Mardin'in Dargeçit ilçesi Bağözü köyü yakınlarındaki toplu mezar alanında yapılan kazılarda 11 kişiye ait kafatası, kemikler ve elbise parçaları bulundu.
Kayıp yakınlarının avukatı İnsan Hakları Derneği (İHD) Mardin Şubesi Başkanı Erdal Kuzu, kazı alanında bulunan bazı kafataslarında kurşun izleri olduğunu söyledi.
Kazılarda bulunan kemikler, kafatasları ve elbise parçaları, kimlik tespiti ve otopsi yapılmak üzere Cumhuriyet Savcılığı'nca Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
İHD İstanbul Şubesi de kemikler bulunduktan sonra yaptığı açıklamada, "Dargeçit'te gözaltına alınarak kaybedilenler için 'Serbest bıraktık, örgüte katıldılar' demişlerdi. Suç duyurularımızı soruşturmak yerine takipsizlik kararıyla kapatmışlardı' ifadesini kullanmıştı.
İHD, "Hani dağa gitmişlerdi?" diye sormuştu.
Dargeçit'te ne oldu?
Dargeçit'te 29 Ekim 1995'te PKK'nin iki öğretmeni kaçırıp öldürmesinin ardından, 2-6 Kasım 1995'te 57 yaşındaki Süleyman Seyhan ile tamamını yakını akraba ve köylülerden oluşan sekiz genç ve çocuk gözaltına alındı.
İçlerinden 13 yaşındaki Hazni Doğan bırakıldı. 20 yaşındaki Abdurrahman Çoşkun, 20 yaşındaki Mehmet Emin Aslan, 18 yaşındaki Abdullah Olcay, 13 yaşındaki Nedim Akyol, 14 yaşındaki Seyhan Doğan ve 12 yaşındaki Davut Altunkaynak'tan bir daha haber alınamadı.
Jandarma, kayıpların PKK'ye katıldığını ileri sürdü ancak Süleyman Seyhan'ın başı gövdesinden ayrılmış ve yakılmış haldeki cesedi 3 Mart 1996'da bir köy kuyusunda bulundu.
Cesedin ortaya çıkmasından iki gün sonra da İlçe Jandarma'da çalışan Uzman Çavuş Bilal Batırır kaybedildi.
Radikal gazetesinin haberine göre, tüm bu bilgiler, Dargeçit Cumhuriyet Savcısı Şükrü Arslan'ın geçen yıl yürüttüğü soruşturma kapsamında ortaya çıktı.
Savcı Arslan, altı asker hakkında "silahlı örgüt kurma, adam öldürme, öldürmeye azmettirme" iddiasıyla hazırladığı fezlekeyi, 17 Kasım 2011'de Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi.
Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı, fezlekede anlatımlarına yer verilen, asker ya da korucu olduğu tahmin edilen gizli tanığın iddiaları doğrultusunda, yedi kaybın cesedinin bulunması için 17 Şubat'ta kazı yapılması talimatı verdi.
Kazılar sonucunda, bugüne dek 11 kişinin kafatası ve kemikleriyle elbiselerine rastlandı.
AİHM'e başvuru yapılacak
Avukat Eren Keskin Cumartesi Anneleri/İnsanları buluşmasında konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söylemişti:
"Kayıp olaylarının sorumlusu olarak sadece fiilen o kişileri kaybeden devlet görevlileri olarak düşünmemeliyiz. Seyhan 1995'te kaybedilmesine rağmen, nüfus kayıtlarında 1992'de ölmiş gösterildi. Soruşturma ise 2009'da açıldı. Hala da bir gelişme yok. En fazla bir ay daha bekleyip Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuracağız."
Olayda gözaltına alınıp bırakılan Hazni Doğan da "Beni bıraktıklarında anneme dediler ki 'Biz oğlunu bıraktık, belki dağa çıkmıştır.' Geçenlerde konuyla ilgili ifade verirken, polis hala 'Siz yanlış biliyorsunuz, devlet öyle şey yapmaz. Onlar dağa gitmiştir' diyor" demişti. (AS)