Çizim: Ercan Altuntaş
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Halklar ve İnançlar Komisyonu, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Kobanî davasına müdahillik başvurusuna dair yazılı açıklama yaptı.
Daha önce inanç merkezlerine zarar verildiği gerekçesiyle davaya müdahil olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın mütalaaya ilişkin davaya gönderdiği dilekçe ile asıl niyetini ve düşmanlığını gösterdiğini belirtti.
“Yargı sürecini etkileme çabası”
HDP, Diyanet İşleri Başkanlığının Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği yazının, “devam eden intikam hırsının en önemli göstergelerinden biri olduğunu” açıkladı:
“Diyanet’in hiçbir hukuki kanıta dayanmayan iddiaları, yargı sürecini etkileme çabasından başka bir şey değildir.
Diyanet İşleri Başkanlığı bugün tarihte hiç olmadığı kadar halkın inancını, kutsalını, mabedini hatta her türlü dini değerlerini devletin politikalarını meşrulaştırmak için kullanışlı bir aparat haline getirmekte tereddüt etmiyor.
Diyanet’in tanımlı görevlerini aşarak mevcut iktidarın politikalarına taraf olması ve bu tutumuna halkın inancını ve mabetlerini alet etmesi kabul edilemez.
Her halkın ve inancın kendisini özgürce ifade etme ve inancını özgürce yaşama hakkı için verdiğimiz mücadelemizi kumpas davalarıyla ve çeşitli senaryolarla boşa çıkaracaklarını zannedenler bilsin ki tarih karşısında kendileri yargılanıyor. Dini siyasete alet etmeye devam eden AKP ve şürekâsı Hak katında da hukuk karşısında da hesap verecek.”
Diyanet’in dilekçesinde ne var?
Diyanet’in müdahillik dilekçesinde, şu ifadeler yer aldı:
“Toplumun dini, ahlaki ve manevi değerlerini sürekli canlı tutmak amacıyla İslâm dininin temel kaynaklarına dayalı doğru ve güncel bilgi ile toplumu din konusunda aydınlatmak, inanç, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, ibadet yerlerini yönetmekle görevli olan Başkanlığımız; toplumun dini, ahlaki ve manevi değerlerini sürekli ayakta tutan, bütün insanlığın barış ve huzuruna katkı sağlayan, İslâm Dini ile ilgili her konuda referans alınan en etkin ve en saygın bir kurumdur.
“Davaya konu kişilerin fiil ve davranışları, bu durumu temelden sarsan ve telafisi imkânsız sonuçlara sebep olmaktadır. Nitekim vicdanlara hitap eden din hizmetlerinde itimat ve güvenin kaybolması halinde boşluk kabul etmeyen bu alanın çeşitli sapık akım ve gruplara kalacağı tartışmasızdır.” (AS)