İkinci tur cumhurbaşkanlığı seçiminin resmi olmayan sonuçlarına göre Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan yarışı önde bitirdi.
bianet’in ANKA’dan aldığı sonuçlara göre, Erdoğan 52,01, Millet İttifakı’nın adayı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 47,9 oranında oy aldı.
“Endişe edici bir döneme giriyoruz”
Sonuçları bianet’e değerlendiren gazeteci Özlem Akarsu Çelik, şöyle dedi:
“Herkes biliyor, bu seçim, eşitler arası bir yarış olmadı, olamazdı. Bunu kayıtlara geçirdikten sonra şunu söylemek gerekiyor, bu seçimde, tek insan rejiminin yarattığı tüm kötülüklerin ve ahlaki yozlaşmanın yanı sıra nefret dilinin ve bunun sonucu olan nefret suçlarının, toplumun yarısında hak ettiği itirazla karşılaşmamış olduğu gerçeğiyle yüzleştik.”
“Türkiye adına en endişe verici olan budur. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı ilk konuşmada nefret söylemini sürdürdü, bir kez daha LGBTİ’leri hedef aldı. Evrensel değerler, insan hakları açısından LGBTİ+’ların düşmanlaştırılması asla kabul edilemez.”
“Erdoğan ilk konuşmasında ayrıca en mahir olduğu, muhalefeti de dizayn becerisini bir kez daha gösterdi; CHP’nin Kemal Kılıçdaroğlu ile hesaplaşması gerektiğini vurguladı. Erdoğan’ı ilk tebrik edenlerin Katar ve Macaristan liderleri olması Türkiye’nin 2023’te nerede durduğunu özetliyor zaten."
"Seküler dünyaya savaş açtı"
“Sonuçlar gösteriyor ki, Türkiye toplumu karpuz gibi ikiye bölündü. Her iki kişiden biri, diğerinin karşı tarafa oy verdiğini düşünerek ona yan gözle bakıyor. Toplum olma bilincini yitirmiş bir ülke için daha da endişe verici bir döneme giriyoruz.
“Türkiye’nin yarısı, Erdoğan rejiminin kültürel hegemonyasını kuramadığını düşünse de Erdoğan 21 yılda özgürlükçü yaşam tarzını ve demokratik değerleri aşındırmayı başardı.”
“Erdoğan rejiminin karakteristik özelliği, yapmak yerine yıkmaktır. Evet, arzu ettiği dindar bir nesil yetiştiremedi ama seküler dünyaya savaş açtı ve yasaklarla bir yaşam tarzını tüm topluma dayattı.”
“Pandemiyi bahane ederek erken saatte kapatılan içkili restoranlardan müzik yasaklarına kadar tüm uygulamalar bu yasakçı anlayışın dayatmalarıydı.”
“Bugüne kadar hiçbir otokrat, diktatör veya faşist, demokrasinin temel değerlerini yeryüzünden silmeyi başaramadı. İnsanlık tarihi, bu değerlerin mücadelesinin tarihidir ve “büyük insanlık” düştüğü yerden kalkmayı daima bilmiştir.”
"Siyaset sadece siyasi partilerin işi değil"
“Bundan sonrasına dair iki kelam edeceksek şunu atlamayalım lütfen, profesyonel politikacıların/siyaset elitlerinin varlığını daha radikal biçimde tartışmak gerekiyor. Aksi halde, sandığa gidip oy kullanan seçmene indirgenmiş koca bir toplum, her kavşakta, kötünün iyisine ikna edilmeye çalışılır. Bu demokrasicilik oyununa itiraz etmek gerekiyor. Siyasetin, sadece siyasi partilerin uğraşı olmadığını hatırla(t)mak şart!”
“Sadece siyasi partiler değil sendikalardan sivil toplum örgütlerine, her gün yeniden yeniden eşitsizlik üreten bu düzenin devamına katkı sağlayan tüm yapıları sorgulamalıyız. Profesyonellerden büyük insanlığın kurtarıcısı olmasını beklemek, daima hayal kırıklığıyla sonuçlanır.”
(EMK)