Güney Afrika'nın "altın şehir" lakaplı ekonomik başkenti Johannesburg ve çevresinde Zimbabve'den kaçmış göçmenlere yönelik saldırılarda BBC'nin haberine göre en az 23 kişi hayatıın kaybetti.
Johannesburg'un polisin giremediği teneke semtlerinde yüzlerce kişi saldırıya uğradı, barakalar yağmalanıp ateşe verildi. Şiddetten kaçan en az altı bin kişi kilise ya da karakollara sığındı. Pazar günü üstüne battaniye kapatılıp ateşe verilerek öldürülen bir göçmenin fotoğrafları dün tüm Güney Afrika gazetelerinin manşetindeydi. Bin Zimbabvelinin sığındığı bir kiliseye de saldırıldı.
Göçmenler "iş çalmak"la suçlanıyor
Apartheid'ın bitmesinden 14 yıl sonra, Güney Afrika doğal kaynak zenginliğine rağmen hâlâ gelişmekte olan bir ülke ve gelir eşitsizliğinde başı çekiyor. İşsizliğin yüzde 40'larda seyrettiği, suçun alıp başını gittiği yoksul bölgelerde, göçmenler yerlilerden "iş çalmak"la suçlanıyor.
En yoğun Johannesburg'da olmak üzere Güney Afrika'da, üç milyonu Zimbave'den kaçmış, kalanı Mozambik, Nijerya, Malavi ve Kongo'dan gelen beş milyon göçmen yaşıyor.
257 kişi tutuklandı
Geçen hafta başlayan şiddet kontrolden çıkarak, göçmenlerle birlikte yerel halkı da hedef alma yolunda. Reiger Park sakini Bongani, devrilmiş bir konteynırı göstererek "Sahibi renkli bir Güney Afrikalıdır. Ama her şeyini çaldılar" dedi ve ekledi:
"Polisin geldiğine memnunum, ama beni de bacağımdan vurdular. Bahçemdeyken sebepsiz yere ateş ettiler."
Tutuklananların sayısı 257'yi buldu. Kötü yönetimle suçlanan hükümet, saldırıları kuvvetle kınadı. Nobel Barış Ödüllü Başpiskopos Desmond Tutu "Biz böyle davranmayız. Bunlar bizim kardeşlerimiz. Lütfen durun. Apartheid'la savaşırken Afrikalılar bizi destekledi. Teşekkürümüz çocuklarını öldürmek olamaz. Şiddet eylemiyle mücadelemize itibar kaybettiremeyiz" çağrısı yaptı. (GG)
* Haberi Radikal gazetesinden derledik.