Mardin’in Dargeçit ilçesinde 1995’te üçü çocuk sekiz kişinin öldürülmesiyle ilgili davanın iddianamesinde, Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele (JİTEM) mensuplarıyla ilgili tanıklıklar da yer alıyor. Ancak iddianamede JİTEM'le ilgili bir suçlama yer almadı.
İlçedeki yargısız infazlar ve gözaltında kaybetmeler ile ilgili beş askere açılan davanın iddianamesinde tanık olarak ifade veren öğretmen Hayri Nurullah Yıldırım, gözaltındaki öğrencilerini sormaya gittiği dönemin Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire’nin kendisine “Onları JİTEM sorguluyor” dediğini aktardı. Dargeçit’te görevli asker Kaya Tuncer de JİTEM mensuplarının gözaltındaki sorguladığını söyledi.
O dönem asker olan Emir Gültekin de tabura ve jandarma karakol binasına gidip gelen itirafçıların rütbelilerle yakın olduğunu, konuyla ilgili “itirafçı Hüseyin’in” bilgi sahibi olabileceğini anlattı.
Tuncer: Sorguya katılıyorlardı
Ağustos 1994’ten itibaren iki yıl boyunca Dargeçit 2. Mekanize Tim Komutanı Yardımcısı olarak çalışan tanık Kaya Tuncer, 6 Nisan 2010’da savcılığa verdiği ifadede şunları anlattı:
“Gözaltı ve ifade işlemlerinde resmi olarak veya fiilen görev almadım, adli görevim de yoktu, bu görevleri merkez jandarma karakol komutanlığı yürütüyordu.”
“1995 yılında ifade alma işlemlerine o zamanki personel İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Mehmet Tire'nin bilgisi dahilinde bakıyordu. Ayrıca bazen İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube'den o zamanki ismiyle JİTEM'den görevlendirilen personeller sorgulama işlemlerine katılıyordu.”
Yıldırım: Öğrencilerimiz gözaltındaydı
O dönem Dargeçit Lisesinde Kimya Öğretmeni olan tanık Hayri Nurullah Yıldırım da 3 Eylül 2013’teki savcılık ifadesinde JİTEM’den bahsetti.
Yıldırım, ilçede iki öğretmenin öldürülmesinin ardından güvenlik gerekçesiyle evli olmayan öğretmenlerin lojmanlar boşaltılana kadar 2-3 günlüğüne taburda kaldığını söyledi.
“Taburda kaldığımız günlerde öğrencilerimden bazılarının gözaltına alındığını duyduk. Gözaltına alınanların tutulduğu yerde bekleyenlerin arasında öğrencileri de gördüm. Taburun üst katındaki yatakhanede kalıyorduk, gözaltında tutulanlar ise zemin kattaydı, demir parmaklıkların arasından onları görebiliyorduk. birkaç arkadaşım ile Yüzbaşı Mehmet Tire’nin yanına gidip öğrencilerin durumunu konuşmak istedik. Tire bize ‘Onlar öğrenci değil terörist, onlarla ilgili bana gelmeyin. Zaten yapabileceğim bir şey yok, JİTEM geldi onlar sorguluyorlar’ dedi.”
Gültekin: Çocuğu mezrada öldürmüşler
1995 - 1996 arasında Mardin jandarma komando taburunda yaklaşık 12-13 ay süreyle Jandarma Komando Er olarak görev yapan tanık Emir Gültekin 7 Kasım 2013’te savcılığa tanık sıfatıyla ifade verdi.
“Dargeçit Jandarma Komutanlığında görevli askerlerden bazıları, özel harekat polislerinin bir çocuğu ölen öğretmenlerin bulunduğu mezraya götürdüklerini ve çocuğun öldürülerek kuyuya atıldığını söylediğini hatırlıyorum. Yanlış hatırlamıyorsam mezranın adı Bağözü’ydü.
“Dargeçit İlçe Jandarma Komutanlığı'nın dışındaki barakada kaldığımız sürede, sivil şahıslar gözleri bağlı olarak ifadeleri alınmak üzere jandarma karakol binasına getiriliyordu.”
Gültekin savcılıkta, “Dargeçit ilçesine giderken itirafçı Hüseyin isimli cezaevinden çıkarılan eski bir örgüt mensubunun da kendileriyle birlikte Dargeçit ilçesine geldiğini, bu itirafçının rütbelilere daha yakın olduğunu, jandarma karakol binasına girip çıktığını, konuya ilişkin olarak itirafçı Hüseyin'in bilgi sahibi olabileceğini” söyledi. (AS)
Ne olmuştu? |
Dargeçit'teki yargısız infazlar ve gözaltında kaybetmelerle ilgili iddianame olaydan 19 yıl sonra tamamlandı. Beş askere, üçü çocuk birisi asker sekiz kişinin öldürülmesi suçundan dava açıldı. İddianameye göre, "Dargeçit'te iki öğretmenin PKK tarafından kaçırılarak öldürülmesinden sonra" 30 Ekim 1995'te yapılan operasyonlarda üçü çocuk, yedi kişi PKK'ye yardım-yataklık ettikleri iddiasıyla gözaltına alındı. Köylüler Süleyman Seyhan (57), Abdurrahman Olcay (20), Mehmet Emin Aslan (19), Abdurrahman Coşkun (21), Davut Altınkaynak (13), Nedim Akyön (16), Seyhan Doğan (14) Dargeçit İlçe Jandarma Karakolu'na götürüldükten sonra bir daha kendilerinden haber alınamadı. Aileler 2009'da yeniden suç duyurusunda bulununca savcı Şükrü Arslan dosyayı yeniden açtı. Soruşturmada mağdur yakınlarının, askerlerin yanı sıra aralarında korucu ve öğretmenlerin de gizli tanık olarak alınan ifadeleri sonunda yedi köylünün işkencede öldürüldüğü belirlendi. Seyhan Doğan'ın cesedi olaydan 18 yıl sonra açılan toplu mezarda bulundu. Soruşturma kapsamında yapılan kazılarda da dört kişinin daha cesedine ulaşıldı. Yapılanlara karşı çıkan ülkücü görüşteki Uzman Çavuş Bilal Batırır'ın da, suçu ihbar etmesinden korkulduğu için komutanları Hurşit İmren ve Mehmet Tire tarafından kalorifer kazanında yakılarak öldürüldüğü öne sürüldü. Midyat Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, dönemin Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren, Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire, Dargeçit Merkez Jandarma Karakol Komutanı Mahmut Yılmaz, Karakol Komutan Yardımcısı Haydar Topçam ve Uzman Çavuş Kerim Şahin hakkında taammüden öldürme suçundan müebbet hapis cezası isteniyor. |