Çocuk gelin sorunu ilk kez bir davada "cinsel istismara teşebbüs" suçlamasıyla birlikte anıldı. Çocuk hakları uzmanı avukat Türkay Asma henüz bir "ihtimal" de olsa, bu gelişmenin çocuk hakları açısından çok önemli olduğunu vurguladı.
Sözkonusu dava çocuk haklarını ihlal ederek, kadın haklarını ihlal ederek kendi rızaları dışında zorla evlendirilen çocuk gelinlerden biri olmak üzere olan bir çocuğun evlenmek istememesi, zorlamalara direnmesi ve adli makamlara şikayette bulunmasıyla gerçekleşti.
Habertürk'te yayımlanan habere göre, Güneydoğu Anadolu'da 15 yaşında bir kız çocuğu ailesinin zorla evlendirmek istemesine karşı şikayette bulununca, savcı anne babaya "cinsel istismara teşebbüs" ve "hürriyetinden yoksun bırakma" suçlamasıyla dava açtı.
Bir ihtimal, bu dava örnek teşkil edecek, bundan sonra çocuk yaşta evlendirilmek istenen kız çocuklarının korunması yolunda bir adım atılmış olacak.
İhtimal, çünkü mahkemenin kararı iddianame doğrultusunda olacak mı belli değil, mahkeme kararını "eziyet suçu" üzerinden de verebilir. Eğer karar cinsel istismara teşebbüsten verilirse sanıklar sekiz yıla kadar ceza alabilir.
Çocuk hakları uzmanı avukat Türkay Asma bu davayı bianet'e değerlendirirken bu "ihtimal"in ne derece önemli olduğunu vurguladı.
Çocuk gelinlerle ilgili olarak ilk defa bir davanın cinsel istismara teşebbüs suçlamasıyla açıldığını, daha önce böyle davaların pek açılmadığını, açılanların da "eziyet suçu"yla açıldığını hatırlattı. Eziyet suçu çok daha az ceza gerektiriyor ve erteleme sürecine giriyor.
Davayla ilgili görüşünü "Bence cinsel istismara tam teşebbüs bu" diyerek açıkladı Asma. Tam teşebbüste cezaların çok daha ağır olduğunu, çünkü evlendirildiği anda cinsel istismara uğramış olacağını; üstelik ailenin vazgeçmediğini, çocuğun şikayetinin evliliği engellediğini anlattı. Ve ekledi: "Yargıtay ne yapar bilemiyoruz ama bir örnek karar çıksa çok iyi olur."
Asma, bu şekilde bir iki dava daha açılsa "en azından caydırıcı" bir nitelik kazanabileceğini belirtti.
Çocuğa koruma çıkartılmalı
İddianamede cinsel istismar suçlamasına yer veren savcının tavrını da değerlendiren Asma, "Taşradaki genç savcı ve hakimlerimizin bu konuda daha duyarlı olduklarına inanıyoruz. Yargıtay bu konuda çok gerilerde, çok tutucu" diyerek bunun arkasının gelmesi gerektiğini söyledi.
Aslında savcı kadar davayı açan hakimin tavrı da örnek olacak nitelikte. Bir zarar gelme olasılığına karşı şikayetçi kız çocuğunun ve ailenin ismini gizli tutmak gerektiğini söyleyen hakimin kararını doğruyu buluyor Asma.
Ancak adalet teşkilatının bu çocuğu koruyabilmesi gerektiğini de eklemeyi ihmal etmiyor. Koruma kararları konusunda özellikle aile mahkemelerinin çok iyi eğitildiğini, en azından bir acil koruma kararı çıkartılabileceğini söylüyor. "Çocuk herhangi bir şiddet görme durumunda polisle sürekli temas içinde olmalı. Bunlar mümkün artık. Biz en ufak bir şey de böyle bir karar çıkartabiliyoruz." (YY)