"Akademik olarak 'töre' ve 'namus' cinayetleri konusunda daha önce çalışılmamış olması utanılacak bir durum; bu Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri. Yurtdışında da hakkında sürekli soru sorulan bir konu ve kimsenin konuyla ilgili detaylı bilgisi yok; klişe ifadeler üzerinden bir kurgu var. Bu kurguların doğru olup olmadığı bilinmiyor. İlk izlenimimiz bunun doğru olmadığı yönünde."
Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Mazhar Bağlı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) desteğiyle Türkiye genelinde cezaevlerinde töre ve namus kisvesinde cinayet işlemiş kişilerle konuşup sürdürmekte olduğu araştırmasını bianet'e anlattı. Proje Dicle Üniversitesi, Adalet Bakanlığı ve TÜBİTAK'ın dayanışmasıyla sürüyor.
Araştırma projesini 2004 yılında hazırladıklarını ifade eden Bağlı, projenin 2006 yılında TÜBİTAK tarafından kabul edilmesiyle çalışmalarına başladıklarını söyledi. Şimdiye kadar Güneydoğu, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinden 160 kişiyle görüştüklerini kaydeden Bağlı, projenin iki ay sonra biteceğini tahmin ediyor.
Klişeleri yalanlayan bulgular...
"Varolan genel anlayışları doğrulayan bir bulguya rastlamadık. Cinayetleri işleyenler arasında üniversite mezunu ve hatta doktora yapmış, yüksek gelir sahibi insanlar da var. Tabulaştırılan aile yapısı töreyi öne çıkarıyor. Din ve aşiret ekseninde yürüyen yapılanma var deniyor ama biz 'namus' için cinayet işlendiğini Karadeniz'de de gördük."
Trabzonlu bir erkeğin konuşma sırasında "biz namusumuz için canımızı veririz ama bizde töre yok" dediğini kaydeden Bağlı, mahkumun kendisine ikisi arasındaki fark sorulduğunda cevap veremediğini söyledi.
"Cinayetlere neden olan toplumsal yapıyı, cinayetlerin nedenlerini tam olarak çözemedik. Zaten bizim amacımız konuyla ilgili bilimsel bir tartışma başlatmaktı."
Mahkumlara ne gibi sorular soruluyor?
"Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü sayesinde cezaevlerine girişlerde sorun yaşamadık. Görüşmeyi kabul etmeyen hükümlü olmadı. Hükümlülerin sadece hikayelerini dinlemiyoruz bu kişileri sosyo demografik özellikleri, aile yapıları, toplumsal değer yargıları ve psikolojileriyle ilgili testlere tabi tutuyoruz."
Sunumu yarım saati geçen anketlerin akademik çalışmalara uygun olmadığına yönelik düşünceyi değerlendiren Bağlı, cezaevlerinde insanların zamanları bol olduğu için görüşmeleri uzun tutmakta sakınca olmadığını belirtti.
Bağlı mahkumları tabi tuttukları testlerin yanı sıra kendilerine cezaevindeki yönetimin ve diğer mahkumların kendilerine nasıl davrandığı konusunda da sorular yönelttiklerini ifade etti. Bağlı görüşmelerde aldıkları notlar üzerinde çalışıp notları hikayeye çevirdiklerini söyledi. (GG)