“Oy kullanmanın kendisi birini sandığa götürmek ya da birini iktidardan düşürmek anlamına gelmiyor. Sandığa giderek nasıl bir muhalefet istediğimizin de işaretini verebiliriz.”
SPoD LGBTİ Siyasi Temsil Alan Koordinatörü Sezen Yalçın, bianet’e Cumhurbaşkanı seçimi sonuçlarını değerlendirdi.
Selahattin Demirtaş’ın oy oranındaki artışa dikkat çeken Yalçın, seçim sonuçlarının cinsel özgürlükçü toplum ve kadın-LGBTİ haklarını siyasi olarak savunmanın oy kaybettirmediğini ortaya koyduğunu vurguladı:
“Selahattin Demirtaş’ın aldığı oy oranı çok önemli bir işaret. Her konuşmasında temel hak ve özgürlük mesajını sıkı sıkıya vermesinin yanında, cinsel özgürlükçü ve LGBTİ hakları vurgusu çok açıkça yapıldı.
“Şu anda yüzde 9-9,5 arası oy almış olması, yerel seçimdeki oy sayısıının üzerine çıkması, bu derece radikal bir biçimde cinsel özgürlükçü toplum, kadın-LGBTİ haklarını siyasi olarak savunmanın oy kaybettirmediğinin çok net bir göstergesi.
“Buna karşın, 14 partinin adayı olarak lanse edilen İhsanoğlu’nun aldığı oy oranının kendisini destekleyen partilerin yerelde aldığı oy oranının altına düşmesi de bir işaret.
“İsim olarak seçilmesinin kendisi salt AKP karşıtlığı, Erdoğan gitsin de ne olursa olsun diyen bir CHP zihniyetinin ürünüydü. Dolayısıyla salt AKP karşıtlığı üzerinden geliştirilen bir stratejinin ve MHP’yle kurulan siyasi ittifakın da sonuç vermediğinin gösterdiğini düşünüyorum.”
“Erdoğan kutuplaştırıcı üslubu bırakmak zorunda”
Cumhurbaşkanlığı makamının kapsayıcı olmak zorunda olduğunu hatırlatan Yalçın, Erdoğan’ın da bundan sonra bir cumhurbaşkanı olarak kutuplaştırıcı, ayrımcı ve şiddet içeren söyleminden vazgeçmesi gerektiğini belirtti.
“Bu seçimlerde AGİT’in seçim gözlem heyetinin olması çok önemliydi ve yayımladıkları ara rapor pek çok şeyi ortaya koyuyor; yasal eksiklikler, medya kullanımında ve kampanyalardaki bütçe eşitsizliği vs.. Bu seçime böyle bir açıdan bakmak gerektiğini düşünüyorum.
“Bugün İstanbul’da Eşit Haklar İçin İzleme Platformu’yla izleme çalışmalarında yer aldım. AKP’nin yaşattığı baskı ve huzursuzluk ortamı sandık başında da yaratıldı. Bunlar raporlandı ve yayınlanacak. Yani sadece kampanya değil, oy verme sürecinin de adil olmadığını gördük.
“Sonuç ortada. Erdoğan salt çoğunluğunu sağladı ve cumhurbaşkanı olarak seçildi.
“Ama bir yandan da AKP’nin her seçimden sonra kullandığı ‘sandıktan biz çıktık’ söylemi, bütün dünya onlarınmış gibi davranma şekline karşın, cumhurbaşkanlığı parti liderliğinden, başbakanlıktan farklı bir makam. Bir cumhurbaşkanı kapsayıcı olmak zorunda.
“Dolayısıyla Erdoğan’ın şimdiye kadar eksik etmediği kutuplaştırıcı, ayrımcı, şiddet içeren ve üreten söylemi kesin olarak bırakması gerekiyor. Siyasi geçmişi ne olursa olsun ülkede evrensel hukukun ve insan haklarının üstünlüğünü bilerek hareket etmesi gerekiyor.” (ÇT)