İçişleri Bakanlığı ve Beyoğlu Kaymakamlığı’nın 700. haftadan bu yana Galatasaray Meydanı’ndaki oturma eylemlerini engellediği Cumartesi Anneleri/İnsanları, 744. hafta buluşmasında da İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde bir araya geldi.
Yoğun polis ablukası altında gerçekleştirilen eylemde, 1 Temmuz 1994’te gözaltında kaybedilen Ahmet Demiray’ın ölümüyle ilgili hakikatin ve mezar yerinin açıklanmasını istendi.
Cumartesi Anneleri/İnsanları adına haftanın açıklamasını İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri okudu. Yoleri, şöyle konuştu:
“Türkiye'de gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerine ve faillerine dair resmi suskunluk iktidardan iktidara devreden bir gelenektir. Bu gelenek, kamu gücünü kullananların yurttaşa karşı suç işleme imtiyazını sürdürmeyi hedefler. Hukukun üstünlüğü yerine gücün ve keyfiliğin egemen olmasını hedefler.”
‘Failler yargılansın’
“İktidarın yurttaşa karşı işlenen suçları yok sayan ve onaylayan resmi sessizliği karşısında yükselen sesimiz hakikate, adalete ve masumiyete sahip çıkmak içindir.”
“Ahmet Demiray'ın gözaltında ölümü ile ilgili hakikat açıklansın. Ahmet Demiray'ın mezar yeri açıklansın. Onu gözaltına alanlar, öldürenler ve bedenini kaybedenler yargılansın ve cezalandırılsın!”
Tanrıkulu: Mecliste komisyon kurulmalı
Demiray ailesinin avukatı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu eyleme mektup gönderdi. Tanrukulu, mektubunda şöyle seslendi:
“İnsan hakları ihlallerinin son bulması için yasal düzenlemeler gereklidir. Ancak yasaların uygulanması için de siyasi ve toplumsal irade gereklidir. Toplumsal barışın sağlanması için hak ihlalleri adil ve güçlü bir biçimde soruşturulmalı, sorumluların yargılanması ve hesap vermesi için her şey yapılmalıdır.
“Gözaltında kaybetme; kişiye yönelik bir suçtan öte insanlığa karşı işlenmiş suç olduğu gerçeğiyle hareket edilerek; yasalardaki zamanaşımı süreleri kaldırılmalı ve geçmişin aydınlatılması için insan hakları savunucularının da katılımıyla TBMM çatısı altında bir komisyon kurulmalıdır. Başta insan hakları ihlallerinin mağdurları olmak üzere tüm toplumda ‘adaletin yerini bulacağı’ inancı yerleşmelidir. Adalet olmadan barış olmaz.”
Ocak: Babamdan devraldığımız hak mücadelesini sürdüreceğiz
21 Mart 1995'te gözaltında kaybedilen ve daha sonra cenazesi bulunana Hasan Ocak'ın ağabeyi, Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Ali Ocak da şunları söyledi:
“Sahipsiz kişi, kimsesizler mezarlığı kavramlarına fazla yabancı değiliz. Hasan Ocak tıpkı Ahmet Demiray gibi sözüm ona sahipsiz kişi olarak kimsesizler mezarına gömülmüştür. Oysaki onları harıl harıl arayan yakınları dört gözle bekleyen dostları vardır.
“Devletin geleneksel politikası, suçluları koruma kendi sorumluluğu gizlemek için uydurduğu bu kavramla artık yüzleşmesini istiyorum. Bunla yüzleşmediği, katilleri cezalandırmadığı sürece biz bu suçluların peşinde olacağız; adalet ve hak aramaya devam edeceğiz.
“Bugün aynı zamanda babamın da aramızdan ayrılışının 18.yılı. Babam adalet arayışını, demokrasi, hukuk arayışını bize miras bırakarak 18 yıl önce aramızdan ayrıldı. Biz ondan devraldığımız bu mirası ömrümüz yettiği sürece, hayatımızın her alanında adalet ve hukuk mücadelesini yürütmeye devam edeceğiz.”
Ahmet Demiray nasıl kaybedildi? "29 yaşındaki dört çocuk babası Ahmet Demiray Diyarbakır'da yaşıyordu. 21 Temmuz 1994 tarihinde Seyrantepe'de gözaltına alındı. "Baba Demiray; oğlunun H.E., T.E. ve Ö.E isimli köy korucuları ve başka kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırıldığını ve hayati tehlike altında olduğunu belirterek Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne başvurdu. Aynı gün savcı, Ahmet'in Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı'nda gözaltında tutulduğunu bildirdi. "Demiray Ailesi Ahmet'in savcılığa çıkarılmasını beklerken, 15 Ağustos 1994 tarihinde Lice Cumhuriyet "Savcılığı, Lice Belediye Başkanlığı'na bir yazı gönderdi. Yazıda Ahmet Demiray'ın Lice İlçesine bağlı Dibek Köyü'nde öldürüldüğü bilgisi ve ailesinin Hazro'da bulunması nedeniyle sahipsiz olan cenazesinin belediye tarafından defin edilmesi talimatı bulunuyordu. "Ahmet Demiray'a otopsi yapılmadı. Onu kimsesiz kişi olarak defnedildiği yerden teslim almak isteyen ailesine izin verilmedi. Gözaltında tutulan Demiray'ın ölümünün gerçekleştiği koşullara yönelik etkin bir soruşturma yapılmadı. "AİHM'e taşınan davada hükümet, Demiray'ın gözaltındayken götürüldüğü yer gösterme sırasında tuzaklı bir mayın patlaması sonucunda öldüğünü iddia elti. Ancak bu iddiayı destekleyecek nitelikte belge ve delilleri mahkemeye sunmadı. "Mahkeme, hükümetin Ahmet Demiray'ın ölümü ile ilgili yaptığı açıklamanın makul olmadığı ve ölümün gerçekleştiği koşullar hakkında hakiki bir araştırma yürütülmediği sonucuna vararak Türkiye'yi mahkûm etti. (21.11.2000 tarih ve Başvuru no.27308195) "Diyarbakır'da gözaltına alındıktan sonra parçalanmış cesedi Lice'deki kimsesizler mezarlığına "sahipsiz kişi" olarak defnedilen Ahmet Demiray'ın kaybedilmesi ile ilgili bugüne kadar iç hukukta etkin bir soruşturma yürütülmedi. Maddi gerçeğin açığa çıkartılması ve suç faillerinin belirlenip cezalandırılması konusunda sonuca götürecek adli bir süreç işletilmedi. "Devlet, Ahmet Demiray'ın yaşarmm koruma ve gözaltında kaybedilmesi ile ilgili etkili soruşturma yükümlülüğünü yerine getirmedi. "Hakikat ve adalet 25 yıldır adliyenin tozlu raflarına hapsedildi." |
(EMK)
*Fotoğaflar: Taylan Öztaş