Haberin İngilizcesi için tıklayın
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch/HRW) ve Uluslararası Hukukçular Komisyonu (International Commission of Jurists/ICJ) bugün yaptıkları ortak açıklamada, 1091 gündür tutuklu olan insan hakları savunucusu ve iş insanı Osman Kavala ile Henri Barkey hakkında hazırlanan iddianamenin siyasi amaçlı olduğunu ve hukuki güvenirlikten yoksun olduğunu ifade etti.
İddianamenin, Mayıs 2020'de kesinleşen ve Türkiye'nin Kavala'nın serbest bırakılmasına karar veren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına uymayı açıkça reddettiğini gösterdiğini vurguladı.
HRW ve ICJ ayrıca iddianamenin sadece Kavala'nın haklarına yönelik devam eden ihlalleri sürdürmekle kalmadığını, aynı zamanda yeni ihlaller doğurduğunu kaydetti.
Williamson: Türkiye temel hukuk ilkelerini göz ardı ediyor
Konuyla ilgili konuşan İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, ”Osman Kavala ve Henri Barkey aleyhindeki yeni dava, Türkiye makamlarının mahkemeleri siyasi amaçlar için açıkça kötüye kullandıklarını ve ceza yargısının temel ilkelerini göz ardı ettiklerini gösteriyor" dedi.
Williamson, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Kavala'nın serbest bırakılması kararına uyulmaması, AİHM'in Türkiye'nin tutuklama ve yargılamayı bir insan hakları savunucusunu susturmak için kullandığı tespitini doğruladığını” ifade etti.
Pillay: Tüm suçlamaların düşürülmesi zorunlu
ICJ Avrupa ve Orta Asya Programı Direktörü Roisin Pillay ise, "Türkiye, Avrupa Mahkemesi’nin Kavala'nın derhal serbest bırakılması kararına uymakla yükümlüdür. Karar Kavala'ya açılan son dava kapsamındaki tutukluluğunu da kapsıyor" diye konuştu.
Pillay, “Yeni iddianame, Kavala'nın tutukluluğunu haklı çıkarmak için yeni bir iddia ileri sürmüyor. Türkiye'nin Kavala'ya karşı yürüttüğü yıldırma kampanyasını onu serbest bırakarak ve ona yönelik tüm suçlamaları düşürerek sona erdirmesi zorunludur" dedi.
TIKLAYIN - Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi
Ne olmuştu?Gaziantep'ten uçakla dönmekte olan iş insanı ve hak savunucusu Osman Kavala 18 Ekim 2017’de Atatürk Havalimanı'nda gözaltına alındı. 1 Kasım 2017'de de "Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs, hükümeti ortadan kaldırma" iddiasıyla tutuklandı. İddianamesi tutukluluğunun 16. ayında 19 Şubat 2019’da hazırlandı. 4 Mart'ta da mahkemece kabul edildi. Osman Kavala'ya birlikte 15 Gezi Direnişi'nden yargılandı. Savcının hakkında müebbet hapis istediği Kavala Silivri Cezaevi'ndeki 840. gününüde beraat etti. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi 18 Şubat 2020'deki son duruşmada Kavala'nın tahliyesine hükmetti. Fakat kararın ardından Kavala hakkında 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması gerekçe gösterilerek yeni bir gözaltı kararı çıkartıldı. 24 saatlik gözaltı süresi dolan Kavala savcılık ifadesinin ardından çıkarıldığı Nöbetçi 8. Sulh Ceza Hakimliği'nce TCK 309 'Anayasayı ihlal'den yeniden tutuklandı. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, mahkemenin verdiği beraat kararına istinaden, "Gezi'yi karıştıran malum kişi içerideydi, bir manevrayla beraat ettirmeye çalıştılar" dedi. Karar öncesinde Kavala'nın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca aynı dosyadan 11 Ekim 2019'da "Tutuklama tedbiri ölçülü değil" denilerek resen tahliye edildiği ortaya çıktı. Kavala 9 Mart 2020'de bu sefer TCK'nin 328. maddesinden 'Siyasal veya askerî casusluk'tan tutuklandı. 20 Mart 2020'de ise 18 Şubat'ta cezaevinden çıkamamasına neden olan 'Anayasayı ihlal'den tahliye edildi. Ancak "casusluk" suçlamasıyla da tutuklu olduğu için cezaevinden çıkamadı. Osman Kavala'nın tutukluluğunu 10 Aralık 2019'da görüşen AİHM, Kavala'nın makul şüphe olmadan siyasi sebeplerle tutuklanması ve Anayasa Mahkemesi'nin başvuruyu makul bir sürede incelememesi nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ihlal edildiğine karar vermişti. Fakat aradan geçen sürede Osman Kavala cezaevinden hiç çıkamadı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de Kavala'yla ilgili kesinleşen AİHM kararıyla ilgili Türkiye'ye çağrıda bulundu ve kararın uygulanarak Kavala'nın serbest bırakılmasını istedi. Osman Kavala'nın tutukluluğunun hukuki olmadığına ilişkin yaptığı bireysel başvuruyu 29 Eylül'de karara bağlaması beklenen Anayasa Mahkemesi ise başvurunun görüşmesini erteledi. Kavala hakkında aynı gün hazırlanan iddianame mahkemeye sunuldu ve Anayasa Mahkemesi iddianamenin daha sonra rapora ekleneceğini duyurdu. 8 Ekim'de detayları öğrenilen iddianameye göre Kavala; Anayasayı ihlal ve siyasal veya askerî casuslukla suçlandı. |
(HA)