"Raporda pek çok doğru şey var. Temel hak ve özgürlüklerle ilgili Türkiye'deki demokratların, liberallerin yıllardır dile getirdiği şeyleri tekrar söylüyor. Ama imkansız talepler devam ediyor."
Aktar: Üslup zedeleyici, amaç da o zaten
Raporun, tıpkı AP Dış İlişkiler Komitesi'ndeki versiyonu gibi "yapıcı olmadığını, ilişkiyi zedeleyici bir üslup" taşıdığını söyleyen Aktar "Amaç da bu zaten" diyor.
"Rapor sanki ayrıca bir açıklama metnine ihtiyaç duyuyor. Özellikle Süryani, Rum Pontus meseleleriyle ilgili ne dediği hiç belli değil."
AP raporu, Türkiye'de hükümetin işkenceyle mücadele, yolsuzlukla mücadele, kadın haklarının genişletilmesi, Kürtçe yayın gibi konularda attığı adımları memnuniyetle karşıladığını belirtirken Türkiye'nin reform sürecinde yavaşladığını saptadı.
"Türkiye bu süreçte hiçbir şey yapmadı. Bu açık" diyor Aktar. Ama raporun Avrupa Birliği'nin eksikliklerinden, vermesi gereken "mali ve manevi desteği vermemesinden" hiç söz etmediğine de dikkat çekiyor ve ekliyor: "Yangına körükle gidiyorlar."
"Alman, Fransız ve Hollandalı Hıristiyan Demokratlar, artık açık açık, 'Türkiye'nin gerçek yüzünü ortaya çıkardık' diyor. Amaç -Hıristiyan Demokrat camianın Dış İlişkiler Komitesi'nde olduğu gibi- bağcıyı dövmek."
"Ancak Türkiye'deki AB karşıtlarına yarar"
Asıl bağlayıcı olanın 8 Kasım'da açıklanacak Avrupa Komisyonu'nun "İlerleme Raporu" olacağını anımsatan Aktar,şöyle devam etti:
"O rapor katılım ortaklığı temelinde hazırlanmış olacak. Çünkü orada bir akit var. Parlamento'nun raporuysa çala kalem yazılmış, gayrıciddi bir metin. Bu da ancak Türkiye'deki AB karşıtlarının işine yarayacak. AB sürecini iki taraftan kuyunun dibine doğru itmeyi sürdürüyorlar." (TK/KÖ)