*Fotoğraf: HDP
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP’nin Tekirdağ’ın Çerkezköy’de düzenlenen "Demokrasiye Çağrı” mitingine katıldı.
“Evet HDP Tekirdağ'dan Kars'a, Hakkari'den, Edirne, Artvin'den Antakya'ya, yani Türkiye'nin her yerinde bir halklar köprüsüdür” diyen Buldan, “Tüm baskılara rağmen tüm baskılara rağmen asla ilkelerinden taviz vermeyen emekçinin işçinin nasıl Çerkes'in Kürdün kadının gencin mücadele ortaklığıdır. HDP bu, böyle biline. Hiç kimse bu Halklar Köprüsü'nü, ben mücadele ortaklığını asla yıkamayacak” dedi.
Buldan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
Buradan tam 150 kilometre ötenizde, yanı başınızda Edirne Cezaevi’nde olan sevgili Selahattin Demirtaş’a ve sevgili Hakkari Milletvekilimiz Abdullah Zeydan'a buradan selamlarımızı ve gönderiyorum. Geçen gün haddini aşan iktidarın küçük ortağının bir milletvekili ‘cezaevinde çürüsün, ölsün’ diye bir açıklama yaptı.
Esas çürümüş olan sizin zihniyetinizdir, sizin anlayışınızdır. Her gün cezaevlerinde mafya babalarını ziyaret ediyorsunuz. Her gün kendi bakanlarımız mafya babalarını ağırlıyor.
"Ülkeyi kutuplaştıran sizlersiniz"
Bu ülkeye sadece ve sadece barış gelsin diye bu ülkeye demokrasi gelsin diye, adalet gelsin diye, hak hukuk gelsin diye, 5 yıldır cezaevlerinde haksız bir şekilde tutulan arkadaşlarımıza laf söylemek haddisizliğini gösteriyorsunuz. Söylediklerinizi misliyle size iade ediyoruz. Biz biliyoruz ki bu ülkeyi bu hale getiren sizin anlayışınız, sizin zihniyetinizdir.
Bu ülkede kutuplaşma varsa, ırkçılık varsa, faşizm varsa işte sizin bu anlayışınızdan, bu zihniyetinizden meydana geliyor. Hiç kimse merak etmesin sevgili halkımız; hiç kimse kuşku duymasın, hiç kimse kaygıya kapılmasın.
Selahattin Demirtaş da, Abdullah Zeydan da, Figen Yüksedağ da Gültan Kışanak da çıkacak, Sebahat tuncel de çıkacak. Kimse zannetmesin ki Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ sahipsizdir. Milyonlar bu insanların arkasındadır.
“HDP olmasa konuşacak gündemleri yok”
AKP’nin küçük ortağının tek bir gündemi var. Yatıyor, kalkıyor HDP diyor. Rüyalarında bile HDP'yi görüyorlar. İşte bunun için herkese saldırıyorlar. Her gün HDP'li milletvekillerini hedef gösteriyorlar. HDP olmasa inanın ki bunların konuşacak, günden yapacak hiçbir şeyleri olmayacak.
Bu yüzden açlık, yoksulluk umurlarında değil. Kadınlar katlediliyor, bunların umurunda değil. Varsa yoksa HDP.Tek gündemleri HDP olduğu için HDP’ye kapatma davası açtılar.
"Kapatmaya gücünüz yetmez"
HDP'yi kapatmak için hazırladıkları iddianame içerisinde gerçekle alakalı hiçbir somut şey yok. Sevgili arkadaşlar hepsi vekillerimizin yaptıkları konuşmalar, vekillerimizin halkımızla buluşmaları. Vekillerimizin faaliyetlerini kapatma davasının içine koymuşlar. Peki HDP kapatılacak bir parti midir hayır, HDP'yi kapatmaya sizin gücünüz yetmez.
Evet HDP kapanmaz, HDP kapatılamaz. Ne kapanması ya sevgili arkadaşlar, biz bu ülkeyi yönetmeye geliyoruz, yönetmeye. Biz iktidarın bir parçası olmaya geliyoruz. Siz hala HDP'yi kapatmaktan bahsediyorsunuz. İşte bunun için HDP’yi kapatmak isteyenler gelsinler bu meydanlara baksınlar.
"Cinayetleri açığa çıkarın"
Siz eğer gündem yaratmak istiyorsanız, ülkede işlenen cinayetlerin hesabını sorun. Bu cinayetleri açığa çıkarın. Çünkü bu cinayetleri işleyenler artık konuşuyorlar. Sedat Peker konuştu ama hiç bir kıpırdama olmadı. Sadece Sedat Peker hakkında bir soruşturma açıldı.
Şimdi bir kişi daha konuştu o zaman Mehmet Eymür. Bir dönem bu ülkede işlenen cinayetlerin devlet tarafından, devletin bekası için işlendiğini bir bir itiraf ediyor. Bu itiraflar daha da çoğalacak biliyoruz. Çünkü artık bu ülkeyi yönetenler, bu düzeni çürüttüler. Mafya ile el ele kol kola girmiş iktidardan başka bir şey beklemiyoruz.
"En büyük sorun Kürt sorunudur"
‘Bu ülkede Kürt sorunu yok. Biz bu sorunu biz çoktan çözdük’ diyenlere seslenmek istiyoruz. Ülkenin en büyük sorunu Kürt sorunudur ve orta yerde duruyor, çözülmeyi bekliyor. Siz ‘yoktur’ deyince de yok olmuyor ve kapanmıyor.
Bu yüzden de bu ülkede yaşayan Kürt halkının taleplerinin, isteklerinin, arzularının gerçekleşmesi, dilinin, kimliğinin, kültürünün garanti altına alınması, seçilmişlerinin cezaevlerinden çıkarılması, kendi anadilinde okuma yazmanın gerçekleşmesi gerekiyor. Kürtleri inkar ederek bu sorun çözülmüyor. Bu ülkede Alevilerin de sorunu var.
Bu ülkede kadınların da sorunu var. İstanbul Sözleşmesini feshederek kadınların her gün katledilmesine, öldürülmesine, tacize uğramasına kapı açanlar, yol verenler mutlaka ama mutlaka bu ülke kurulacak olan ilk sandıkta mutlaka hesap verecekler. Hesabı halkımız sandıklarda mutlaka soracaktır." (RT)