* Çizim: Murat Başol, Silivri Kampusu
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu’ndan (HHB) avukatların yargılandığı davanın bugünkü duruşması, Silivri Hapishane Kampüsü Duruşma Salonunda, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Tutuklu yargılanan avukatlar Selçuk Kozağaçlı, Oya Aslan, Özgür Yılmaz ve Barkın Timtik’in yargılandığı yeniden görülen davada, mahkeme yine tahliye taleplerini reddetti.
ÇHD’nin aktardığına göre bugünkü duruşmaya, dört avukat da fiziken katıldı. Duruşmaya birçok avukatın yanı sıra Şırnak Baro Başkanı Rojhat Dilsiz ile Muş Baro Başkanı Kadir Karaçelik ve Fransa Barolar Birliği, Paris, Brüksel, Liege, Bologna Baroları, Avrupa Barolar Federasyonu, Almanya Cumhuriyetçi Hukukçular Derneği, Uluslararası Avukatlar Birliği, Risk Altındaki Avukatlar için Uluslararası Gözlemciler, Fransa - Sınır Tanımayan Avukatlar adına temsilciler katıldı.
“Yargı süreci 9 yıla yaklaştı, uzatan sanıklar değil”
İlk sözü alan avukat Derviş Emre Aydın, “dosyanın soruşturma sürecinde aktif olarak yer alan, delilleri toplayan kolluk personelinin hali hazırda kamu personeli olmadığı gibi FETÖ mensubu olduklarına dair süreci” delilleri ile aktardı.
Avukat Hasan Fehmi Demir, mahkeme heyetine hitaben, “Hollanda-Belçika belgelerini bu ülkelerden istemek yargılamayı uzatır diyorsunuz ama bu dosya soruşturma evresi de dahil 9 yıla yaklaştı. Bu zaman probleminizi sanıklara yükleyemezsiniz. En nihayetinde geçen celse ATK’ya gönderdiğiniz materyaller üzerinde yapılacak incelemeye dair bizim de esaslı taleplerimiz vardı. ATKnın inceleme yaparken kesinlikle dikkate alınması gereken hususlar bunlar. Bunları kabul etmediniz. Aynı talebi yineliyoruz” dedi.
Avukat Oğuzhan Topalkara da “Geçen celse Hollanda-Belçika belgelerinin aslını bulduk dediniz. 20 yıl önce yabancı ülkelerde bulunan bir şeyi bulduğunuzu iddia ediyorsunuz. 15 yıl önce soruşturmalara konu olan evrakları bulduk dediniz. 9 yıl önce meslektaşlarımızın yargılanmasına sebep olan evrakları bulduk dediniz. 20 yıldır bizim bir kez bile görmediğimiz evrakı bulduğunuzu söylediniz. Bulduğunuz şeyin orijinal olması mümkün olabilir mi?” diye sordu.
“Bu dosyanın savcısı, kolluğu kaçak”
Avukat Topalkara sözlerine şöyle devam etti:
“Tutuk devam kararınızda hiçbir gerekçe yazmasanız da tutukluluk devam gerekçenizin bu belgeler olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden bu kadar önemsiyoruz bu “bulduğunuzu” Bu nedenle taleplerimiz ile birlikte değerlendirilmelidir.
“Çünkü 20 yıldır dosyaya bir dijitali getirmeyen ve hatta getirin demeyen savcı, 13 tanığın birini bizim önümüze getirmeyen ve hatta kaçıran savcı, müvekkillerimiz hakkındaki herhangi bir lehe delili bu dosyaya sokmaz. Biz bundan eminiz. Bu nedenle incelemede taleplerimiz önemli.
“6 yıla yaklaşmış tutukluluk devam kararlarını müvekkillerin alçak gönüllülükle kabul etmeleri ve tutsaklığı dert etmemelerinin yanında; bu dosyanın avukatları olarak Ebru Timtik'in kız kardeşini ve büro arkadaşını tahliye ettirilmemesinin ızdırabını yaşıyoruz.
“Biz ÇHD Genel Başkanını ve genel merkez yöneticiliği yapmış avukatların tahliye edilmiyor olmanın acısını yaşıyoruz.
“Tutuk devam kararlarınızda inatla bir gerekçe yazmıyorsunuz, katalog suç diyorsunuz, kaçma şüphesi diyorsunuz. Müvekkillerimiz, tüm bunların öncesinde; bir celladın elinden yargılandılar. Bu dosyada ise tek talepleri, bizi 'gerçekten' yargılayın idi. Dolayısıyla bu dosyada bizden yana kaçak yok. Ama dosyanın kaçağı var. Bu dosyanın kaçağı, soruşturma - iddianame savcısı Adem Özcan!
“Bu dosyanın soruşturmasını yürüten kolluk kaçak. Ve siz bu kaçakların topladığı, “oluşturduğu” deliller ile yazılan iddianame üzerinden 6 yıldır meslektaşlarımızı yargılıyorsunuz. Ve tutuklular! Bu celse artık sizden, zaten yazamadığınız tutuk devam gerekçesini değil tahliye kararını bekliyoruz.”
“Bu ayıba son verin”
Muş Barosu Başkanı Kadir Karaçelik, “Biz Muş Barosu olarak yüzlerce kilometre öteden savunuculuk faaliyetinin burada maruz kaldığı saldırıları duyuyoruz, görüyoruz. Bu sürecin tanığıyız, yargılanan arkadaşlarımızla birlikte bu sürecin mağduruyuz. 8 yıllık yargılama içerisinde kurulan ara kararlar, bu celsede verilen mütalaa; bu yargılamanın boyutunu başka bir boyuta taşıdı. Sanık müdafilerinin yıllardır yaptığı savunmalar, belli ki iddia makamı tarafından duyulmuyor, görülmüyor. Meslektaşımız bu acıya son verin dedi; biz bu ayıba son verin diyoruz” diye konuştu.
“Katalog suç diyerek tutuk devam kararı olmaz”
Şırnak Baro Başkanı Rojhat Dilsiz de şunları söyledi:
“Ben ceza yargılamalarına ceza hukukuna ilişkin bütün bilgi ve eğitimi şu an bu salonda savunmak durumunda kaldığım meslektaşlarımdan aldım. Bu meslektaşlarımızın özgür kalması hepimiz açısından çok değerlidir, önemlidir. “Katalog suç” diyerek verdiğiniz tutuk devam kararları olamaz. Ben suçlamanın sadece “katalog suç” olmasının tutuk devam gerekçesi olamayacağını bu salonda bugün yargılanan meslektaşlarımdan öğrendim. Şimdi size aktarmaya çalışıyorum.”
“Bulduklarınız dosyadaki evrakları barındırmıyor”
Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanımız Selçuk Kozağaçlı söz aldı, şöyle konuştu:
“Avukatlarımın konuşurken kelimelerini dikkatle seçmeye çalıştığını fark ettim. Ben de mesleğimi yaparken öyle yapardım. Ama şimdi sanığım ve siz heyetle daha özel bir ilişkim var. O nedenle ben daha açık olacağım. “Buldum” dediğiniz dijitalleri incelemeye gönderdiniz ancak bizim taleplerimizi dikkate almadınız. “İlk rapor bir gelsin bakalım” dediniz diye okudum ben durumu. Şimdi söylüyorum tekrar: buldum dedikleriniz dosyadaki evrakları barındırmıyor. Ben bundan çok eminim.
“Buldum dediğiniz şeyler orijinal değil. Dijitaller için, “orijinaller” için siz yazmasanız ben Hollanda’ya yazmaya devam ederim, bundan kaçış yok. Bu dijital belge bu dosyadaki delilleri barındırmıyor ben bunu biliyorum.”
“Bizimle ilgili kumpas olduğunun delilleri ortada”
“Soruşturma polisi Ramazan Akyürek hakkında konuşalım biraz. Şimdi kendisiyle aynı cezaevindeyiz. Ramazan'ın 20 yıl boyunca el atıp mahvettiği bütün dosyaları kaldıracak olsak Türkiye adalet sistemindeki dosyaların dörtte birini ortadan kaldırmak zorundayız.
“Ramazan’ın yaptığı işlerin tamamından savcılar memnun değil, diyemeyiz. Bana ve arkadaşlarıma karşı yaptığı işlerden savcılar memnun. Ancak cumhurbaşkanına veya çocuklarına, bakanlara karşı yaptığı işlerden memnun değiller.
“FETÖ’cülerin işleri kötüdür, biz kötü işten yargılanıyoruz, bizi tahliye edin demiyorum. FETÖ’cülerin bizimle ilgili yaptığı işlerin “kumpas” olduğunun delilleri var. Ortada. Bizi bu yüzden tahliye etmelisiniz diyorum.
“İtirafçı olan ve TEM'in kadrolu avukatı olan Süleyman, TEM'de kişilerin ifadesine girip para aldığını açıkça beyan etti. Süleyman hükümlü ve avukatlıktan atıldı. Adem Özcan zaten bildiğiniz gibi. Tüm tanıklar birçok dosyada eğitilip tanık oldular.
“Bu dosya yüzünden Ebrumuzu kaybettik”
“Yıllardır tutuklu tutulan insanlar hakkında açılan soruşturmanın usulsüzlüğü var, soruşturma ve yargılama sürecinde görev yapan kolluğun yargılandığı ve hüküm kurulduğu bir durum var. Bunlar çok büyük delillerdir. Daha ne olsun?
“Kuyruğu dik tuttuğumuz için acımız yok sanmayın. Biz hapisle terbiye olmayız, biz polisle jandarmayla itirafçıların yalanlarıyla terbiye olmayız. Biz açlıkla terbiye olmayız. Biz bu dosya yüzünden Ebrumuzu kaybettik.”
“Bir tanık akıl hastası olduğunu beyan etti”
Avukat Uğur Esat Keşküş tutuklu avukat Oya Aslan’ın müdafii olarak söz aldı: “Daha önce defalarca talep etmemize karşı birleştirme talebimiz reddedilmişti. 4 Mart tarihinde aniden iki mahkeme kendi arasında hızla Oya Aslan yönünden birleştirme yaptı. Biz birleşen dosyada sunduğumuz tevsi tahkikat taleplerini hatırlatmak istiyoruz. Birleşen dosyada, Oya Aslan yönünden tutuk devam kararları gerekçesiz şablonla veriliyordu. Tanık delili vs. denilerek.
“Oysa, Oya hakkında ifade veren tanıkların Oya'yı hiç tanımadığı yargılama sırasında birleşen dosyada ortaya çıkmıştı. Yine bir tanık ise akıl hastası olduğunu beyan etti. Dosyamızda buna dair deliller söz konusu. Dolayısıyla tanık delilini tutuk devam gerekçesi yapamazsınız.”
“Yeni ifadelerde üçümüze ayrıca yükleniyorlar”
Ardından Oya Aslan söz aldı: “Senelerdir tutukluyuz, ancak siyasi polis ve iktidar bize iftiracı tanık ifadeleri ile saldırmaya hala devam ediyor. Dosyaya hala yeni tanık ifadeleri sokuyorlar.
“Son giren ifadelerden dikkat çekici olanı aktarmak istiyorum. Aykut Valavani isimli biri hakkımızda ifade vermiş bu kez. Diğer arkadaşlarım için de beyanı var ancak özellikle ben, Barkın ve Selçuk hakkında vücudumuza streç film ile SD kart sararak talimat ilettiğimizi söylüyor. Neden üçümüz?
“Öyle açık ki! Yalnızca Selçuk, Barkın ve ben bu dosyanın tutuklularıyız. Ve delilleri, var olan tanık ifadelerini çürütüyoruz. Tahliye olmamız gerekiyor, bu açıkça ortada. Bu nedenle yeni ifadelerde üçümüze ayrıca yükleniyorlar, sözde ağır ithamlarla.
“Yargılanmak istenen avukatlık pratiğimiz”
Tutuklu avukat Barkın Timtik de söz alarak şunları söyledi: “Ne mahkemenize ne içinde bulunduğumuz yargı sistemine karşı bir inanç duyuyorum. Bu nedenle konuşmayı da düşünmüyordum ancak burada olan meslektaşlarım, ailelerimiz için birbirimizi görme - duyma fırsatı olduğu için konuşacağım.
“Dosyanızla birleşen bir dosya var benim açımdan, Kıraç dosyası. O dosyanın sanığıyım, neden biliyor musunuz? Müvekkilimin cenazesi cemevinde polis saldırısı altında kalmasın, kaldırılabilsin diye ailesinin yanında cemevinde bulunduğum için gözaltına alındım ve yargılanıyorum. Bu dosyanın dosyanızla birleşmesini çok istemiştim. Hep söylediğimiz, yargılanmak istenenin avukatlık pratiğimiz olduğunu görün diye…”
Tutuklu avukatlardan Özgür Yılmaz da “Ramazan Akyürek yargılanıyor ancak onun topladığı, yarattığı deliller ile tutuklu yargılamalar devam ediyor. Akın Gürlek’in verdiği kararın referansı ile tutuklu yargılama devam ediyor. Ramazan Akyürek gibi, Akın Gürlek de yargılanacak. 2017 operasyonunun siyasi şube amiri de yargılanacak. Bu hukuksuz kararlarınızda ısrar ederseniz siz de yargılanacaksınız” diye konuştu.
Beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutukluluğun devamına hükmetti.
Bir sonraki duruşma 1 Haziran 2022’de yine Silivri Kampusu’nda görülecek. (AS)