Haberin İngilizcesi için tıklayın
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyonu tarafından Ermeni Soykırımı'nın 104. yılında saat 12.00'de yapılması planlanan basın açıklaması ve anmanın polis engeline takılmasının ardından açıklama İHD İstanbul şubesinde yapıldı.
İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin'in açıklama metnini okuduğu ve hak savunucularının katıldığı basın toplantısında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır milletvekili Garo Paylan, Avrupa Irkçılık Karşıtı Hareket (EGAM) Başkanı Benjamin Abtan ve Fransa Parlamentosu üyesi Mireille Clapot da engelleme üzerine görüşlerini aktardı.
Eren Keskin: Protesto ettik, valilik tarafından yasaklandı, dernekte okuyoruz
Avukat Eren Keskin, geçen seneyi hatırlatarak "Biz İHD İstanbul şubesi olarak 2005 yılından itibaren düzenli olarak ermeni soykırımını ve 1915 yılında Hristiyan halklara uygulanan soykırımla ilgili yıllardır açıklama yapıyoruz" dedi ve ekledi:
"Bu dışarıda yaptığımız basın açıklamaları, geçen yıla kadar hiçbir zaman engellenmedi, soruşturma da açılmadı. Ancak geçen yıl soykırım kavramını kullanmadan açıklama yapmamız istendi.
"Biz de de soykırım kavramını kullanmadan 1915'i anamayacağımız için 3 arkadaşımız gözaltına alında geçen yıl ve savcılık bunun bir suç olmadığını kabul edip, ifade özgürlüğü saydı.
"Biz bu yıl bunun rahatlığıyla hazırlandık pankartımızı hazırladık. Ancak dün gece şube başkanımıza 104 yıl dün gece valilik tarafından yasaklanmış bugün de yüzümüze tebliğ edildi. Protesto ettiğimizi söyledik ve açıklamamızı dernekte yapmaya karar verdik."
"Hak ihlalları soykırımın lanetli mirasıdır"
Eren Keskin'in okuduğu 1915 anma açıklaması şöyle:
"Evet bu ülkede işlenmiş ve işlenmekte olan ağır insan hakları ihlalleri Cumhuriyet'in üzerine inşa edildiği soykırımın lanetli mirasıdır.
"20. yüzyılın başında Küçük Asya ve Kuzey Mezopotamya'da Hristiyan halklara, Ermenilere, Süryani/Asurilere, Rumlara yapılan soykırım ve inkârı devletin kendi yasalarını çiğnemesini, bizzat devletin hukuk dışına çıkmasını meşrulaştırmış ve bu devlet aklı egemenliğini Cumhuriyet tarihi boyunca sürdürmüştür. Soykırımın lanetli mirası dediğimiz işte bu devlet aklıdır.
"Yine hukuksuzluğun iktidarını yaşıyoruz. Yine ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Lanetli miras yeni biçimlerde sürüyor.
"Bugün 24 Nisan. Ermeni soykırımının yıldönümü. Ama soykırımı anmaya tepki büyük. Bir anma günü ilan edilmesine bile tahammül edilmiyor.
"Soykırımın ilk işaretinin verildiği yer"
"Oysa işte, soykırımın titizlikle planlandığı ve ilk işaretinin verildiği kentteyiz. İnkâr bu gerçeği değiştiremiyor.
"İşte şu anda bulunduğumuz yer (Sultanahmet'teki anma için planlanmıştı) bu şehirdeki, bu ülkedeki yüzlerce, binlerce suç mahallinden biri.
"Burada, şu gördüğünüz Türk İslam Eserleri Müzesi'nin yerinde bulunan hapishanede toplandı İstanbullu Ermeniler. Buradan götürüldüler Sarayburnu'na, oradan da Haydarpaşa'ya. Oradan çıkarıldılar onları ölüm yolculuğuna.
"Sınırsız bir hukuksuzluk bugün de sürüyor"
"Soykırımın lanetli mirası dediğimiz şey, yani sınırsız bir hukuksuzluk yeni yeni şekillerde bugün de sürüyor.
"Biliyoruz, bu mirasın daha bin bir şeklini görebiliriz. Ama biz insan hakları savunucularının, ırkçılık karşıtlarının, soykırım ve inkâr karşıtlarının da mücadelesi bin bir şekilde devam edecek.
"Sadece tek bir insan hakları savunucusu, tek bir ırkçılık karşıtı kalsa bile soykırım ve inkâra karşı ruh bu coğrafyadan eksik olmayacak.
"Bir kez daha Ermeni, Asuri/Süryani, Rum soykırım kurbanlarının anısı önünde saygıya eğiliyor, soykırım faillerinin torunları olarak, soykırımın inkarla ve yeni yıkımlarla devam etmesine kuşaklar boyu engel olamadığımız için utancımızı dile getiriyoruz."
Paylan: Türkiye'nin vekili olarak utanç duyuyorum
HDP vekili Garo Paylan, sözlerine "Şu an bulunduğumuz yerin birkaç kilometre ötesinde 104 yıl önce 238 ermeni siyasetçi, aydın, yazar gece evlerinden gözaltına alındılar, önce Sultanahmet'te toplandılar, sonra Çankırı ve Ankara'ya sürüldüler, büyük bölümü katledildiler" diyerek başladı ve şöyle devam etti:
"Genelde bu 238 her birinin hayalleri vardı, Osmanlı mebusan meclisinin Ermeni vekillerinin tıpkı benim gibi hayalleri vardı, eşitlik, özgürlük ve adalet talepleri vardı. Ancak bu hayallere karşılık verilmedi. Çözüm üretemeyen dönemin cuntası bir soykırımla ezmeye çalıştı eşitlik, adalet taleplerini.
"Benim aileme de olduğu gibi Anadolu'da Ermeni halkı sürüldü, hemen şehrin dışında katledildiler, ya da sürgün yolunda katledildiler.
"Ermeni halkı tam 104 yıldır adalet talep ediyor ama Türkiye Cumhuriyeti devleti de 104 yıldır inkarda ısrar ediyor. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti devleti 104 yıldır soykırımın faillerini kahraman olarak kabul ediyor.
"Ben şu an kahraman denilen soykırım faillerini 104 yıl sonra bir kez daha lanetliyorum. Talat Paşa'nın Enver Paşa'nın isimlerini sokaklarda görmekten Türkiye'nin vekili olarak utanç duyuyorum.
"Oysa yapmamız gereken soykırım kararını uygulamayan Kütahya Valisi Faik Ali Ozansoy'ların ruhlarını şad etmektir. Onun gibi pekçok kamu görevlisi canları pahasına soykırım kararını uygulamamıştır ve bazıları hayatlarını kaybetmiştir.
"Ermeni halkı 104 yıldır adalet talep ediyor, bu adalet talebinin 104 yıl önce ermeni halkına karşı uygulanan bugün Kürt halkına karşı uygulanmaya çalışılıyor. Ermeni halkı ile ilgili bulabileceğimiz adalet Kürt halklarının da bütün diğer halkların da güvencesi olacaktır."
EGAM Başkanı: Bugün mumları da yasaklıyorlar
Avrupa Irkçılık Karşıtı Hareket (EGAM) Başkanı Benjamin Abtan, şunları söyledi:
"104 yıl önce yok edilen ermeni halkı için buradayız, burada cesur bir şekilde soykırımı anmaya çalışan bu aktivistler ilk defa bu şekilde engelle karşılaştılar.
"Biz haysiyet, onur ve anma amacıyla bir araya gelirken devletin yaptığından utandım. Pankartları, toplanmayı ve kelimeleri yasakladılar bugün mumları da yasaklıyorlar.
"Ne tür bir devlet bundan korkabilir. Ne tür bir lider mumlardan korkabilir.
"Biz uluslararası delegasyon olarak burada mücadele eden insanları desteklemeye geldik. Çünkü bu aynı zamanda bütün dünyada olan bizlerin de mücadelesi.
"Türkiye toplumu için kendi toplumu içindeki farklılıkları tanımaktan başka yol yok, ki bu bir gerçek.
"Türkiye toplumu için ermeni soykırımını tanımaktan baka çare yok. Soykırım bir gerçektir ve ırkçılık nedeniyle ölen insanlar hatırlanmalı."
Fransalı vekil Clapot: Engeller daha da kötüleşti
Fransa Parlamentosu üyesi Mireille Clapot, Fransa'nın yakın zamanda soykırımı tanındığını ve ülkesinde yıllardır Ermeni azınlıkların katliamı özgürce andıklarını hatırlatarak şunları söyledi:
"Kurbanların yaşadıklarını hatırlamak önemlidir, tarihi bugüne getirmek yeni soykırımların olmaması için önemlidir.
"Geçen senelere göre bu sene daha kötüleşti engeller, bugünkü anma yasaklandı, belki bundan sonra daha da kötüleşecek.
"İnsan haklarının durumu gerçekten kötüye gidiyor, OHAL kaldırılmasına rağmen. Osman Kavala, Yiğit Aksakoğlu gibi pekçok insan bunları yaşıyor. Bu bana göre küresel bir durum, Fransa parlamentosunun bir üyesi olarak hak aktivistlerini desteklemek için buradayım.
"İnsan haklarını savunan aydınlar, parlamento üyeleri korku içinde yaşamamalılar, korunmalı yargılanmamalı. Türkiye Cumhuriyeti devletinden bunu bekliyorum." (PT)