Fotoğraf: Anadolu Ajansı
*Yanlış politikalar nedeniyle temel tarım ürünlerinde yurtdışına bağımlıyız.
*Çiftçiye tarımsal destek sağlanmıyor.
*Acilen çok yönlü tarım politikası geliştirmeliyiz
-Şirketleri değil çiftçiyi desteklemeliyiz
Değerlendirmeler TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez'den.
Suiçmez, Rusya’nın Ukrayna’nın işgalinin Türkiye’deki tarım alanında da kriz yaşanacağı uyarısında bulundu, “buğdaysız kalabiliriz” dedi.
Rusya, Ukrayna ile birlikte dünya buğdayının yaklaşık dörtte birini üretiyor ve milyarlarca insanın ekmek, makarna ve paketlenmiş gıdalar şeklinde beslenmesini sağlıyor.
İki ülke aynı zamanda arpa, ay çiçek yağı ve mısırın da en önemli önemli küresel tedarikçileri arasında.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2021 verilerine göre, Türkiye'nin toplam buğday ve buğday ürünleri ithalatında Rusya'nın payı yüzde 66, Ukrayna'nın payı ise yüzde 18,5 düzeyinde gerçekleşti. (Ülkemizin 2021 toplam buğday ithalatı 6,7 milyon ton)
Son iki gün içinde uluslararası piyasalarda buğday fiyatları yüzde 5 civarında arttı. Anadolu Ajansı’nın haberine göre, buğday fiyatları geçen haftadan bu yana artarken bugünkü artış son 10 yılın en büyük günlük artışı oldu.
Bu durumun ekmek fiyatlarına da yansıyacağı tahmin ediliyor.
Suiçmez, Türkiye’de çiftçinin yapacağı ekim alanlarının azaldığına, çiftçinin desteklenmediğine dikkat çekerek, Rusya – Ukrayna savaşının gıda krizini daha da derinleştireceğini söyledi.
“Aslında 20 bin ton buğday üreten Türkiye, çiftçilerin desteklenmemesinden dolayı 17 bin ton üretim yaptı ve aradaki 3 bin ton buğday Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerden sağlandı. Şimdi de daha vahim sonuçlar yaşanabilir” diyen Suiçmez sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tarımsal destekleri zamanında yeterli vermiyoruz, mazot tohum gübre yem gibi girdilerde de dışarıya bağımlıyız. “Örneğin buğday başta olmak üzere TMO asıl görevini yapıp çiftçinin ürününü alsa, çiftçi alım alanından gitmez çiftçi tarım alanından gitmez.”
“3 buçuk milyon tarım arazisinden vazgeçildi”
Pandemi döneminde de “ek tedbir alınması için çağrı” yaptıklarını hatırlatan Suiçmez’e göre beraberinde gelen kuraklık da Türkiye çiftçisini derinden etkiledi. Buğday- arma sorununa Rusya-Ukrayna savaşının öncesinden bakmak gerektiğini belirten Suiçmez şunları belirtti.
“Türkiye’de son dönemde 3 buçuk milyon tarım arazisinden vazgeçildi. Savaş öncesine kadar uygulanan yanlış politikalar savaşla iyice gün yüzüne çıktı.
“Savaşın şu boyutu var. Rusya’nın korumacıları politikaları dışında Ukrayna ile ilgili tedarik zinciri kısıtlamaları davar. Biz istesek bile bu iki devletten buğday alamayız ya da çok pahalıya alırız.
‘Çiftçi zor durumda’
“Ayrıca mazot ve doğalgaz da dışarıya bağımlıyız. Amonyak ve gübre üretiminde kullanılıyor bu ikisi. Şimdi gübre fiyatlarında indirimler gündeme geldi fakat yeniden gübre fiyatlarında artış elektrik fiyatlarında artış öngörülüyor.
"Bu da hem seralardaki tarımı etkiliyor hem de sulu tarımı etkiliyor. Çiftçi zaten zor dorumda elektriklerde artışları sulama maliyetini arttırır. Destekler düşük açıklandı enflasyon yüzde 40 arttırıldı. Böylesi bir ortamda tarımsal girdileri ulaşılmaması büyük sorun.
"Turizm de etkilenecek"
“Savaşın üçüncü boyutu da bizim ürettiğimiz bize yeten ürünleri artık dışarıya kolayca satamayacak olmamız. Sebze ve meyveleri biz dışarıya satıyoruz.
"Bu durum özellikle Akdeniz’deki Adana mersin yaş sebze sektörünü de etkiledi. Yani ihracat da etkilendi. Dördüncü faktör de turist sayısın da azalma olursa kaynaklı turizm sektörü gıda sektörü talep düşüşleri de bizi olumsuz etkileyebilir.”
Çözüm yolları
“Eğer tarımı güçlü olan Türkiye, yanlış politikalarla tarımsal üretimde geri konuma düşürülmeseydi, savaşı sadece insani sorun olarak hissederdik” diyen Suiçmez, Ayçiçek yağındaki kuyrukları hatırlattı. Suiçmez şöyle dedi:
“Savaş dışında bizim tarım alanımız sorumluydu. Biz Ziraat Odaları olarak çok söyledik şirketleri destekleyen çiftçiyi desteklemeyen politikalardan vazgeçilmesini istedik. Derhal bu neotarım politikalarından vazgeçilmeli.
"Araç zinciri, tedarik zinciri demokratik değil bu alanların daha çok demokratikleşmesi gerekiyor. Ayrıca, kamusal tarım alanının yeni bir tarım politikasını ihtiyacı var. Pandemi döneminde demiştik planlı çok boyutlu tarım politikasına ihtiyaç var.”
TIKLAYIN-Petrol fiyatları son 8 yılın zirvesinde
TIKLAYIN-Putin kararnameleri TL'yi vurdu: Dolar 13,9025'i gördü
TIKLAYIN - TMO 2450 TL'ye ithal ettiği buğdayı 1950 TL'den satacak
TIKLAYIN - "Buğday ithalatı çiftçiyi yıldırdı"
(EMK)