Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk Komisyonu, açılan kapatma davasına dair Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) sundukları ön savunmaya ilişkin partinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Toplantıya HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, Hukuk Komisyonu üyesi avukat Maviş Aydın, Parti Meclisi (PM) üyesi avukat Doğan Erbaş ile HDP’nin hukukçu milletvekillerinden Mehmet Rüştü Tiryaki katıldı.
Avukat Maviş Aydın, ekleri hariç 173 sayfalık ön savunmayı AYM’ye sunduklarını belirterek, “Yaklaşık 4 aydır Türkiye'nin önemli hukukçuları ve akademisyenleri ile birlikte kapatma davasına karşı hangi argümanlarla savunma yapacağımız üzerinde çalıştık, bir ön savunma hazırladık. Bizimle birlikte çalışan, hukukçu akademisyen ve avukatlara emekçiler için teşekkür ediyoruz” dedi.
TIKLAYIN-Prof. Dr. Osman Can: Bu iddianame ile HDP kapatılamaz
"451 kişi hakkında siyasi yasak"
Dede, iddianamede 451 kişi hakkında siyasi yasak istendiğini hatırlattı ve ekledi: “Söylem ve eylemleri partiye kapatılma delil olarak gösterilmiş, 69 kişiye siyasi yasak istenmese de parti bunlardan sorumlu tutuluyor.
Siyasi partilerin hangi koşullarda kapatılacağı Anayasa’da ve siyasi partiler yasasında yer alıyor. AYM'nin önce bu maddelerin Anayasaya uygunluğunu denetlemesi gerekir. 82’inci madde sorunlu bir maddedir, birçok siyasi partinin kapatılmasında dayanak gösterilmiştir, AYM’nin yorum yoluyla ırkçılık yapan bir siyasi partiyi yargısal denetime tabi tutması gerekir.
İrfan Fidan, en son AYM üyesi olan kişidir. En son İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, başsavcı vekili iken onun sorumluluğu olan pek çok savunma iddianameye konulup kapatılmaya gerekçe gösterilmiştir. Yasada düzenlenen hakimin reddi sebeplerinden biri, eğer hakim soruşturma sırasında soruşturma yürütmüşse sonrasında yapılan yargılamaya katılamaz. Bu emredici bir hükümdür. Bu davada bu gerçekleşmiş bulunuyor. İrfan Fidan bu davaya katılabilmesi yasal olarak mümkün değildir. AYM bu konuda öncelikli olarak karar vermesi gerekir.
"Soruşturmalar delil olamaz"
Bugüne kadar siyasi parti kapatma davalarında bireysel başvuru mevcut değildi ilk kez AYM bireysel başvuru almaya başladıktan sonra kapatma davası açıldı. AYM bu hususu da öncelikle göz önünde bulundurmalı. İddianamede belirtilen 451 arkadaşımız açısından iddiaların tamamı devam eden yargılamaya ilişkin, bir kısmı AYM önünde. AYM’nin verdiği olası kapatma ve siyasi yasak kararında devam eden yargılamalar itibariyle AYM önüne gelecek bireysel başvuruları önceden karar vermiş olacak.
Bu hukuki olarak ihsasi rey demektir. Üstelik milletvekilleri açısından soruşturmalar henüz fezleke durumundadır. AYM, bireysel başvuru yolu ve yapılacak bireysel başvurular nasıl bir arada dengeleyecek ve nasıl bir karar verecek bu sorunu ele almalıdır.
451 arkadaşımız hakkında soruşturma ve kovuşturmalar kapatma davasına delil olarak alınamaz. Aksi bir durum hem ihsasi rey hem de mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesine aykırılık teşkil edecektir. Bu hususlar AYM’nin esasına girmeden önce göz önünde bulundurup karar vermesi gereken konulardır.
"Usule ilişkin itiraz yapıldı"
Bu aşamalarda iddianamedeki bütün iddialara cevap verme yoluna gitmedik. Soruşturmanın ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mütalaa verilecek ve savunmamızı vereceğiz. İddialara tek tek cevap vermeyi ikinci aşamaya bıraktık.
Usule ilişkin itirazlarımız ve ön mesele olarak ele alınması gereken hususlar, bu aşamada işin esasına girilmeden savcının mütalaa vermesini beklemeden davanın reddedilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, siyasi partiler, AYM ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır ve demokrasilerin vazgeçilmez unsurlarıdır. Siyasi partilerin yeri ve önemini, doktrini AYM ve AİHM kararları ışığında değerlendirdik. Kapatma davasının kanun, ilke ve meşru amaç niteliğini taşımadığın vurgulamamaya çalıştık.
"Davanın red gerekçesi oluşuyor"
Savcı HDP’nin kapatılması yönünde dayandığı en temel husus, Kürt sorununda barışçıl yöntemlerle çözüm konusunda yaptığı çabaları yargılama konusu yapmıştır. Çözüm süreci zamanında ve sonrasında HDP’nin çabalarını asla yargılama konusu yapılmamalıdır.
Bu konuda çıkarılan 6551 sayılı yasa buna engeldir, uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan barış hakkı asla yargılama konusu yapılamaz.
İlk iddianame AYM’ye verildikten sonra AYM kapsamlı gerekçelerle iade etmişti. Hukuk tarihine geçecek bir belge niteliğindedir. Bu sadece hazırlayan savcıya yönelik bir karar değil, HDP’ye yönelik yapılan saldırılara da verilen bir cevap niteliğindedir.
İkinci iddianameyi akademisyen, avukat ve hukukçular incelediğimizde, iade gerekçelerinin ikinci iddianamede de karşılanmadığını tespit ettik. İade gerekçeleri davanın derhal reddi gerekçelerini oluşturmaktadır. Bunu da AYM’nin dikkatine sunduk.
AYM kapatma davasını incelerken her ne kadar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamesinde AİHM kararlarını göz önünde bulundurmamış, AİHM içtihatlarını esas almamışsa da AYM’nin bunları dikkate alacağına inancımızı koruyoruz.
"DTP'nin AİHM kararını sunacağız"
Demokratik Toplum Partisi’ne (DTP) ilişkin AİHM’in verdiği kararın AYM’nin dikkatine sunuyoruz. Türkiye demokrasisi açısından bir şansımız olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. AYM’nin hiç bir üyesi şu anda bir kapatma davasına imza atmış değil.
Avrupa hukuk sistemi ile hukuk sistemimiz, içtihat birliğine yol açacak, demokrasinin önünü açacak, örgütlenme özgürlüğü ve bir çok hakkın ihlali niteliğinde olan kapatma davalarında yeni bir yol açacağına inanıyoruz. Bu yol AKP’ye ye ilişkin açılan davada başlamıştı, orada bir ret kararı verilmişti. O günden bu yana AYM bir kapatma kararı vermedi.
HDP açısından da kapatma kararın verilmeyeceğini düşünüyoruz. HDP’ye ilişkin yürütülmekte olan yargılama, savcının mütalaası beklemeden, savunma belirttiğimiz hususlar göz önünde bulundurularak durdurulmalıdır. AYM’nin bu yönde bir karar vereceğine ilişkin inancımızı koruyoruz." (RT)