Ferhat Gerçek, dört yıl önce Yürüyüş dergisi satarken vurulup sakat kaldığında 17 yaşındaydı.
Ferhat, onu vuran polislerle aynı davada yargılanıyor. Polisler 10,5 yıl, Ferhat 15 yılla...
Davada en önemli delil olan mermi ile o gün giydiği tişört yollandığı Adli Tıp Kurumu'nda kayboldu. Bu deliller kaybolduğu için silahı kimin, hangi mesafeden ateşlediği çözülemiyor.
Ferhat, bu yıl polisle son karşı karşıya geldiğinde ona "Bacaklarını aldık, kollarını da alacağız" dediler.
Devlet şimdi de, felç bırakıldığı gün "hasar gören" polis otomobilinin 2 bin 242 TL'lik faturasını ödemesini istiyor...
Faiziyle istediler
İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü adına dava açan Muhakemat Müdürlüğü'nün 27 Eylül tarihli dilekçesinde, Ferhat ile dört kişinin (Ersin Kip, Hasan Küçükoğlu, B. Kemal Yıldırım ve Mustafa Kaya), İstanbul Yenibosna'da iki polis otomobiline taşla saldırarak maddi zarar verdiği öne sürüldü.
Otomobillerin tamir edildiği şirketten alınan faturaya göre, 34 A 5995 ve 34 A 5863 plakalı araçlarda toplam 2 bin 242 TL'lik hasar olduğu öne sürülerek, zararın davalılardan tazmini istendi.
Ödeme yapılırken, olay tarihi olan 7 Ekim'den itibaren işleyen yasal faizin de eklenmesi talep edildi. Alacak davasının ikinci duruşması 26 Ocak'ta Bakırköy 8. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülecek.
Vurulana daha fazla ceza
Ferhat, 7 Ekim 2007'de Yenibosna'da arkadaşlarıyla birlikte dergi satarken gelen polis ekipleri, Yürüyüş dergisi satanları darp etti. Polisten kaçmaya çalışan Ferhat sırtından vuruldu.
Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hem Ferhat'a hem Cengiz Çalış, Yavuz Özer, Aydın Özdere, Hasan Bayraktar, Emre Taşkın, Can Koçbülbül ve Muzaffer Ünal isimli polislere dava açıldı. Polislere "görevi kötüye kullanmaktan" 10,5 yıl ceza istendi.
Ferhat ise "toplantı ve gösteri yasasına muhalefet", "görevi yaptırmamak için direnme", "kamu görevlisine hakaret" ve "nitelikli mala zarar vermek" suçlarından 15 yılla yargılanıyor.
Onu sakat bırakan kurşunun hangi polisin silahından çıktığının tespiti için gerekli olan mermi ile yakın mesafeden ateş edildiğinin kanıtı olabilecek Ferhat'ın tişörtü Adli Tıp Kurumu'na yollanmıştı.
Avukat Taylan Tanay, "mermi ile tişörtün Adli Tıp'ta kaybolduğunu, delil dosyasından çıkmadığını" açıkladı. 7 Ekim 2007 tarihli telsiz kayıtları da imha edildi.
Davada tanık olarak Ferhat aleyhine ifade veren, ancak o gün başka bir yerde oldukları anlaşılan polislerle ilgili "sahtecilikten" suç duyurusu yapıldı.
"Kollarını da alacağız"
Ferhat, Terörle Mücadele Şubesi'nden polislerin 10 Mayıs'ta Okmeydanı'ndaki Haklar ve Özgürlükler Derneği'ne yaptığı baskın sırasında içerideydi. Polis, Ferhat'ın kollarını tekmeleyip, "Bacaklarını aldık kollarını da alacağız" dedi.
Ferhat, olayı bianet'e şöyle anlatmıştı: "Gece 03:00'te geldiler, içeri girer girmez hemen saldırdılar. Kapının önündeydik, bizi tutup yere fırlattılar, tekme ve yumruk atıp kelepçe taktılar. Benim de kolumu kıvırıp arkadan kelepçelediler. Küfür ettiler, saatlerce o halde bekledik." (AS)