Avukat Ahmet Hilmi Feyzioğlu'nun 2 Ekim 1980'de Bursa Emniyet Müdürlüğü'nün 5. katından atılarak öldürüldüğü gerekçesiyle başlatılan soruşturmada, zamanaşımı sebebiyle takipsizlik kararı verildi.
12 Eylül darbesinin ardından götürüldüğü Bursa Emniyet Müdürlüğü'nde intihar ettiği öne sürülen Feyzioğlu'nun öldürüldüğü gerekçesiyle, 4 Ekim 2011'de suç duyurusunda bulunulmuştu.
Kardeşi Ayşe Feyzioğlu takipsizlik kararının ardından yaptığı açıklamada, "Benim kardeşim intihar edecek bir insan değildi. Vücudunda işkence izleri vardı. Sorumlular kimse bulunup cezalandırılsın" dedi.
"Ağabeyim işkence görmüştü"
Ayşe Feyzioğlu, kardeşinin ölümüyle ilgili 32 yıldır mücadele ettiğini ifade ederek şunları söyledi:
"O zaman da çok mücadele verdim. İki defa otopsi yaptırdım. Ama otopsinin başında bir jandarma bir polis bekledi. Adli Tıp doktoru, 'Bu gençlere yazık oluyor. Bunların hiç olmazsa bir parça gerçeğini yazalım' dedi. Ben de 'Gerçek yazılsın' diye bağırdım. İçeride bir gümbürtü koptu. Adli Tıp doktoruna müdahale edildi. Yalvararak beni susturdu. Bundan sonra da gerçeğe uygun olmayan bu otopsi raporu çıktı."
"Morgda ağabeyimi görmüştüm. Ellerinin üzerinde sigara söndürülmüştü. Elinde ve ayak parmaklarının ikinci boğumunda morluklar vardı. Sırtında da morluklar vardı. Otopsiye de inanmıyorum."
Takipsizliğin kaldırılması amacıyla Yalova Ağır Ceza Mahkemesi'ne itiraz edilecek.
"İnsanlığa karşı suç değil"
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Bursa Şubesi Başkanı Aslı Evke Yetkin, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın gerekçesinde, Feyzioğlu'nun beşinci kattan atılarak öldürüldüğüne dair somut delil olmadığının da yazılı olduğunu belirtti.
"Ayrıca iddialarımız doğrultusunda meslektaşımızın kasten öldürüldüğü iddiası kabul edilse dahi bu fiilin insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında kabul edilemeyeceği yönünde karar verildi."
Bunun insanlığa karşı suç sayılması gerektiğini vurgulayan Yetkin, "Geçen yıl yapılan referandumda, darbelerle hesaplaşılacağı ve darbeler dönemindeki tüm sorumluların yargılanacağı iddiası ortaya atıldı. Ama şimdi zamanaşımı kararı verildi" diye konuştu.
Feyzioğlu'nun ölümüyle ilgili soruşturmada tanık olarak dinlenen Mehmet İçinde Feyzioğlu ile olay günü Emniyet Müdürlüğü'nde karşılaştıklarını belirterek, savcıya şu ifadeyi verdiğini anlattı:
"Ben grev yaptığımız için gözaltına alınmıştım. Feyzioğlu, kanlar içindeki halimi görünce çok üzüldü. Gözlerimiz boyalı flama bezleriyle kapalıydı. Farklı hücrelerde işkence görüyorduk ama onun sesini duyuyordum. Feyzioğlu'nun gece boyu süren feryat sesleri sabaha doğru cam kırılma sesiyle birden kesildi. Onu camdan attıklarında ölmemişti."
12 Eylül 1980 darbesiyle ilgili, dönemin Genelkurmay Başkanı ve 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya hakkında açılan davanın ilk duruşması 4 Nisan'da görülecek. (AS)