25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle 17.30’da Cumhuriyet Alanında bir araya gelen Ayvalık’ta yaşayan kadınlar; hayatlarını, haklarını ve kazanımlarını korumakta kararlı olduklarını bir kez daha dille getirdiler.
Topluluk tarafından sık sık “kadın yaşam özgürlük”, “jin jiyan azadi”, “aileyi değil kadını koru”, öldüren sevgi istemiyoruz”, “erkek adalet değil gerçek adalet”, “boşanmayı değil cinayeti engelle”, bağır herkes duysun, erkek şiddeti son bulsun”, “aileyi değil çocuğu koru”, çocuğa dokunan eller kırılsın”, kadınlar birlikte güçlü”, “yaşasın kadın dayanışması”, “hayatlarımızdan, haklarımızdan, eşitlikten, özgürlüğümüzden, geleceğimizden, hayallerimizden, mücadelemizden, İstanbul sözleşmesinden vazgeçmiyoruz”, “susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz” sloganları atıldı.
"Erkekler 322 günde 344 kadını öldürdü"
Ayvalık Kadın İnisiyatifi adına Nebahat Gülhan, Şebnem Yüksel ve Zehra Tanrıverdi’nin yaptığı basın açıklamasında özetle şunlar söylendi:
“Aldığımız nefes kadar değerli kazanımlarımıza, haklarımıza, hayatlarımıza sahip çıkmak için bugün de alanlardayız. Gücümüzü beraberliğimizden aldığımızı hatırlayarak ve hatırlatarak, bir aradayız! Her ne sebeple olursa olsun bir daha asla suskun ve çıkışsız bırakılmamak için buradayız! Türkiye’nin dört bir yanında “Eşit, Özgür, Şiddetsiz Bir Yaşam” talebiyle bugün alanlara çıkıp haykıran kadınları Ayvalık’tan selamlıyoruz!"
“Günde en az 3 kadının katledildiği ülkemizde, kadınlar sadece “kadın” oldukları ve boyun eğmedikleri için şiddete maruz kalıyor. Erkekler, 2024 yılının ilk 322 gününde en az 344 kadını öldürdü, en az 558 kadına şiddet uyguladı, en az 263 kadının ölümü basına “şüpheli” olarak yansıdı. Bu cins kırımına karşı, eşit olduğumuzu söylemekten ve mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz."
“Kadını “ kutsal aile”’nin içine hapsederek korumaya çalıştıklarını iddia edenler, kadınları öldürenlerin en yakınlarındaki erkekler olduğunu çok iyi biliyorlar. Bu yıl öldürülen 242 kadınının katili kocası veya sevgilisiydi. 62 kadını baba, oğul gibi ailesinden erkekler öldürdü. Kadınlar en çok ayrılmak istedikleri, barışmak istemedikleri için katledildiler."
“Erkek egemen sistemlerini sürdürebilmek için sadece kadınların değil, çocukların da bedenlerini, ruhlarını paramparça ediyorlar. Her geçen yıl giderek artan çocuk cinsel istismarını önlemek için hiçbir şey yapılmaması karşısında kulaklarımız uğulduyor, gözlerimiz doluyor, sözcükler boğazımıza diziliyor. Herkesin birbirini tanıdığı küçücük bir köyde Narin çocuk bulanamıyor. İki yaşındaki Sıla bebek cinsel istismara uğruyor. Aklımız almıyor! İsyanımız da, öfkemiz de dinmiyor!
“İstanbul Sözleşmesini bir gecede yürürlükten kaldıranlar, amacı kadınları ve çocukları şiddetten korumak olan 6284 sayılı yasayı da aile düşmanı ilan ettiler. LGBTİ+ bireylerin eşit yurttaş olduğunu unutarak, onları düşmanlaştırarak, aile kurumunu yeniden düzenleme hevesiyle, eşit yurttaşlığın güvencesi olan Medeni Yasa’yı değiştirmek istiyorlar. Medeni Kanun ve laiklik, bu ülkede yaşayan herkesin; kadın, erkek, çocuk hepimizin yurttaşlık güvencesidir."
“Kolluktan sorumlu İçişleri Bakanı, “kadınlar kendilerini öldürmeye gelen erkeklere açmayın dediğimiz halde kapıyı açıyor o yüzden ölüyorlar” diyerek öldürülen kadınları sorumlu tutuyor! Bakana soruyoruz; her yıl öldürülen yüzlerce kadın, şiddet failine kapı açtığı için mi öldürüldü?"
“Hayatlarımızı; anneliğe, aileye, şiddete hapsetmeye çalışanlar; ekonomik krizin faturasını da yoksulluğa, işsizliğe mahkum ettikleri kadınlara çıkarıyorlar. Nasıl bir hayat yaşayacağımızı bize dayatanlar; en temel demokratik hak olan seçme hakkını ihlal ederek kayyım atadığı belediyelerde ilk iş kadın ve eşitlik birimlerini kapatıyorlar."
“Eşitlik karşıtlarına sesleniyoruz; biz bu dünyanın, bu ülkenin, yarısıyız! Kadına karşı şiddet, hayatın her alanında eşitliği sağlayarak önlenebilir."
(EMK)