Gezi Davası'nda çıkan kararın ardından Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin (TMMOB) başlattığı Adalet Nöbetinin 35. gününde nöbeti dün (30 Mayıs) sinema sektörü çalışanları devraldı.
Nöbete Nur Sürer, Meltem Cumbul, Aykut Sezgi Mengi, Ceylan Özgün Özçelik, Nergis Özçelik, Baran Seyhan gibi pek çok sinema çalışanı katıldı. Nöbete katılanlar arasında Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan, Demokrasi İçin Birlik, Bahçeşehirliler Derneği, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası, Doğa'nın Çocukları ve Taksim Dayanışması üyeleri de vardı.
Adalet Nöbeti katılımcıların TMMOB'un İstanbul Karaköy'deki binasının önünde toplanmasıyla nöbet saat 17:00'de başladı.
Katılımcılar ellerinde "Çiğdem Mater'in çekemediği filmleriz", "Mine Ne Yanlış, Ne de Yalnız", "Geziye Özgürlük!" yazılı pankartlar taşıdı ve "Her yer Taksim her yer direniş" sloganları attı.
25 Nisan'daki Gezi Davasında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Osman Kavala'ya hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüsten ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi'ye ise bu suça yardımdan 18 yıl hapis cezası verdi.
"Sinemacılara teşekkür ediyoruz"
Gezi Direnişi sırasında polisin sıktığı gaz kapsülü ile başından vurulan ve 269 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan Adalet Nöbetindeydi.
Gezi tutukluları hapisten çıkana kadar adalet ısrarını sürdüreceklerini söyleyen Gülsüm Elvan, kendi davalarının da istinafta olduğunu, Gezi Davası'nda 18 yıl hapis cezası alan avukat Can Atalay'ın Berkin Elvan'ın davasında mücadele ettiğini belirtti:
"Benim 9 yıldır tek bir sloganım var: Ölüme karşı yaşam, savaşa karşı barış."
"Karanlık gider, Gezi kalır"
Adalet Nöbetine katılanlar, basın açıklamalarını 18:00'da okudu.
Açıklamalardan önce TMMOB'un 47. Olağan Genel Kurulu'nun toplantısının gerçekleştirildiği ve Genel Kurul'da yapılan seçimlerde Mücella Yapıcı'nın en yüksek oyla Yönetim Kurulu Üyesi seçildiği belirtildi.
Sinema sektörü çalışanları adına basın açıklamasını Ceylan Özgün Özçelik yaptı. Özçelik, dayanışma mesajı verdi:
"Gezi'nin 9. yılında özgürlüklerinden mahrum edilmiş arkadaşlarımızın hepimiz adına rehin alındığını tekrarlıyoruz. Onlar için ve onlar adına da sesimizi yükseltmekten vazgeçmiyoruz.
Gezi davasında tutuklanan sinemacı arkadaşlarımız Çiğdem Mater ve Mine Özerden'in ve diğer tutuklular Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Hakan Altınay'ın yanındayız. Karanlık gider, Gezi kalır."
TIKLAYIN - Gezi Davası | Adalet Nöbetini 35. gününde sinemacılar devraldı
"Onlar bizim gönlümüzde özgürler"
Ardından Demokrasi İçin Birlik'ten Bedahet Tosun söz aldı:
"Hepimiz Gezi'deydik. Öğrenciler, işçiler toplumun değişik kesimleri değişik şehirlerde aynı amaç için bir aradaydı. Hukuk için bir aradaydık. Adaletsizliğe karşı bir aradaydık. Yozlaşmaya karşı ortak bir ses vermek için bir aradaydık ve tabii ki Gezi'yi korumak için bir aradaydık. Orada başlayan çığlık ülkenin her tarafına yayıldı. Haklıydık, bu haklılığı hazmedemediler.
"Ülkenin bir kısmında, Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) tabanında yoğun bir şekilde uygulanan şiddet, kuralsızlık, hukuksuzluk şimdi ülkenin dört bir yanında, hepimizi sarmaya başladı.
"Gezi mücadelesini karalama adına bizim yoldaşlarımızı, içimizden birilerini aldılar. Onlar bizim gönlümüzde özgürler ve yarın yine bizimle bir arada olacaklar. Dün sesimizi zayıf çıkartmasaydık bugün onları vermeyecektik. Yarın başkalarını almalarına izin vermemenin yolu bu kalabalıkları giderek yükseltmek ve adaletsizliğe, hukuksuzluğa hayır demekten geçiyor."
Gezi'nin 9. yıldönümüne çağrı
Taksim Dayanışma'dan Akif Burak Atlar bugün Gezi'nin yıldönümü vesilesiyle Taksim'de yapılacak olan yürüyüşe çağrıda bulundu:
"Gezi'nin, o güzel günlerin, o rengârenk dayanışmacı anlayışın 9. yıldönümünde yine birlikteyiz, yine omuz omuza, kol kolayız.
"Ama biraz eksiğiz. Arkadaşlarımız 25 Nisan'da verilen hukuksuz, adaletsiz kararla haksız yere tutsak edildiler. Burada bir kez daha coşkuyla adalet talebimizi tekrarlıyoruz. Arkadaşlarımızı selamlıyoruz.
"25 Nisanda memleketin hukuk tarihine, demokrasi tarihine kapkara bir leke olarak geçecek kararlar alındı. Bu kararların cezasının toplumda bir karşılığı yok. Kamu ve toplum vicdanı bu kararları kabul etmiyor.
"Bu kararları reddediyoruz, biliyoruz ki burada hukuk yok, adalet buharlaştı, yok oldu. Ama biliyoruz ki geleceğe sahip çıkacağız, bu ülkenin demokrasisine, bu ülkede adalete bizler sahip çıkacağız.
"Bizler o rengârenk dayanışmacı anlayışla gezi parkının çimlerine demokrasi dayanışma ektik. O tohumlar filizleniyor, kök salıyor. Bu ülkenin geleceğine, ortak geleceğimize dair adalet çınarı kök salacak. Bizler o ortak geleceği hep birlikte kazanacağız.
"Biz kazanacağız, Gezi kazanacak. 31 Mayıs'ta, Gezi'nin 9. yıldönümünde, saat 19:00'da Taksim'de olacağız." (MD/SD)