* Gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin'in kardeşi İrfan Bilgin (solda) ve öldürülen Namık Erdoğan'ın kardeşi Necdet Erdoğan (ortada) ile kızı Begüm Erdoğan.
Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan "terör ve şiddet olayları kapsamında yaşam hakkı ihlallerinin incelenmesi" alt komisyonu bugün yakınlarını kaybeden aileleri dinledi.
Kardeşi Kenan Bilgin 1994'te gözaltında kaybedilen İrfan Bilgin ile 1994'te kaybolan ve cenazesi Kırıkkale'de bulunan Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Namık Erdoğan'ın kardeşleri Necdet ve Naif Erdoğan ile kızı Begüm Erdoğan bugün komisyondaydı.
İrfan Bilgin, bianet'e yaptığı açıklamada, "Komisyona kardeşim Kenan'ın nasıl kaybedildiğini ve sonrasındaki yasal süreci anlattık" dedi.
Kenan Bilgin, 12 Eylül 1994'de gözaltına almış ve kendisinden bir daha haber alınamamıştı. İrfan Bilgin, kardeşini gözaltında gören tanıkları olduğunu, hatta Savcı Selahattin Kemaloğlu'nun kardeşinin gözaltında kaybedildiği yönünde ifade verdiğini bu nedenle savcının da görev yerinin değiştirildiğini anlattı.
İrfan Bilgin, komisyona, Emniyet'in o dönem inceleme yapılmasını engellediğini ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye'yi tazminata mahkum etmesine rağmen burada halen hiçbir hukuki girişimde bulunulmadığını anlattı.
Bilgin, "Türkiye'nin suçlu bulunması bizi tatmin etmiyor. Talebimiz suçluların ortaya çıkarılıp yargılanması. Kardeşimin cenazesini istiyoruz. sağ olmasını beklemiyoruz zaten, umudumuz yok" dedi.
Kenan Bilgin'in 12 Eylül 1994'te Dikmen'deki bir otobüs durağından alınıp götürüldüğü Ankara Terörle Mücadele Şubesi'nde Bilgin'i gören 10 tanık vardı. Bu 10 kişiden biri olan Avukat Murat Demir, mazgaldan bir kişiyle konuştuğunu, bu kişinin kendisine "Ben Kenan Bilgin, 22 gündür buradayım. Sizi bırakırlarsa aileme, avukatlara, İHD'ye haber verir misin" dediğini söyledi.
Komisyonda kendisine, tanıkların hayatta olup olmadığını sorulduğunu söyleyen Bilgin, "Evet tanıklar yaşıyor, onları da dinlemelerini söyledim" diye konuştu.
Dönemin insan haklarından sorumlu Bakanı Azimet Köylüoğlu ile de görüştüklerini anlatan Bilgin, şunları söyledi:
"Bize 'Kardeşiniz kuyuda bile olsa çeker, çıkarırım' dedi. Bir sonraki görüşmemizde ise bize 'yapacak bir şey olmadığını, başımızın çaresine bakmamız gerektiğini' söyledi. Kardeşimin ağır işkence gördüğünü, o anda orada bulunan tutuklulardan öğrendik. Devlet sürekli olumsuz cevap verdi."
"Ayhan Çarkın, o sıralar Ankara'da görev yapıyordu. Kenan Bilgin davasına ilişkin de üzerine gidilsin. Belki sorgulamalarda bulunmuştur."
"Olay açığa çıkarılmadığı ve sorumlular yargılanmadığı takdirde devlete olan güvenimizi tekrar kazanmamıza imkan yok. Demokratik, insan haklarına saygılı bir ülkede yaşayacaksak bu olaylar aydınlatılmalı, biz de bunun için üzerimize düşeni yapacağız."
"Beyaz Toros'a binen geri dönmedi"
Komisyon ayrıca, 1994'te kaybolan ve cenazesi Kırıkkale'de bulunan Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Namık Erdoğan'ın kardeşleri Necdet ve Naif Erdoğan ile kızı Begüm Erdoğan'ı da dinledi.
"Bize, kaçırılacağına dair bir ihbar geldi. Bir süre sonra da kaçırıldı" diyen Naif Erdoğan, "Bu durumu kabullenmek mümkün değil. Dava dosyasına ulaştık. İlginç bir durum var. Cinayet 1994'te işlenmesine rağmen, otopside bulunan kurşun parçaları 2010 yılında balistik incelemeye kabul edilmiş. Yani cinayetten 16 yıl sonra..."
"Rapora göre delil karartma var. Yani birileri, 'Bırakın bunları korozyona uğrasın' demiş. Sonra da zaten, 'Ek kovuşturmaya gerek yok' diyerek dosya kapatıldı ama Ayhan Çarkın'ın ifadelerinden sonra tekrar açıldı."
"Faili meçhul cinayetler sistematik olarak 1993-1994 yılları arasında işlendi. Özel harekatçı polisler 'Yaptık' diyor. Emiri verenin Mehmet Ağar, planlayıcının Tansu Çiller olduğunu söylüyorlar."
Begüm Erdoğan da Ağar ve Çiller hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Namık Erdoğan'ın diğer kardeşi Necdet Erdoğan ise "Öyle bir dönemden geçtik ki beyaz Toros marka arabaya binen geri dönmedi." şeklinde konuştu. (AS)