Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Ermeni soykırımının Meclis gündemine gelmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na araştırma önergesi verdi.
Ermeni soykırımının 24 Nisan 1915 günü, İstanbul’daki Ermeni toplumunun önde gelenlerinin tutuklanarak Ankara Ayaş ve Çankırı’ya gönderilmesiyle başladığını ifade eden Paylan, bundan sonra Ermeni halkının topraklarından sürülmeye başlandığını ve büyük çoğunluğunun yaşadıkları şehir civarında veya tehcir yolunda katledildiğini ifade etti.
Ermeni soykırımının dünya genelinde onlarca Meclis’te gündeme geldiğini hatırlatan Paylan, ancak TBMM’de konuya ilişkin hiç görüşme yapılmadığını belirterek “Oysa Ermeni halkının büyük felaketinin konuşulması gereken meclis, felaketin yaşandığı toprakların meclisidir. Yani Türkiye’nin meclisidir” dedi.
Ermeni soykırımını kabul eden ülkelerBugün itibariyle dünya genelinde 28 ülke Ermeni soykırımını resmen kabul ediyor: Almanya, Arjantin, Avusturya, Belçika, Bolivya, Brezilya, Bulgaristan, Ermenistan, Fransa, Hollanda, İsveç, İsviçre, İtalya, Kanada, Kıbrıs Cumhuriyeti, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Paraguay, Polonya, Rusya, Slovakya, Suriye, Şili, Uruguay, Vatikan, Venezuela, Yunanistan. ABD, İspanya, Ukrayna, Birleşik Krallık, Avustralya, İran, İsrail’inde aralarında olduğu, yukarıdaki haritada açık yeşille gösterilen ülkelerde ise soykırım resmen tanınmamış olsa da belli bölge ve eyaletlerde tanınıyor. Örneğin ABD'de yer alan 50 eyaletten 41'inde de Ermeni soykırımı kabul ediliyor. Ayrıca Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu da soykırımı kabul eden kuruluşlar arasında. |
"Meclis, öldürülenlerin haklarını teslim etmeli"
Dünyanın her tarafına saçılmış Türkiyeli Ermenilerin 104 yıldır adalet beklediğini belirten Paylan, bu adaletin sağlanabilmesi için verdiği Meclis Araştırma Önergesi’nin gerekçesinde, 24 Nisan 1915’te İstanbul’dan sürülen ve farklı yerlerde öldürülen, aralarında siyasetçi, şair, yazar, gazeteci, eğitmen, yayıncı ve sanatçıların olduğu kişilerin yaşadıklarından örnekler* sıraladı.
Bu kişilerin hem Osmanlı aydınlanması, hem Ermeni edebiyat, kültür ve eğitim hayatının gelişmesi için çalışmalar yürüten, kalıcı eserler üreten kişiler olduğuna dikkat çeken Paylan, “Yoklukları, yaşadıkları topraklara ve Ermeni yazın ve kültür hayatına büyük sekte vurmuştur” dedi ve özetle şöyle devam etti:
“1915’te yaşanan kayıplar geri döndürülebilir olmasa da; ortak hafızada yer eden acıları birlikte sahiplenmek ve birbirini iyileştirmeye çalışmak bir arada yaşama kültürü adına çok kıymetlidir.
“Meclisimiz; Osmanlı ve Ermeni halkının aydınlanması için mücadele veren, eğitim kurumlarını ayakta tutan, yazan, üreten, düşünen ve bu topraklarda öldürülen aydınların haklarını teslim etmeli, onların anılarını yaşatmalıdır.
“24 Nisan 1915 tarihi ve sonrasında tutuklanıp katledilen; Dr. Rupen Çilingiryan-Sevag, Taniel Varujan, Keğam Parsağyan, Dikran Çögüryan, Nazaret Dağavaryan, Krikor Zohrab ve katledilen tüm aydınların akıbetinin araştırılması, naaşlarının nerede bulunduğunun tespit edilmesi, cenazelerin usulüne uygun defnedilmesi, büyük suçla yüzleşmek adına önemli adımlar olacaktır.”
* - Bu aydınlardan şair ve askeri doktor Dr. Rupen Çilingiryan (Rupen Sevag) (1885 Silivri) 22 Haziran 1915'te gözaltına alınır ve altı günlük bir yolculuktan sonra, 30 Haziran 1915'te Çankırı'ya ulaşır. Çilingiryan'a, ne tutuklandığı sırada, ne de sürgün yerinde herhangi bir suçlamada bulunulmuştur. Dr. Rupen Çilingiryan, kendisi gibi ünlü bir şair olan, Taniel Varujan (1884, Sivas) ve bir kaç sürgün arkadaşıyla, Çankırı'dan Ayaş'a götürülmek üzere yola çıkarılır ve 26 Ağustos 1915'te, Çankırı'nın Kalecik'e yakın olan hududu dahilinde Kayalıdere mevkiinde, Tüney Köyü yakınında öldürülür. Belgeler, Çilingiryan, Varujan ve arkadaşlarının katillerinin ve azmettiricilerinin hükümetin girişimleriyle korunduğunu ve serbest bırakıldığını göstermektedir. - Önemli bir yazar ve İstanbul mebusu olan Krikor Zohrab, 21 Mayıs 1915'te İstanbul'da tutuklanmış, Diyarbakır'da Divan-ı Harp'te yargılanmak üzere trene bindirilmiştir. Çeşitli sürgün yerlerinden sonra Urfa'ya getirilen Zohrab, burada çeteciler tarafından öldürülmüştür. - Araştırmacı-yazar ve Sivas mebusu da olan Nazaret Dağavaryan, 24 Nisan 1915'te İstanbul'da tutuklanarak Ayaş'a sürgün edilmiş, ardından Divan-ı Harp'te yargılanması için Diyarbakır'a gönderilmek üzere yola çıkarılmıştır. Adana, İslahiye, Urfa güzergâhının ardından Siverek yakınındaki Karacaören mevkiinde Teşkilat-ı Mahsusa'ya bağlı çeteler tarafından öldürülmüştür. |
(EKN)