Fotoğraf: Özgür Gündem baskını
Haberin İngilizcesi için tıklayın
“Vatandaşımızın, sırf ifade almaya yönelik yakalama kararları yüzünden özgürlüğünden mahrum kalmasını istemiyoruz. Eylem Planı'yla, sadece ifade vermek için mesai saati dışında yakalayıp gözaltına alma, otelde gecenin bir yarısı bulup gözaltına alma gibi uygulamalara son veriyoruz. İfade alma işlemleri artık 7 gün 24 saat yapılabilecek."
Recep Tayyip Erdoğan
İnsan Hakları Eylem Planı açıklaması / 2 Mart 2021
Erdoğan bu sözleri söyleyeli 14 aydan fazla süre geçti. 14 ayda gazeteciler, Sedef Kabaş, Vildan Atmaca, Kadri Esen, Ayşen Şahin, Emre Orman, Nurcan Yalçın, Hikmet Tunç, Zeynep Durgut, Emrullah Acar, İbrahim Haskoloğlu, Mir Ali Koçer, Hasan Tolga Balcılar, Hayri Tunç gibi isimler ev baskınlarıyla gözaltına alındı.
Hepsinin ortak noktası gazeteci olmalarıydı. Kimisinin sabaha karşı kimisinin akşam saatlerinde evi basıldı. Hatta evi bir haftada üç kere basılan gazeteci bile vardı aralarında. Hasan Tolga Balcılar. Ne yapmıştı? Yolsuzluk haberi!
Yine son dönemde sabah baskınıyla gözaltına alınanlardan bir isim. Kadri Esen. 15 Nisan’da Diyarbakır merkezli bir operasyonda evi basıldı, gözaltına alındı. Bir gün bir gece gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldı. Ancak baskında evde kendisi değil ev sahibi vardı:
"Polis baskın yaptığında aynı apartmandaki arkadaşımın evinde kalıyordum. Kirada kaldığım evden yeni ayrılmıştım. Benim evime ev sahibim ve eşi geçmişti.
"Haliyle polis eski ev sahibimin evini bastı. Ben daha sonra binanın kapıcısı tarafından çağrıldım. Aşağı indiğimde bir grup polis eski evimin kapısındaydı. İçeriye de girmişlerdi.
"Yanlarına gidip ne olduğunu sordum. Dediler ki ‘Sizin için geldik. Adres değiştiriyorsunuz ve bize haber vermiyorsunuz.’ Ben de ‘Arasaydınız gelirdim’ dedim.
"Sebebini sorduğumda ‘Newroz soruşturması’ dediler. Sonrasında Ural tipi araca bindirildim ve karakola gittik.
"Serbest bırakıldıktan sonra eski ev sahibime giderek özür diledim. Dedim ‘Bu sebepten dolayı gelmişler. Sizi de rahatsız ettiler. Kusura bakmayın.’ Onlar da gayet anlayışlı karşıladı. Hiç rahatsız olmadıkları, kendilerinden daha çok bana üzüldüklerini söylediler.
"Ben gazeteciyim ve baskının öncesinde de Twitter paylaşımlarından dolayı birkaç defa ifadeye çağrılmıştım. Her defasında telefon ettikleri gibi Emniyete gittim, ifademi verdim.
"Sabah daha kimse uyanmadan gelip, ev baskını yapmalarına hiç gerek yoktu. Telefon açsalardı zaten gider ifademi verirdim. İşin gerçeği Newroz soruşturması filan değil, gazetecileri korkutmak, insanları ezmek."
Yasaya göre yapılamaz
Kadri Esen örneği ne ilk ne de son. Özellikle Doğu ve Güney Doğu’da her ay birkaç haber ev baskınıyla gözaltına alınan gazeteci haberi mutlaka görüyor duyuruyoruz. Peki yasa ne diyor?
Avukat Ömer Kavili’ye göre zorla getirme kararı doğrudan verilemez. Bunu düzenleyen yasa da Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 145 ve 146’ıncı maddeleri.
Söz konusu maddeler de ‘ifade veya sorgu için çağrı’ ile ‘zorla getirme’yi kapsıyor. Kavili, “Eğer ki katalog suç söz konusu değilse mutlaka ifade için çağrı yapılmalı” diyor.
"Aksi hali kanunsuzluktur, kanun çiğnemektir, kişi özgürlüğünü yok etmektir. Hem de hakimler, savcılar, eliyle yok etmektir" diye de ekliyor:
"Önce tebligat yapılır. Kişi ona rağmen gelmiyorsa ancak o zaman yargı işinin gecikmemesi için zorla getirme kararı verilebilir. Ama bunu yerine getirmenin yolu bu da gece yarısı evine operasyon yapmak, baskın yapmak değildir.
"Mahallenin karakolu zaten insanları az çok bilir. Bu bakımdan insanların evine gece yarısı baskın yapılarak ‘zorla getirme kararını uyguluyorum’ demek gücün kötüye kullanılmasıdır. Sosyolojik açıdan da güç zehirlenmesidir. Siyasi güç sahiplerinin güç zehirlenmesine uğradığının kanıtıdır.
"Erdoğan, İnsan Hakları Eylem Planında buna son verecekleri söylemişti. Aradan 1 sene geçti. Ne oldu? Hiçbir şey değişmedi. Adalet Bakanlığı ya da İçişleri Bakanlığı kadrosunda görev yapanlar buna uymadı.
"Hukuk devletinde bunun yeri yoktur. Bu devletteki hiyerarşinin yok edilmesidir. Çünkü Cumhurbaşkanı insanların güvenliği için hukuken böyle bir açıklama yaptıktan sonra buna uyulmasını beklenirdi.
"Savcı veya polislerin hükümetin başı olan Cumhurbaşkanının sözünü çiğneme hak ve yetkileri yoktur. Gelinen noktada devlette hiyerarşi ve devlet otoritesi yok edilmiştir.
Yasa ne diyor? |
Madde 145 - İfade veya sorgu için çağrı: İfadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrılır; çağrılma nedeni açıkça belirtilir; gelmezse zorla getirileceği yazılır. Madde 146 - Zorla getirme: (1) Hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan veya 145’inci maddeye göre çağrıldığı halde gelmeyen şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilebilir. (2) Zorla getirme kararı, şüpheli veya sanığın açıkça kim olduğunu, kendisiyle ilgili suçu, gerektiğinde eşkâlini ve zorla getirilmesi nedenlerini içerir. (3) Zorla getirme kararının bir örneği şüpheli veya sanığa verilir. (4) Zorla getirme kararı ile çağrılan şüpheli veya sanık derhal, olanak bulunmadığında yol süresi hariç en geç 24 saat içinde çağıran hâkimin, mahkemenin veya Cumhuriyet savcısının önüne götürülür ve sorguya çekilir veya ifadesi alınır. (5) Zorla getirme, bunun için haklı görülecek bir zamanda başlar ve hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı tarafından, sorguya çekilmenin veya ifade almanın sonuna kadar devam eder. (6) Zorla getirme kararının yerine getirilememesinin nedenleri, köy veya mahalle muhtarı ile kolluk görevlisinin birlikte imzalayacakları bir tutanakla saptanır. (7) Çağrıya rağmen gelmeyen tanık, bilirkişi, mağdur ve şikâyetçi ile ilgili olarak da zorla getirme kararı verilebilir. |
(HA)