MHP’nin Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından hasta mahpuslarla ilgili "Hapis cezasının infazı, mahkûmun hayatı için kesin bir tehlike teşkil ediyorsa iyileşinceye kadar infazın geri bırakılması tartışma konusu olmamalıdır" paylaşımı yaptı.
5 Ocak’ta yapılan bu açıklama birçok soruyu ve tartışmayı da beraberinde getirdi. Yaptığı açıklama dair Cumhuriyet gazetesinden Barış Pehlivan'a konuşan Yıldız, hasta mahpuslar meselesini son üç yıldır dile getirdiğini ancak Öcalan'ın durumu konuşulmadığı için dikkat çekmediğini söyledi.
İHD: "ADLİ TIPTAN RAPOR ŞARTI KALDIRILMALI"
Feti Yıldız: "Hasta mahkumun infazının geri bırakılması tartışma konusu olmamalı"
Yıldız, "Abdullah Öcalan için bu formül mü düşünülüyor?” sorusuna "Hayır, hayır. Abdullah Öcalan meselesi 2 yıl önce var mıydı ki? Yıllardır söylediğim bir şey bu. Evrensel hukuktan bahsediyorum" yanıtını verdi.
"Genel affın şartları yok"
Pehlivan'ın "Öcalan sizce bu hakkı kullanabilir mi? Sizin böyle bir öngörünüz var mı?" sorusuna ise Yıldız, "Öcalan’ın bundan faydalanmasının bir tane şartı vardır. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda hasta olduğuna dair Adli Tıp raporu lazım. O varsa Ahmet de olur Mehmet de olur" diye cevapladı.
"Genel af" tartışması da sorulan Yıldız, "Benim söylediklerimle o tartışmanın hiçbir alakası yok. Benim genel af gibi bir niyetle yaptığım açıklama değil" dedi ve ekledi: "Genel affın şartları yok Türkiye’de."
AKP'li Güler'den "süreç" açıklaması: Bu bir çözüm süreci değil
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) 29 Nisan 2022'de güncellenen verilerine göre; cezaevlerinde 651’i ağır olmak üzere toplam bin 517 hasta mahpus bulunuyor.
Yine İHD’nin verilerine göre cezaevlerinde 2022 yılında en az 72, 2023 yılında ise en az 42 mahpus hayatına kaybetti. Adalet Bakanlığının verilerine göre ise 2018-2023 yılları arasında toplam 2 bin 258 mahpus cezaevlerinde yaşamını yitirdi.
Ceza infazında ertelemeler, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun; “5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun” çerçevesinde hazırladığı raporlar üzerinden yapılıyor.
Tam teşekküllü devlet veya üniversite hastanelerinden alınan raporlar, mahpusların cezaların hafifletilmesi veya kaldırılması için yeterli kabul edilmesi gerekiyor fakat infaz ertelemesi için sadece Adli Tıp Kurumu’ndan alınan rapor zorunlu tutuluyor.
Üniversite hastanelerin düzenlemiş olduğu “hastalığı nedeniyle cezaevinde kalamaz, yaşamını bir başkasının yardımı olmadan idame ettiremez” raporlarına rağmen ATK’den tam tersi kararların yer aldığı raporlar veriliyor ve mahpuslar tahliye edilmiyor.
Kimi durumlarda ATK, “cezaevinde kalamaz” raporu verse dahi bu karar yeterli görülmeyip ilgili infaz savcılığının kararı onaylaması gerekiyor.
Fakat 24 Ocak 2013’te İnfaz Kanunu’nun 16. maddesine yapılan eklemeden sonra “cezaevinde hayatını yalnız idame ettiremeyecek” dahi olsa ancak “toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirilenlerin” cezası erteleniyor. Bu madde nedeniyle birçok ağır hasta mahpus ölüm sınırına yaklaşınca serbest bırakılıyor ya da cezaevinde yaşamını yitiriyor.
(RT)