Ergenekon Soruşturmasında gözaltına alınan gazeteci Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın dün sabah tutuklanmalarının ardından aralarında daha önce aynı soruşturmadan tutuklanıp serbest bırakılmış yazar Yalçın Küçük'ün de bulunduğu beş kişi daha tutuklandı.
Ergenekon sanıklarından Yalçın Küçük, Oda TV yazarı Müyesser Yıldız, Oda TV yöneticisi Doğan Yurdakul, ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümün araştırma görevlisi Coşkun Musluk ve Oda TV yazarı Sait Çakır soruşturmayı yürüten özel yetkili savcı Zekeriya Öz tarafından İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki sorgulandı.
14 Şubat'tan beri 10 kişi tutuklandı
Tutuklama talebiyle dün (6 Mart) sabah saatlerinde İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edilen beş kişi tutuklama kararının ardından Metris Cezaevi'ne gönderildi.
14 Şubat'ta başlatılan odatv.com sitesine yönelik operasyonda da OdaTV intenet sitesinin yöneticisi gazeteci Soner Yalçın, Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Haber Müdürü Barış Terkoğlu tutuklanmıştı. 3 Mart sabahı başlatılan operasyonla birlikte tutuklananların sayısı 10'a çıktı.
Şener ve Şık "Ergenekon terör örgütüne üye olmak ve örgüte yardım etmek" iddiasıyla çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmiş, polis memuru Aydın Bıyıklı ve Oda TV yazarı İklim Bayraktar ise önceki gün kısa süren savcılık sorgularının ardından serbest bırakılmıştı.
Sendikalardan tutuklamalara tepkiler
Türk Tabipler Birliği, İstanbul Barosu, Türk Mühendis ve Mimar Odalar Birliği (TMMOB), Birleşik kamu İşgörenleri Sendikası Konfederasyonu (Birleşik Kamu- İş), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası yaptıkları basın açıklamalarıyla gazetecilerin gözaltına alınması ve tutuklanmasına tepki gösterdi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) tutuklamalarla ilgili haber kaynakları ve siyasal iktidarı eleştiren yayınlar yapmaları nedeniyle gazetecilerin yasa dışılıkla suçlandığını belirtti, bunu "çağdışı bir zihniyetin ürünü" olarak değerlendirdi. Açıklamada şöyle denildi:
"Gazeteci örgütlerinin açıklamalarına göre; 61 gazetecinin tutuklu olduğu, gazetecilere yönelik devam eden binlerce soruşturma ve binlerce davanın olduğu bir ülkede basın özgürlüğünden söz edilemez. Hukukun üstünlüğü için Özel Yargılama Sistemine ve bunun uygulayıcısı olan Özel yetkili ve görevli Ağır Ceza Mahkemelerine ve Savcılıklarına son verilmelidir." (EG/EÖ)