Ferhat Gerçek’in kendisini vuran polislerden daha fazla ceza aldığı davanın gerekçeli kararı açıklandı. Kararda, polislerin “havaya ateş açtığı” savunması tekrar edilirken, Adli Tıp Kurumu’nun, “deliller (Gerçek’in vurulduğu an giydiği tişört) kaybolduğu için” kurşunun atış mesafesini ve yönünü tespit edemediği de belirtildi.
Kararda, “Polislerin, kalabalık meydanda havaya açılan ateş sonucu insanların yaralanabileceğini ya da ölebileceğini öngörebilir durumda oldukları” belirtildi ancak her birine “olası kastla insan öldürmekten” 2’şer yıl 6’şar ay hapis cezası verildi.
Havaya ateş açmışlar
Gerçek ile ilgili Bakırköy 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava 20 Aralık 2014’te sonuçlandı. “Mala zarar vermekle” suçlanan Gerçek, kendisini silahla vurarak sakat bırakan polislerden daha fazla ceza aldı.
Polisler 2’şer yıl 6’şar ay hapis cezası alırken, Gerçek “polis aracına zarar verdiği ve polise hakaret ettiği” gerekçesiyle 3,5 yıl ceza aldı.
Adli Tıp raporuna göre, “Ferhat Gerçek ateşli silah yaralanmasıyla hayati tehlike geçirdi, duyularından veya organlarından birini yitirdi.”
Belden aşağısı felç olan Gerçek şu anda tekerlikli sandalyeyle yaşıyor. Vurulduğunda 17 yaşında olan Gerçek şimdi 25 yaşında.
“Kaporta zarar gördü, ateş açtık”
Gerçek’in avukatlarının polisler hakkında yaptığı “öldürmeye teşebbüs, tehdit, hakaret, kasten yaralama” gibi suçlarla ilgili ise henüz savcılık aşamasındayken kovuşturmaya yer yok kararı verilmişti.
Polisler Cengiz Çalış, Yavuz Özer, Aydın Özdere, Hasan Bayrakdar, Emre Taşkın, Can Koçbülbül ve Muzaffer Ünal savunmalarında “atılan taşlardan resmi araçların kaporta ve camları zarar gördüğü için, kalabalığı dağıtmak amacıyla havaya ateş açtıklarını” söyledi.
Ancak kararda da belirtildiği üzere kalabalık cop, kalkan ve biber gazıyla dağıtıldı.
“Ferhat’ı yerde de tekmelediler”
Polisler ayrıca “Gerçek’in arkadaşlarının müdahaleyi engellediğini” de ileri sürdü.
Gerçek ise savunmasında, yerde vurulmuş halde yatarken yanına gelen polisin “Bırakın gebersin” dediğini anlatmıştı.
Olay anında Gerçek’in yanında olan Bülent Kemal Yıldırım da polislerin kendilerine “Buradan ayrılın” dediğini, tehdit ettiğini ve Gerçek’i yerde yatarken tekmelediklerini anlattı:
“Ne yapıyorsun diye tepki gösterdik, bir polis bana ‘Seni de vururum’ dedi. Yaralının hastaneye götürülmesi için ısrar edince diğer polisler de gelip Ferhat’ı tekmelemeye başladı.”
Deliller kaybedildi
Adli Tıp, olay yerinden alınan kovanların ikisinin polis Can Koçbülbül’e, üçünün de polis Emre Taşkın’a ait olduğunu açıkladı.
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 25 Aralık 2007 tarihli raporuna göre, polislerin tabancalarıyla kurşun örnekleri karşılaştırıldı ancak mermi örneğinde tanı için yeterli iz bulunamadığından inceleme yapılamadı. Bu nedenle Gerçek’i vuran kurşunun hangi polisin tabancasından çıktığı da belirlenemedi. Adli Tıp “Gerçek’in olay günü giydiği kıyafetlere ulaşılamadığını” yazdı. Bu sebeple de atış mesafesi ve yönü tespit edilemedi.
Ancak kıyafetler adli emanete alınmadan “kaybedilmişti.” Gerçek’in avukatları mahkemeden birçok kez “Gerçek'in tişörtünün kaybedilmesiyle ilgili araştırma açılması ve sorumlularla ilgili delil karartmadan suç duyurusunda bulunulmasını” talep etmiş, istekleri her seferinde reddedilmişti.
Adli Tıp bu bulgularla, Gerçek’in “seken kurşunla yaralandığı” sonucuna vardı.
Gülsuyu’nda vurularak öldürülen Hasan Ferit Gedik’in gömleği de halen kayıp. Gedik’in avukatları, olay günü hastaneye giren şüpheli iki kişinin giysileri çaldığını iddia ederek suç duyurusunda bulundu ancak hiçbir işlem yapılmadı. (AS)