MHP lideri Devlet Bahçeli’nin TBMM’de yaptığı açıklama ve PKK lideri Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının ardından gelişen barış süreci, kamuoyundaki yerini koruyor.
Van Uluslararası Kilisesi Rahibi Yeşu Kavak, “yaşadığımız kentteki iktidar” olarak işaret ettiği Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’ne (DEM Parti) çağrıda bulunarak, sürecin bir parçası olarak kendilerinin de dinlenmesi gerektiğini söyledi.
Yeni barış sürecini desteklediklerini ifade eden Kavak, süreçle ilgili “Kiliseleri de bu sürece katmaları gerekiyor. Bizler bu topraklarda azınlığız. Yıllardır bunun mücadelesini veren bir partinin bizi dinlemesi gerekiyor,” dedi.
“Toplum barışmazsa diğer yapılanların bir anlamı yok”
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, Kavak’ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
“Devlet Bahçeli nasıl elini taşın altına koyduysa Sayın Öcalan da elini taşın altına koyarak, tarihi bir sorumluluk aldı. İki taraf da bu durumu kabul etti ve başarmak için büyük bir çaba var. Toplum barışmazsa diğer yapılanların bir anlamı yok. Bu süreç sadece siyasi partilerin yürüttüğü bir süreç değil, toplumun iki kesiminin de içerisinde yer alacağı bir süreç olması gerekiyor. Demokratik, özgürlükçü ve eşit bir toplum için mücadele edilmelidir. İki taraf da büyük acılar çekti, büyük kayıplar verdi, ülkeye nefret tohumu ekildi. Ben gençliğimde bu nefretle büyüdüm. Toplum böyle ve bu duyguyla büyüdü. Bu acıların kolay silinmeyeceğini biliyoruz.

Barış ve Demokratik Toplum Grubu: Silahlarımızı özgür irademizle imha ediyoruz
“Sevgi her şeyden üstündür”
“İncil’de bir ayet ‘Sevgi her şeyden üstündür’ diyor. Acıların dinmesi hemen olmayacak, ama ne zamanki Türk ve Kürt kucaklaşırsak acılar diner ve ateşin üzerine su dökülür. Bu süreç de zaman alacaktır, ama sürecin iyi gittiğini düşünüyorum. Hem DEM Parti, hem devletin hem de örgütün toplumla kucaklaşması gerekiyor. Kimsenin bu barış sürecini sekteye uğratacak, provoke edecek hareketlere izin vermemesi gerekiyor. Bu topraklarda Kürtlerle barış içerisinde yaşamayı nasıl seçtiysem herkesin aynı şekilde yaklaşması gerektiğine inanıyorum. Meclis'te her şey konuşulur, ama toplumun durumu başkadır ve kolay kolay yaşadıklarını unutmayacaktır. Asker ve PKK'lilerin ailelerini ikna etmek, birbirlerini affetmesi kolay olmayacak. Bu nedenle sürecin iyi anlatılması gerekiyor.
“İrlanda'da IRA örneği var, ama PKK ile aynı kefeye koyamayız. IRA örneğinde Protestan ve Katolik çatışması da vardı. Oradaki çatışma sadece monarşiye karşı olan bir durum değil, aynı zamanda kendi içerisinde de dinsel çatışma vardı. Bu nedenle IRA’nın süreci uzun sürdü. Türkiye’de böyle bir sorun yok. Sayın Öcalan bu süreçte açık ve net konuştu; ‘Bizim bayrakla sorunumuz yok’ dedi. Bu çok güçlü ve etkili bir söz. IRA’nın çatışma çözüm meselesinde yapılanlar, konuşmalar ve aşamalarını örnek alabiliriz. Bu model tüm Ortadoğu’ya örnek olacak, birlikte yaşayabilmenin modeli olacak.

Öcalan: Kardeşlik hukuku içinde bir yeni sözleşmeye ihtiyaç var
“Alt komisyon oluşturulmalı”
“Ülkenin sivil toplum örgütleri, azınlık grupları ve toplumun tüm kesimlerinin oraya önerilerini sunması gerekiyor. Bir alt komisyon oluşturulmalı ve ülkenin tüm renkleri burada sözünü söylemeli. Bu yapılırsa herkesin eşit, demokratik ve özgür bir şekilde yaşayabileceği bir ülke yaratılır. Darbe kalıntılarıyla, süreç birkaç kişinin söz ve insafına bırakılmamalıdır. Bizler de DEM Parti’ye yaşadıklarımızı aktaracağız. DEM Parti’nin bizi dinlemesi gerekiyor. Kiliseleri de bu sürece katmaları gerekiyor. Bizler bu topraklarda azınlığız. Yıllardır bunun mücadelesini veren bir partinin bizi dinlemesi gerekiyor. Yeni bir anayasada bizler de yer alalım. Toplumsal barış, ancak böyle olur. Din ve vicdan özgürlüğü var; ama uygulamada problemler yaşanıyor. DEM Parti’nin iktidar olduğu bir kentte yaşıyoruz. Bunun için sorunumuzu DEM heyetine anlatmamız gerekiyor.
“Herkesin bu süreçte bu ikna ve yarayı sarma rolünü üstlenmesi lazım. Kayyım meselenin artık ortadan kaldırılması gerekiyor. Toplumda daha fazla yara açmaya gerek yok. Biz yıllardır acı çektik, gelin birlikte yaşayalım. Umudum büyük ve bu sürecin başarıya ulaşması için dua ediyoruz. Sürece katkı sunmak için elimizden ne geliyorsa yapmak istiyoruz. Barışın kaybedeni olmaz. Barış, eşitlik, adalet, sevgi, hoşgörü ve kardeşlik için hazırız. Bu süreç için canımızı veririz, yeter ki bu topraklara barış gelsin.” (TY)







