Elijah J. Magnier, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde uzmanlaşmış deneyimli bir savaş muhabiri ve siyasi analisttir. Magnier'in kişisel internet sitesinde yayımladığı “Taktik zaferlerden stratejik tehlikeye: Netanyahu, Direniş Ekseni ile gerilimi tırmandırıyor” başlıklı yazısının Türkçe çevirisini paylaşıyoruz.
Yemen’in Hudeyde Limanı’nın bombalanması, Beyrut’ta Hizbullah’ın üst düzey komutanı Fuad Şükür’ün, Tahran’da Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’nin öldürülmesi ve Şam’da İranlı bir komutana yönelik suikast iddiası…
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, son günlerde elde ettiği taktik zaferlere rağmen esir müzakerelerinde kayda değer bir başarı elde edemediği gibi, 364 kilometrekarelik Gazze Şeridi’ni kontrol altına almayı da başaramadı. Ayrıca, ‘Direniş Ekseni’ üzerinde yeni bir caydırıcılık denklemi dayatmakta başarısız oldu -ki bu eksen, savaş hazırlıklarına da ciddi bir şekilde başlamış durumda.
Netanyahu, ‘Direniş Ekseni’ ile olan çatışmayı genişleterek saldırı pozisyonundan savunma pozisyonuna geçti ve kaçınılmaz olarak İsrail hedeflerine karşı verilecek tepkinin tüm sorumluluğunu üstlenmiş oldu. Bu durum, birçok başkentin intikam peşinde olduğu bir ortamda, İsrail’in tek bir noktaya odaklanmasına izin vermeyerek savaş tamtamlarını ‘Direniş Ekseni’ içerisindeki birden fazla ülke ve başkente yayacaktır.
Üstelik Netanyahu, son konuşmasında ilk kez [Gazze Şeridi’nde] ateşkes için küresel bir anlaşmayı düşünebileceğini belirtti. Ancak müzakereleri sürekli sabote etmesi ve güvenlik güçleri ile radikal olmayan kabine üyelerinin tavsiyelerine karşı narsist yaklaşımı onun güvenilirliğini zedeliyor. Taktik zaferlerini koruyarak yaklaşan fırtınadan kaçınmak ve kendini güçlü bir lider olarak sunmak istiyor olabilir.
Netanyahu’nun beklentilerinden bağımsız olarak, ‘Direniş Ekseni’ savaşa hazırlanıyor ve yarın çatışma başlayacakmış gibi önlemler alıyor. Özellikle Lübnan, savaşın yakın olduğunu düşünerek hazırlık yapıyor. Ancak, Hizbullah’ın stratejisi hemen misilleme yapmak değil, özellikle de Direniş Ekseni’nin diğer üyeleri devredeyken, düşmanın kaynaklarını ve sinirlerini yıpratmayı tercih etmektir. Dahiye saldırısı, Hizbullah’ın 1948’den bu yana İsrail’e karşı en güçlü ve cüretkar askeri yanıtını vermeden kabul edilemez ve edilmeyecektir.
(VC)