HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın HDP’yi bir siyasi parti olarak değil bir organizasyon olarak tanımlamasına “katılıyorum” diye yanıt verdi.
İstanbul Güneşli'de bulunan Ehlibeyt Alimleri Derneği'ni ziyaret eden Demirtaş, Erdoğan’ın partileri şirket gibi gördüğünü belirtti.
“Biz kendisinin bildiği anlamda bir siyasi parti değil, tam da dediği gibi bir organizasyonuz. Hem de büyük, devasa bir halk organizasyonuyuz. Partiler öyledir zaten, siyasi organizasyondurlar. Ama kendisi partileri hep şirket gibi gördü. Anonim şirket. Kar elde eden, kar dağıtan bir şirketi yönetmeye çalışan ve onun başına bir CEO, genel müdür olarak kendini gördü.
“Biz öyle değiliz, doğru. Biz anonim şirket değiliz. Kar için kurulmadık, hırsızlık için kurulmadık. Siyasi bir organizasyonuz. Cumhurbaşkanı doğru tabir etmiş.
“Yanlış olan kendisinin partisine yaklaşımıdır. Doğru olan tariflediği şekildedir.”
Tahir Elçi
Demirtaş Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin gözaltına alınmasına dair de “İnsanlar fikirlerini açıklamakta serbest olmalı, korkmamalı. Ne adli ne idari baskıyla karşılaşmamaları gerekir” dedi.
Elçi’yi “bir barış adamı” olarak niteledi.
TIKLAYIN - TAHİR ELÇİ, KUŞKONAR'DAN ROBOSKİ'YE MAĞDURLARIN AVUKATI
“Şiddeti övmedi”
“Aynı zamanda benim baromun başkanıdır. Ben Diyarbakır Barosu üyesi bir avukatım. Kendisini çok iyi tanırım. Bırakın PKK üyesi, sempatizanı bile değildir.
“İnsan haklarına inanır ve inandığı şeyleri cesurca söyler. PKK'ya yönelik çok sert eleştirileri olan bir insandır. Fakat terör örgütü olarak görmediğini açıklamıştır. Şiddeti övme anlamında kullanmamıştır bunu.
“Siz bir organizasyonu terör örgütü olarak tanımlarsanız, onunla mücadele yöntemi başkadır. Bir şiddet organizasyonu, fakat toplumsal temeli olan, halkta bir karşılığı olan bir örgüt gibi görürseniz, o şiddetin çözümünün yolu başkadır.
“Kendisi görebildiğim kadarıyla bunu anlatmaya çalıştı televizyon programında. Fakat o fikri önerisine bile tahammül gösterilmedi.”
Başbakanın önermesi
“Tahir bey çıkıp ' ben canlı bombayım ' deseydi bu durumda başbakanın tabiriyle 'o zaman sana karışamayız, çünkü henüz kendini patlatmadın, serbest bırakın' derlerdi.”
“Talimat alan savcılar”
Demirtaş “Siyasallaşmış bir yargıya kimsenin güveni yoktur” ifadelerini kullandı.
“Tahir Elçi'nin ifadesini almaya çalışan savcılar 2 Kasım'dan itibaren sakın ola ki, ' biz efendim anlayamadık. Yanlış yaptık' demeye çalışmasınlar, 2 Kasım'da artık arkalarında bir tek parti hükümeti olmayacak. Hukuk karşısında hepsinden hesap sorulacaktır.
“Talimat alan savcılar, talimatla karar veren mahkemeler, hepsiyle ilgili soruşturmaların başlatılması için elimizden geleni yapacağız. Sakın ola ki onlar da, önceki savcılar gibi ülkeyi terk etmeye kalkmasınlar."
Taziye polemiği
Demirtaş Eski Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Davutoğlu arasındaki taziye tartışmasıyla ilgili olarak da “Ülkenin başbakanının çıkıp bize, 'taziye sizin değil, acıyı sahiplenmeyin' diyecek kadar duygudan yoksun bir hale geldiğini görmek çok üzdü bizi" dedi.
“Taziye Türkiye'deki bütün evlerdir. Ne HDP'nin genel merkezidir ne de başka bir partinin merkezidir. Önceki cumhurbaşkanımızın şahsımızda bizleri araması ve bizler aracılığıyla ailelere taziyelerinin iletilmesini istemesi, son derece normal, insani bir duruştur.”
Ankara Katliamı
Demirtaş HDP’nin 36 üyesinin Ankara Katliamı'nda hayatını kaybettiğini söyledi.
"Bunlardan ikisi milletvekili adayımızdı. Çok sayıda partinin, sendikanın üyesi orada yaşamını yitirdi."
"Halk mı büyüktür, devlet mi?"
“Her evimiz yas evidir. Her evimizde bu yas tutulmuştur. Bunu bozmaya kalkmasın başbakan. Sayın Gül, haklı olarak 'taziyede acıda birleşemeyeceksek, bu ülkede nasıl birlikte yaşayacağız' diye sormuştur. Cevabını da muhatapları versin bir bakalım. Bu kadar acıya rağmen bir acı etrafında kenetlenemiyorsak, bu taziye neticesiyle gelin devletin etrafında kenetlenin diyenlere sormak istiyorum. Halk mı büyüktür, devlet mi büyüktür?
“Biz halkın etrafında kenetlendik. Siz devlete tapar hale geldiniz haşa, devletten korktuğunuz kadar Allah'tan korkmuyorsunuz. Utandım, başbakanın o söylemi karşısında mahcup oldum. Böyle bir anlayışı hak etmiyor bu toplum.” (YY)