Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Yargıtayca bozulan Cumhuriyet Gazetesi davası, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülmeye bugün saat 13.30 civarında başladı. Saat 17.00'de de kararını açıklayan mahkeme, Kadri Gürsel'in beraatına hükmederken, Gürsel dışındaki sanıklar hakkında önceki mahkumiyet kararında direndi.
Dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilecek.
TIKLAYIN - Cumhuriyet Davasında Toplam 81 yıl, 45 gün Ceza, Akın Atalay Tahliye
Savcı mahkumiyet kararında direnilmesini istedi
Duruşmada mahkeme ilk olarak, Yargıtay’ın bozma kararını okudu, iddianamedeki ve ilk yargılama sırasında verilen esas hakkında mütalaadaki suçlamaları tekrarlayan savcı da Yargıtay kararına karşı direnilmesi yönünde mütalaa verdi. Ardından sanıkların görüşlerine geçildi.
* Çizer Necmi Yalçın, salonda çizmesi yasaklanınca, salonda gözlemlediklerini dışarıda kağıda döktü.
İlk olarak söz alan Kadri Gürsel, Yargıtay’ın bozma ilamına uyulmasını istedi. Gürsel'in avukatları Köksal Bayraktar ve İlkan Koyuncu da aynı yönde görüş bildirdi.
“Hukuki saikle açıklanamaz, komplodur”
Yargıtay'ın cezalandırılması yönünde görüş belirttiği Ahmet Şık da şunları söyledi:
“Cumhuriyet komplosu, hukuki saiklerle açıklama yapılacak bir dava değildir. Mafyalaşmış bir siyasi iktidar, ona tetikçilik yapma rol ve görevini üstlenmiş bir yargı ve işbirlikçisi medya ortaklığıyla kurulmuş bir komplodur.
“Ama tüm yargılamalar boyunca söylenen tek doğru, suç işlendiğidir. O suçu işleyenler burada sanık sıfatıyla bulunanlar değil komplonun ortakları olanlardır. Savcı bey mütalaasıyla komploya ve suça ortak olmaya devam edeceğini beyan etmiştir. Sizin vereceğiniz karar bu suça ortak olup olmayacağınıza dair tercihinizi belirleyecektir.
“Yargıtay kararına ilişkin söyleyeceklerim, genel olarak doğru ama eksik olduğudur. Doğrusu yargılanan herkesin beraat ettirilmesidir.
“Şu eksik haliyle bile Yargıtay verdiği kararla sizden önce o koltuklarda oturanların, mahkeme başkanı Abdurrahman Orkun Dağ ve duruşma savcısı Hasan Bölükbaşı başta olmak üzere soruşturma ve kovuşturma aşamasında görev alanların hukukçu olmadığının tespitini yapmıştır.
“Aşağıda adaleti simgeleyen Themis heykelinin elindeki terazinin bir kefesinde yargı mensuplarının menfaatleri bir diğerinde haysiyetleri var. Yargıtay kararı aynı zamanda, sizden önce bu yargılamada görev alanların ve onları korumakla kalmayıp terfi ettirenlerin haysiyetlerini değil menfaatlerini tercih ettiğini de ortaya koydu.
“Hal böyle iken hukukun evrensel normlarını ve mesleğinin etik değerlerini menfaatlerine çiğnetmeyi tercih edenlerin, meslekte geçirdiğim 30 yıl boyunca tek bir ayıba imza atmamış olan şahsım hakkında gazeteciliğimi tartışmaya açmaları hakkı ve haddi değildir.
“Dolayısıyla bu komploda görev alanların da her kim olursa olsun yargı önüne çıkarılması gerektiği ortadadır. Son olarak eklemekte ve tekrarlamakta fayda var: Bu komplonun emrini veren siyasi iktidar da suç ortaklığı yapan yargı ve medyası da bilsin ki ne korkacağız ne de diz çökeceğiz.”
* Çizim: Necmi Yalçın
Yargıtay kararına dair görüş bildiren sanıklar bozma kararına uyulmasını isterken savcı mütalaasına karşı çıktı.
Sanıklardan avukat Bülent Utku da “Cumhuriyet gazetesine yapılan operasyon en başından beri siyasi amaçlı bir intikam operasyonudur. Yargılamanın hiçbir aşamasında bu değişmedi. Savcının mütalaasına karşı diyeceklerim budur” yorumunu yaptı.
Mahkeme Başkanı, uyma ve direnme hususunun son sözlerinin alınmasından itibaren hükümle birlikte degerlendirilmesine karar verildiğini açıkladı ve avukatlara beyanları için son kez söz verdi.
Saat 16.00 civarında mahkeme kararını açıklamak üzere ara verdi. Yaklaşık bir saat sonra da kararını açıklayan mahkeme, savcı mütalaasına uyarak Kadri Gürsel dışındaki sanıklar hakkında önceki mahkumiyet kararında direndi.
Ne olmuştu?
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi (istinaf), 25 Nisan 2018’de mahkemece verilen mahkumiyet kararlarını onadı.
Buna göre beş yılın üzerinde hapisle cezalandırılanların dosyayı Yargıtay incelemesine giderken, beş yılın altında ceza verilen Güray Öz, Musa Kart, Hakan Kara, Önder Çelik, Kadri Gürsel, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör ve Emre İper’in cezasının infazına başlanmasına karar verildi. Gürsel’in ise tutuklu kaldığı süre cezasına sayıldı.
TIKLAYIN - İstinaf Mahkemesi, Cumhuriyet Davası Kararını Onadı
İstinafın onama kararının ardından infazın durdurulması için İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edildi ancak cezaların infazına 26 Nisan’da başlandı.
TIKLAYIN - Hak Arama Özgürlüğü Ceza Sınırıyla Sınırlandırılamaz
Davada beş yıl üstü ceza alan Murat Sabuncu, Akın Atalay, Aydın Engin, Ahmet Şık, Hikmet Çetinkaya, Orhan Erinç ile ilgili de Yargıtay’a itirazda bulunuldu.
Dosyayı tüm olarak inceleyen Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nun tebliğnamesine uyarak, "terör örgütüne yardım" suçundan mahkumiyet kararının bozulması yönünde karar verdi. Kararda, ileride bir hak kaybına sebebiyet vermemek açısından bu kişilerin cezalarının infazının durdurulmasına hükmedildiği belirtildi. Kararda sadece Ahmet Şık'ın örgüte yardımdan değil, propaganda suçundan cezalandırılması istendi.
Musa Kart, Güray Öz, M. Kemal Güngör, Hakan Kara ve Önder Çelik, Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin 'cezalarının infazının durdurulması ve salıverilmeleri' yönündeki kararı üzerine 12 Eylül’de tahliye edildi.
Emre İper de Yargı Reformu Paketi’nin yürürlüğe girmesi üzerine yapılan temyiz başvurusunun ardından 26 Ekim’de tahliye oldu. (AS)