Haberin Kürtçesi için tıklayın
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, eski Cumhuriyet gazetesi yazar ve yöneticilerine yönelik davaya ilişkin kararının gerekçesini yazdı.
Kararda, sanıkların suça bilerek ve isteyerek kasten iştirak ettikleri, “muhalif görüntüsü ile PKK/KCK, FETÖ/PDY ve DHKP/C silahlı terör örgütlerinin lehlerine yıllara yayılır şekilde haberler yaptıkları konusunda tam bir vicdani kanaat hasıl olduğu” ifade edildi.
TIKLAYIN - Cumhuriyet Davasında Mahkeme, Mahkumiyet Kararında Israr Etti
Yargılanan Akın Atalay, Mehmet Orhan Erinç, Bülent Utku, Mehmet Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Tekinöz, Önder Çelik, Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Aydın Engin, Hikmet Aslan Çetinkaya ve Ahmet Şık hakkında “örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçlarından ilk yapılan yargılamada mahkumiyet kararı verilmişti.
Akın Atalay 7 yıl 13 ay 15 gün, Orhan Erinç 6 yıl 3 ay, Murat Sabuncu ve Ahmet Şık 7 yıl altışar ay, Bülent Utku 4 yıl 6 ay, Aydın Engin 7 yıl 6 ay, Hikmet Çetinkaya 6 yıl 3 ay, Güray Öz, Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör ile Önder Çelik 3 yıl dokuzar ay ve Emre İper 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına mahkum oldu.
Yargıtay 12 Eylül 2019'da mahkumiyet kararını bozmuş, yeniden yargılamaya hükmetmişti.
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin bozma kararında, “Cumhuriyet Gazetesindeki vakıf yönetiminin değişiminde secim hukukuna aykırılıklar bulunduğunu, gazetenin yayın politikasında bazı değişiklikler olduğunu kabul etmekle birlikte, eser sahibi veya genel yayın yönetmeni olmayan sanıkların, silahlı terör örgütüne yardım etmek amacıyla doğrudan kastla hareket ettiklerine dair, dosya içerisinde haklarında her türlü̈ şüpheden uzak mahkumiyetlerine yeterli somut delil bulunmadığı” ifade edilmişti.
Yeniden görülen davada mahkeme, savcı mütalaasına uyarak Kadri Gürsel dışındaki sanıklar hakkında önceki mahkumiyet kararında direndi.
“Düşmanımın düşmanı dostumdur kuralıyla”
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi bugün açıkladığı gerekçeli kararında, Yargıtay’ın “eylemlerin basın hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği” tespitine katılmadıkları ifade edildi.
Gerekçeli kararda, “Cumhuriyet gazetesinin yayın politikasının değişmesi ile birlikte FETÖ silahlı terör örgütünün amaçlarına hizmet eder şekilde yayınlara yer verildiği” belirtildi:
“17-25 yargı süreci de dahil olmak üzere MİT tırlarının durdurulması, FETÖ örgütünün elebaşısı lehine yapılan köşe yazıları, sanık Aydın Engin'in FETÖ'nün hizmetlerine amaçlar şekilde köşe yazıları, gazetenin manşetleri açıkça göstermektedir ki Cumhuriyet gazetesinin 'düşmanımın düşmanı dostumdur' kuralını kendisine esas edinerek muhalif görüntüsü altında FETÖ silahlı terör örgütünün lehine gazetecilik adı altında örgütün amaçlarını meşru gösterir ve sempatizan toplamaya dönük haberler yapılmasında aracılık yaptığı, Abant toplantılarına bir kısım sanıkların katıldığı, DHKP/C ve PKK lehine de haberlere imza atıldığı anlaşılmıştır.”
Tanık beyanları da dikkate alındı
Kararda, tanıklardan İbrahim Yıldız'ın ''Cumhuriyet'te bir çok şeyin vakfa sorarak karar verildiği”, Rıza Zelyut'un "Yazarları da, interneti de yönlendiren tepe yönetimidir" şeklindeki beyanları dikkate alınarak, sanıkların yardım suçuna kasten iştirak ettikleri kaydedildi.
TIKLAYIN – Cumhuriyet İddianamesinde Haberler Delil, Gazeteciler Tanık Oldu
Kararda ayrıca, “Türkiye devleti ve hükümetini yapılan manipülasyonla çalışmaz hale getirmek amacı ile bir kısım haberlerin terör örgütlerinin yayın organları ile neredeyse ortak haberler yapıldığı, aynı algıya dönük haberler icra edildiği” belirtildi.
“Hükümeti uluslararası arenada suçlu göstermek için”
“Örgüte yardımın sadece maddi destekten ibaret olmadığı, medya gücünün de kullanılarak örgütün tabanından desteklenmesini sağlamak ve toplumda meşruiyetini arttırmak şartlarının da yardım olarak değerlendirilmesi gerektiği" vurgulandı.
Yönetim kurulunda olan sanıkların ve yazar, haberci olan sanıkların “terör örgütlerine, ‘muhalefet’ görüntüsü altında ortak amaç olan Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetini zafiyete uğratmak ve uluslararası arenada suçlu göstermek amacına matuf ortak bir kaygıda birleşmeleri neticesinde bu haberlerin yapıldığı" ifade edildi. (AS)