İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch/HRW), dördüncü yargı paketinin güçlendirilmesinin, insan haklarını önemli ölçüde iyileştireceğini ve barış sürecinin desteklenmesine katkıda bulunacağını açıkladı.
“İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” halen Meclis Adalet Komisyonu’nda görüşülüyor ve önümüzdeki haftalarda Meclis'te oylanması bekleniyor. Tasarı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye aleyhine verdiği birçok kararda tespit ettiği hak ihlali kalıplarına cevaben çeşitli yasalarda değişiklik yapılmasını öngören 20 maddeden oluşuyor.
HRW Türkiye uzman araştırmacısı Emma Sinclair-Webb şu açıklamayı yaptı:
“Dördüncü reform paketi, şiddet içermeyen ifade ve gösteriler hakkında adil olmayan gerekçelerle kovuşturma açılmasını önleyecek ve işkence suçunun yargılanmasını kolaylaştıracak.”
“Ama Meclis Anayasa Komisyonu, silahlı örgüt üyeliği suçunun kapsamını da daralıp, devlet eliyle gerçekleştirilen cinayetlerin kovuşturulmasında zamanaşımını kaldırılmazsa, bu tasarının reform ve barış sürecine katkısı anlamlı olmayacaktır.”
Sık sık kötüye kullanılan “terör propagandası yapma” ve bağlantılı suçları düzenleyen yasanın kapsamının daraltılmasının da kanun tasarısındaki olumlu tedbirlerden biri olduğunu söyleyen
“90’lar için zamanaşımı kalkmalı”
HRW açıklamasında, “karar tasarısında, ifade özgürlüğünü kısıtlayan bir dizi kanun maddesinin iyileştirilmesi ya da tamamen kaldırılması ele alınmıyor” dendi.
“Özellikle de sıklıkla Kürt siyasi aktivistler ve gazetecilerin hapsedilmesi için başvurulan ‘silahlı örgüte üye olma’ maddesinin kapsamının kısıtlanmaması dikkat çekici.”
“Reform paketinin olumlu maddelerinden biri de işkencenin soruşturulmasında zamanaşımının kalkması. Yasaların belirlediği sürelerin aşılması sebebiyle düşen soruşturma ve kovuşturmalar, geçmişte meydana gelmiş insan hakları ihlalleri için adaletin yerine gelmesini isteyen mağdurlar açısından ciddi bir sorun.”
“Refom paketi bu haliyle, kamu görevlilerince işlenen yargısız infazların soruşturulması ve kovuşturulmasında zamanaşımının hala işlediği anlamına geliyor. Bu durumda, 1990'lı yıllarda ülkenin güneydoğusu ve büyük kentlerinde yaşanmış binlerce cinayet ve zorla kayıp etme olayıyla ilgili adaletin yerine gelme ihtimali azalıyor.”
Sinclair-Webb "Kanunlarda değişikliğe ilişkin tasarı, işkenceye karışmış devlet görevlilerinin adaletten kaçamayacağını net olarak ortaya koyuyor. Aynı şeyin devlet görevlilerinin gerçekleştirdiği cinayetler için de geçerli olduğunun yasalarda net olarak ortaya konması gerekiyor" dedi.
“Örgüt üyeliğine” düzenleme
HRW, yargı paketiyle, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) "silahlı örgüt üyeliğini” düzenleyen 314. maddesinin değiştirilmediğine dikkat çekti.
Sinclair-Webb, "şiddet içermeyen görüşlerini ifade ettikleri ve örgütlendikleri için kişiler hakkında terör örgütü üyesiymiş gibi kovuşturma açılmasını önlemek için Meclis'in örgüt üyeliği suçunu yeniden düzenlenmesi gerektiğini" vurguladı. (AS)