra" da aynı bölümde izleyiciyle buluşacak.
NTV’nin sponsorluğunda düzenlenen Belgesel Kuşağı’nda ise, aşık hayvanları konu alan doğa belgeseli "Les Animaux Amoureux", efsanevi grup Rolling Stones’u Martin Scorsese’nin kamerasından gösteren "Shine a Light" ile bir baba ve oğlunun otuz yıl sonra ilk defa buluşmasını konu alan otobiyografik yapım "Mein Vater, Der Türke"ü (Benim Babam Türk) izlemek mümkün olacak.
Artun Yeres izleyiciyle buluşacak
Festivalin "Anılarına" bölümünde bu yıl, başarılı yönetmen Orhan Aksoy, İtalyanların efsanevi yönetmeni Michelangelo Antonioni, büyük usta Ingmar Bergman, "Kral ve Ben"le hafızalarımızda yer eden Amerikalı aktris Deborah Kerr, 2005'te festivalde "Yaşam Boyu Başarı Ödülü"ne layık görülen Fransız yönetmen Alain Robbe-Grillet, "La Cage aux Folles" filminin başarılı oyuncusu Michel Serrault, Tayvanlı yönetmen Edward Yang ve ressamlarla ilgili yaptığı filmlerde resim ve sinema ilişkisini gözden geçiren Artun Yeres, filmleriyle tekrar karşımıza çıkacaklar.
1960’lardaki Sinematek geleneğini bugüne bağlayan önemli yönetmenlerden biri olan Yeres’in kısa filmlerinin çoğunu bir araya getiren seçkide, izleyiciler, Yeres’in savaş karşıtı duruşunu temsil eden ‘Guernica’, ‘Hiroshima 08:15’ ve ‘Çirkin Ares’ adlı kısa filmleriyle birlikte toplam 9 filmini izleme fırsatı bulacak.
Ermenistanlı ve Türkiyeli sinemacılar "tarih" için bir arada
"Bob Dylan Yorumları" ile "Anadolu’nun Kayıp Şarkıları" adlı konserlerin, Marc Caro, Tony Gatlif ve Abderrahmane Sissako, Michael Ballhaus, Alexander Sokurov gibi usta sinemacıların vereceği sinema derslerinin de aralarında bulunduğu yan etkinlikler dizisinde, Anadolu Kültür ve Yerevan Altın Kayısı Film Festivali’nin, İKSV ve Ajans 21 desteği ile düzenlediği "Tarihi Filmlere Bakış; Türkiye-Ermenistan" başlıklı atölye de yer alıyor.
Ermenistan’dan ve Türkiye’den, 5’er profesyonel sinemacı ve 10’ar genç sinemacının katılacağı atölye çalışması, son yıllarda iki ülkede çekilen tarihi filmlerin izlenmesini ve değerlendirilmesini kapsayacak.
Sinemacılar, sinemanın tarihi nasıl yorumladığını ve sinema ekseninde bir barış dilinin nasıl oluşturulacağını tartışırken, belki de birlikte üretecekleri yeni projelerin ilk adımları da çalışma sırasında atılacak. Atölyenin ikinci ayağı, Temmuz ayında Yerevan’da Altın Kayısı Film Festivali sırasında gerçekleşecek. (SÇ/GG)