Bu saldırıda ölen üç siville birlikte, İsrail'in Lübnan'da öldürdüğü sivillerin sayısı 60 oldu.
"ABD Ortadoğu Türkiye" kitabının yazarı, Doç. Dr. Haluk Gerger, İsrail'in saldırılarının ABD'nin Ortadoğu politikasının bir parçası ve daha büyük bir saldırının habercisi olduğunu söylüyor.
Gerger: ABD'nin Ortadoğu'da direnişi tek başına bastıramıyor, devreye tetikçisi İsrail giriyor
Gerger, İsrail'in saldırıları için "Daha önce Ortadoğu tarihinde örneklerini gördüğümüz türden bir saldırı bu" diyor.
"İsrail'in kurulduğundan beri işlevi, ABD'nin stratejik çıkarları adına tetikçilik yapmak ve bölgedeki radikalizmi, direnişi bastırmak. ABD bu bastırma işini sadece kendi gücüyle yapamıyor. 50'lerden, Soğuk Savaş'tan beri böyle. Bölgesel tetikçi esas olarak İsrail.
"ABD bugün Afganistan'dan Irak'a, sıkışmış durumda. Bir balyoz-örs harekatı bu."
Ancak, bu saldırıların devamının geleceğini öngörüyor Gerger.
"İsrail'in saldırıları yeni, büyük bir saldırının daha habercisi. Bu İran mı olur, bilmiyorum.
ABD'nin hem bölgeyi yeni baştan dizayn etmesinin bir göstergesi hem de başarısızlığı. Bastırma harekatının başlangıcı denebilir."
İsrail'in Hamas'ı devirmek, Hizbullah'ı püskürtmek niyetinde
İsrailli barış aktivisti ve yazar Uri Avnery, geçen hafta sonunda yazdığı yazıda, İsrail'in Gazze'yi yeniden işgalinin asıl amacının tutsak asker Gilad Şalit'i kurtarmak veya Kassam roketlerinin fırlatılmasını önlemek değil, Filistin'deki Hamas hükümetini devirmek olduğunu yazmıştı.
İsrail, Lübnan'a bugünkü saldırısının ardından, Hizbullah'ı yenip geri sürmeye kararlı olduğunu açıkladı. Saldırıdan önceyse, İsrail uçakları Beyrut'taki halka "Hizbullah'ın çalıştığı ya da yaşadığı yerlerden uzak durmaları" çağrısı yapan kağıtlar atmıştı.
Lübnan Başbakanı Fuad Sanyora, ABD Başkanı George Bush'un kendisine telefonda İsrail'e saldırılarını durdurması için baskı yapacağına söz verdiğini açıkladı. Ancak eyaz Saray'dan buna yönelik bir onay gelmedi.
Bush, perşembe günü (13 Temmuz) İsrail'in kendini savunmaya hakkı olduğunu söylemiş, Hizbullah içinse, "barışın ilerlemesini durdurmak isteyen bir grup terörist" demişti. Aynı zamanda, İsrail saldırısıyla ilgili "Lübnan'daki kırılgan demokrasiye dair kaygılıyız" demişti.
İsrailli analistlerse, yönetimi Hizbullah'ı destekleyen ve Hamas lideri Halid Meşal'e ev sahipliği Suriye'nin İsrail'in bir sonraki hedefi olabileceğini söylüyor.
Gerger: Türkiye'nin derdi yeni tasarımın bir tarafına yamanmak
Doç. Dr. Gerger, Türkiye'nin stratejisinin, Ortadoğu'nun yeniden düzenlenmesinin "bir tarafına yamanmak" olacağını söylüyor.
"Türkiye'nin bu ikiliden [ABD'den ve İsrail'den] bağımsız hareket etmeye ne kabiliyeti ne de niyeti var. Sonuçta ikisinin de stratejik ortağı. Yaşananlar, Türkiye'nin aleyhine olduğu değil, desteklediği şeyler."
Gerger, bu öngörüsünü şöyle açıklıyor.
"Bugün Türkiye'de iki ana unsur var. Bir yanda devlet, onun silahlı bürokrasisi ve ulusalcı odaklar. Diğer yanda AKP hükümeti. Bu ikisinin arasında bir iktidar mücadelesi var. Her ikisi de seçimlerden ümidini kesmiş durumda. AKP seçimle iktidarın ancak bir bölümüne egemen olabildiğini görüyor. Karşı odaksa seçimle yeniden iktidar olma umudunu yitirmiş durumda.
"Bu iki güç, tek iktidar yolu olarak ABD'den icazet alma peşinde. İcazeti alan Türkiye'de iktidar olur.
"Bunu için her iki taraf da Ortadoğu'da ABD'ye sözler veriyor. Ne sözler verildiğini henüz bilmiyoruz. Ama hangisi daha fazla verirse ihaleyi o kazanır. Sonuçta Türkiye'nin stratejisi bu yapının bir tarafına yamanmak."
"Yoksullar kimsenin umurunda değil"
Saldırılar nedeniyle en çok siviller ölüyor. Hak örgütleri, Gazze, Batı Şeria ve Lübnan'da İsrail'in savaş suçu ve altyapıyı çökerterek toplu cezalandırma suçu işlediğine işaret ediyor.
Gerger'se, "Siviller kimsenin umurunda değil" diyor. "Arap ülkeleri başta olmak üzere yoksullar ve 'dünyanın lanetlileri' kimsenin umurunda değil. Onlar sadece birer malzeme."
ABD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin dünkü oylamasında, kaçırılan İsrailli asker Gilad Şalit'in koşulsuz olarak ve derhal serbest bırakılmasının yanı sıra, Gazze'deki "orantısız askeri saldırılarını" durdurmasını isteyen, "onlarca Filistinli sivilin ölmesine ve yaralanmasına neden olan ve Gazze'nin ana enerji santralini yok eden askeri saldırılarını" kınayan karar önerisini "dengesiz" olduğu gerekçesiyle veto etti.
Metin, uluslararası toplumu Filistin'e acil yardım etmeye çağırıyor, İsrail'in de Gazze'ye kesintisiz ve yeterli miktarda yakıt vermesinin yanı sıra, tahrip ettiği santralin parçalarını sağlamasını da öngörüyordu.
Annan danışmanlarını gönderiyor, AB'den yardım dışında hâlâ ses yok
Bu arada, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, üst düzey üç danışmanını, Özel Siyasi Danışman Vijay Nambiar ve Alvaro de Soto'yla Terje Roed-Larsen'i bölgeye göndereceğini açıkladı.
Programa göre, danışmanlar önce Kahire'ye gidecek, cumartesi günü Arap Birliği'ne üye dışişleri bakanlarıyla görüşecek. Ardından İsrail'e, işgal altındaki Filistin topraklarına, Lübnan'a ve Suriye'ye geçecekler.
Nambiar, görüşmelerde herkese Annan'ın "itidal" mesajını ve uluslararası insan hakları hukukuna saygıyı, sivilleri ve sivil altyapıyı koruma gerekliliğini vurgulayacak.
Avrupa ülkeleri Fransa, Norveç ve İspanya İsrail'i saldırılarını durdurmaya çağırdı; ama AB, saldırılarla ilgili henüz resmi bir açıklama yapmadı.
AB Komisyonu, bugün, uluslararası yardım kuruluşları üzerinden dağıtılmak üzere, Filistin'e 50 milyon avroluk yardım yapma kararı aldı. (TK)