Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) düzenlediği "Faili Meçhuller ve Kayıplar Çalıştayı"nın sonuç raporunda, 1992 ve öncesinde işlenen faili meçhul cinayetlerin zamanaşımına uğraması tehlikesine dikkat çekildi.
Çalıştay, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, akademisyenler, mağdur aileleri ve siyasetçilerin katılımıyla Diyarbakır'da 7 Nisan'da yapıldı.
Çalıştay öncesi konuşan DTK Eş Genel Başkanı Ahmet Türk, "Tartışarak, sorunlar üzerinde yoğunlaşarak, kayıpları, faili meçhul cinayetleri, toplumu halkımızın gündemine taşıyarak yeniden demokratik bir geleceği kurma şansını yaratabiliriz" dedi.
Sonuç bildirgesinde de kayıpların soruşturulması konusunda "zamanaşımı" tehlikesi vurgulandı:
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında ve bu konuda çalışma yürüten uluslararası kuruluşların raporlarına göre, Türkiye'de kayıpların açığa çıkarılması için etkin, şeffaf ve bağımsız soruşturma yürütülmüyor."
"Eski Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) zamanaşımı süresi 20 yıl. 1991 ve önceki yıllarda gerçekleşen faili meçhul cinayet, zorla kaybetme gibi ağır insan hakları ihlalleri, 2011'den itibaren zamanaşımına uğrama riskiyle karşı karşıya."
Çalıştayda, "mevcut hukuk sistemine egemen olan ve faillere dokunulmazlık ve cesaret veren cezasızlık olgusu, zamanaşımı sorunu, etkin ve hızlı soruşturmanın yokluğu gibi adaletin önündeki engeller kaldırılmalı" denildi.
Ayrıca, yüzleşmenin gerçekleşebilmesi için Hakikat ve Adalet Komisyonu'nun kurulması gerektiği ifade edildi.
"Devletin arşivleri açılsın"
Sonuç bildirgesinde, şu talepler yer aldı:
* Birleşmiş Milletler (BM) Kayıplar Sözleşmesi hiçbir çekince koyulmadan kabul edilmeli. Sözleşmenin gerekleri yerine getirilerek, sözleşmede belirtilen komitenin yetkileri tanınmalı.
* Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) taraf olunmalı ve UCM'nin yargı yetkisi tanınmalı.
* Silahlı çatışma hukukunda uygulanan Cenevre Sözleşmeleri ek protokolleri onaylanmalı.
* İşkence ve kötü muamele, faili meçhul cinayetler ve kaybetme gibi yaşam hakkı ihlallerinde "zamanaşımı" uygulanmamalı, bu konudaki AİHM kararlarına uyulmalı ve mevcut yasalardaki bu konularla ilgili zamanaşımı hükümleri kaldırılmalı.
* TBMM'de bu tür yaşam hakkı ihlallerini araştırmak üzere "araştırma komisyonu" oluşturulmalı.
* Toplu mezarların açılması işlemlerinde BM tarafından kabul edilmiş olan Minnesota Otopsi Protokolü'nün uygulanmalı.
* Toplu mezar açma ve kanıt toplama, kimliklendirme gibi bütün süreçler başta kayıp yakınları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kişi ve kurumların denetim ve gözetimine açık olmalı.
* Başta Adalet ve İçişleri Bakanlıkları olmak üzere devlet birimleri kayıplar ve faili meçhul cinayetler hakkında sağlıklı veri ve bilgi akışı sağlamalı ve arşivlerini kamuoyuyla paylaşmalı.
1995'teki Meclis Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Raporu'na göre, toplam faili meçhul siyasi cinayet sayısı 1797. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) verilerine göre de 1990-2011 arasında 1901 faili meçhul cinayet işlendi. (AS)