Oda TV internet sitesinin yöneticisi gazeteci Soner Yalçın ve Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Haber Müdürü Barış Terkoğlu 18 Şubat'ta; Radikal gazetesi muhabiri Ahmet Şık ve Milliyet gazetesi muhabiri Nedim Şener dün (6 Mart) sabah, Oda TV yazarı Müyesser Yıldız ve Oda TV yöneticisi Doğan Yurdakul ise bu sabah tutuklandı.
Tutuklananlar arasında ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümün araştırma görevlisi Coşkun Musluk ile yazar ve akademisyen Prof Dr. Yalçın Küçük de var.
Tutuklamalarla ilgili bazı siyasetçilerin yorumları şöyle:
Abdullah Gül (Cumhurbaşkanı): Yargının, hakim ve savcıların işine karışmam söz konusu olamaz. Ancak olup bitenleri takip ettiğimde intibaım şu ki; kamu vicdanında kabul görmeyen bazı gelişmeler oluyor. Bu hal, Türkiye'nin geldiği ve herkes tarafından takdir edilen görüntüsünü gölgelemektedir. Bundan kaygı duyuyorum.
Bülent Arınç (Başbakan Yardımcısı): Basın mensupları suçlanıyorlar, gözaltına alınıyorlar, bu elbette hoş bir manzara değil, bu bizi üzer. Basın mensuplarının yaptıkları haberlerden suçlanmamaları gerekir. Ancak gazetecilerin TCK'da suç sayılan fiillerden birini işlemişlerse yargı zırhına sahip değillerdir. Şuç işlemişse herkes yargılanabilir.
Recep Tayyip Erdoğan (Başbakan): Biz savcı da değiliz, hakim de değiliz, birileri gibi avukat da değiliz. Biz, yürütme olarak, kolluk kuvvetleriyle sadece ve sadece yargıya yardımcı oluruz. Eğer bir yargı tasarrufu bulunuyorsa, bunun anayasa ve yasalar çerçevesinde kendine verilen yetki çerçevesinde yapıldığını biliyor ve inanıyoruz Bırakalım yargı kendi işini yapsın.
Kemal Kılıçdaroğlu (CHP Genel Başkanı): Tuzun koktuğu süreci yaşıyoruz. Artık Türkiye'de, namuslu gazetecilik yapmak gittikçe zorlaşıyor. Halkıma şunu söylemek isterim; hiç bir baskıcı düzen ilelebet yürüyemez. AKP baskı kurdukça, toplumun bilinçlenmesi artacaktır. Biz hukukun üstünlüğünü istiyoruz. Şu anda güçlünün hukuku Türkiye'de geçerli.
Beşir Atalay (İçişleri Bakanı): Yargının bir kararıdır. Yargı emniyetten bu işlemleri yapmasını ister. Bu gibi durumlarda polis adli kolluk görevi görür. Tamamen İstanbul'da yargının, mahkemenin talepleri karşılanmaktadır. Yargının yürüttüğü bir süreçtir. Bizim burada bir fazla cümle söylememiz yanlış olur.'
Akif Hamzaçebi (CHP Grup Başkanvekili): Gazetecilere yönelik gözaltıların tek bir amacı vardır; muhalif sesleri susturmak, Hükümeti eleştiren sesleri susturmak. Böylece basın, seçime doğru AKP'nin yolsuzluk dosyalarını yazamayacak hale getirilecektir. Hedef budur, niyet budur. Hukuk adına hukuksuzluklar yapılmakta ve bu hukuksuzluklara herkesin saygı duyması istenmektedir.
Devlet Bahçeli (MHP Genel Başkanı): Siyasilere düşen görev, yargıyı sonuna kadar sabırla takip etmek olmalıdır. Yargının sonuçlarına da saygı gösterilmelidir.
Selahattin Demirtaş (BDP Genel Başkanı): İleride bir gün savcının biri çıkıp Zekeriya Öz'ü de Ergenekon'dan içeri alırsa kimse şaşırmamalıdır. Bu kadar toplu mezar ortaya çıkıyor, bunların sorumlularını yakalayan yok. Ama Ahmet gibi hak ihlallerinin peşinde yıllardır koşan bir gazeteci Ergenekon üyesi oluveriyor.
Sadullah Ergin (Adalet Bakanı): Ergenekon'da tutuklananlar sadece gazetecilikten dolayı gözaltına alınmış olsaydılar basına darbe olurdu. Beratı zimmet esastır. Soruşturma elbette hızlı gitmeli. Bütün bunları iddianame ortaya çıktığında göreceğiz. Önemli olan tutuklamaların keyfi olup olmadığıdır. (EG/EÜ)