Eğitim Sen, Ses ve TTB, İstanbul Tabip Odası’nda yaptıkları basın toplantısında Barış Akademisyenleri’nin yarın görülmeye başlayacak davalarına katılım çağrısı yaptı.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ( Eğitim Sen) Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, Türk Tabipler Birliği Başkanı Raşit Tükel, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Gönül Erdem’in konuşmacı olduğu toplantıya Barış Akademisyenleri ve uluslararası kurumlardan temsilciler katıldı.
Aytekin-Aydoğan’ın okuduğu ortak açıklamada “Barışı talebini yargılamak ortak geleceğimizi yargılamaktır” ifadeleri yer aldı.
Uluslararası dayanışma
İngiltere, İspanya, Kıbrıs, Danimarka, Almanya’dan gelen eğitim örgütleri temsilcileri de dayanışma mesajlarını iletti.
Uluslararası heyette şu isimler yer alıyor: Jorg Detjon (Köln Belediye Meclis üyesi), Senta Pineau (Köln Üniversitesi Öğrenci Birliği Temsilcisi), Birgit Kramer (Aktives Gewekschaftsmitglied Sendikası), Ernst-Ludwig Iskenius (Barış İçin Doktorlar Temsilcisi), Lasse Bjerg Jorgensen (Danimarka Okulöncesi ve gençlik Eğitimcileri Sendikası), Jesus de la Rosa (İspanya Kültür Emekçileri Sendikası), Emel Tel (Kıbrıs Öğretmenler Sendikası), Mebruke Diren-Ozan Elmalı-Hakan Soyer (Kıbrıs Ortaeğitim Öğretmenleri Sendikası), Tuna Altınel (Barış İçin Akademisyenler Fransa Derneği), Douglas Chalmers (İngiltere Üniversite ve Kolej Sendikası)
“Eleştiriden suç çıkarma çabası”
TIKLAYIN - Haber, Yazı ve Görüntülerle Barış Bildirisi'nin Bir Yılı
Barış İçin Akademisyenler’in “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza veren 1128 isime 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun “Terör örgütü propagandası (7/2)” maddesinden dava açıldı. 15 üniversiteden 146 akademisyenin yer aldığı ilk listenin davaları 5 Aralık’ta İstanbul Adliyesi’nde başlayacak.
İstanbul Tabip Odası’ndaki toplantıda bildirinin kamuoyuna açıklanmasının ardından soruşturma, gözaltı, dört akademisyenin tutuklanması, tehdit, ihraçlara uzanan süreç aktarıldı.
5 Aralık’ta başlayacak davalar ise “savaşa karşı barışın sesi olmuş akademisyenlere yönelik siyasi lincin son halkası tamamlanmaya çalışılıyor” şeklinde yorumlandı.
“Bildiride ifade edilen düşünceler siyasi iktidarı rahatsız etmiş olabilir. Ancak söz konusu eleştirilerden ‘suç’ çıkarma çabası, bu topraklarda artık ‘düşünce ve ifade özgürlüğü’ gibi evrensel bir hakkın kullanımının mümkün olmayacağının tescili anlamını taşıyacaktır.”
TIKLAYIN - 148 Barış Akademisyeninin Dava Takvimi
“Utanç davası”
TIKLAYIN - Avukat Eyüboğlu: "Barış Akademisyenleri Yalnızlaştırılmak İçin Tek Tek Yargılanıyor"
Ortak açıklamanın ardından söz alan Raşit Tükel, çatışmaların halk sağlığı için sorun olduğunu belirterek sokağa çıkma yasakları sırasında Cizre’de sağlık hakkında erişime yönelik yaptıkları gözlemleri aktardı.
Gönül Erdem, bildirinin çatışma koşullarına dur derken çözüm önerileri de sunduğunu belirtti. “Utanç davası” olarak adlandırdığı yeni dava sürecinde akademisyenlerle dayanışma içinde olacaklarını duyurdu.
“Kürsüleri duruşma salonlarında kuracağız”
Marmara Üniversitesi’nden ihraç edilen imzacı akademisyen Özgür Müftüoğlu, akademisyenlerin gördükleri yanlışları söyleyip muhataplarını uyarmakla görevli olduklarını söyledi.
İmzacı akademisyenlere aynı iddianame ile farklı davalar açılmasıyla ilgili “Bizi uzaklaştırdıkları kürsüleri duruşma salonlarında kuracağız” dedi.
“Aydınlar Dilekçesi’nden Barış Bildirisi’ne”
1980 askeri darbesinin ardından 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu ile üniversiteden atılan ve Aydınlar Dilekçesi nedeniyle yargılanan Gençay Gürsoy, her iki bildirinin de demokrasi barış ve düşünce özgürlüğü vurguladığını söyledi.
Aydınlar Dilekçesi imzacılarından 50 kişiye açılan ve iki yıl süren davanın beraatle sonuçlandığını, hukuki mücadele sonucu yedi yıl sonra üniversiteye döndüklerini anlatan Gürsoy, iki dönemi şöyle karşılaştırdı:
“Bugüne kıyasla askeri dönem daha ‘insaniydi’. Uğradığımız hakaretlerin dozu farklıydı. Ancak geçmişte atıldığımızda kimse bize sahip çıkmamıştı. Bugün arkamızda olan destek ilk dönem arasındaki önemli bir farklılık.” (BK)