Kobanî eylemlerini “finanse etmek” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşmasının ikinci oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Davada 18’i tutuklu 89 siyasetçi yargılanıyor.
Bu soruşturma da, Kobanî Davası’nın soruşturma savcısı Ahmet Altun tarafından yürütüldü. Soruşturma kapsamında 12 Nisan 2022’de İstanbul, İzmir, Mersin, Adana, Batman ve Diyarbakır’dan Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyesi, eski belediye eşbaşkanı, eski belediye başkan yardımcıları, belediye meclis üyeleri, partinin Parti Meclisi (PM) üyelerinin de aralarında bulunduğu 48 kişi, evlerine yapılan baskınlarla gözaltına alınmıştı.
“Gizli tanığın beyanları tamamen yanlış”
MA’nın haberine göre dünkü duruşmada sanık avukatları, mahkeme heyetinin yetkisine dönük itirazda bulunduklarını, benzer suçlamalara sahip bir dosyayla ilgili yargılamanın Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürdüğü belirterek, bu davanın mükerrer olduğunu söyledi.
Atalay Bayrak’ın avukatı Çiğdem Kozan, “Gizli tanığın verdiği beyanlar tamamen yanlış. Müvekkilimin PKK’den yattığını söylemiş ama müvekkilim adli suçtan yatmış. 2013 yılında evlendiğini beyan etmiş ama müvekkilim 2016 yılında evlenmiş, yasadışı yollarla Suriye’ye gittiğini beyan etmiş ama müvekkilim ticari izin ile serbest şekilde Suriye'ye giriş çıkışı mevcuttur. Bu gizli tanık beyanları ile müvekkilim tutuklu. Beyanlar resmi evraklarla boşa düşmekte. Tahliyesini talep ediyoruz. Müvekkilim personeline gönderdiği, sigortacısına gönderdiği paralar MASAK raporlarına konu edinmiş. Müvekkilimin bu tutukluluk süresi ticari hayatını sarmış durumda. Hesaplarına konulan blokeler yüzünden ödemeleri dahi yapılamamakta. Yakalandığı gün 800 bin liralık bir sözleşme imzalamış ve tutuklandığında büyük bir maddi zarara uğramıştır” dedi.
“Dosyadaki deliller yasal değil”
Berat Anlı’nın avukatı Murat Özkan, dosyada yer alan delillerin yasal olmadığını söyleyerek, “MASAK raporlarında yer alan konular hiç yaşanmamıştır. Müvekkilim hala İstanbul’da iki mahkemede yargılanmaktadır. Deliller toplanmış, etki etmesi mümkün değildir. Aracı ve evi üzerinde tedbir konulmuştur. En azından mal varlığı üzerinde bulunan fiili el koyma kararının kaldırılmasını ve tahliyesini talep ediyorum” diye konuştu.
Siyasetçi Erdal Avcı, gizli tanık Ulaş’ın beyanları üzerine gözaltına alındığını hatırlatarak, “Benim 2017 yılına kadar adı geçen şirkette çalıştığım, sonra Duran Kalkan tarafından görevden alındığım, yerime eşimin getirildiği beyanını vermiş. 2017 yılında eşim hamile, çalışması mümkün değil ve SGK kayıtları da mevcut, zaten başka bir şirkette evden çalışıyor. Gizli tanığın beyanları da bu şekilde boşa düşüyor” dedi.
Aynı günde 328 sayfa teşhis
Duruşmada söz alan avukatlardan Kenan Maçoğlu, da şunları söyledi: “Müvekkilim Hüseyin Daş ile ilgili dün mükerrer yargılama itirazında bulunduk. Müvekkilim Hüseyin Vural hakkında tek bir gizli tanık beyanda bulunmuş durumda, kendisi hakkında açık bir dosya yok. Gizli tanık beyanı başka delillerle desteklenmedikçe uygun değildir. Bu dosyayı neden Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı yürütüyor, bu savcı Kobani Kumpas Davası’nın savcısı. Savcı Ahmet Altun, gizli tanıklar ile dosya yürütmeyi seviyor. Savcının aldığı gizli tanık ifadelerinde saat bile yok, nasıl almış anlamış değiliz. Aynı gün içinde 328 sayfa teşhis yapılmış. Keşke siz de bunları inceleyebilseniz.”
“Günde 10 ilaç kullanıyorum”
Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nden SEGBİS ile duruşmaya bağlanan hasta tutuklu Mehmet Salih Zümrüt, tutuklu arkadaşlarının yardımıyla SEGBİS odasına gelebildiğini söyledi. Sağlık sorunlarını aktaran Zümrüt, “Günde 10 ilaç kullanıyorum. Açık kalp ameliyatı oldum” diyerek tahliye talebinde bulundu.
Sanıklardan Nizamettin Onar da 9 aydır tutuklu bulunduğunu, tutuklanma gerekçesi olan tanıkların verdiği beyanlarda söz konusu tarihlerde başka bir dosyadan tutuklu olduğunu söyleyerek, tahliye talebinde bulundu.
Kürtçe tercüman “yok”
Adana F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden SEGBİS ile bağlanan Şefik Çevik, ana dilinde savunma yapmak istediğini belirtti ancak tercüman olmadığı ileri sürüldü.
Sungurlu T Tipi Cezaevi’nden duruşmaya bağlanan Murat Kaçar, iddianamede dijital verilerle ilgili çelişkilerin olduğuna dikkat çekerek, “Delillerde Ali Tunç, bir yerde Ali Oruç oluyor. İsviçre’den bürokratik sebeplerle geldiğim söyleniyor ama ben Norveç’ten geldim. Üzerime verilen ifadelerde, belgeler de iftira. Ciddi bir haksızlık var, kasıtlı olarak yapılıyor” şeklinde konuştu.
Avukat Bişeng Eriğ, “Müvekkilimin Adana’da yargılandığı hazır bir dosya bulunuyor. Kendisi HDP Adana İl Eş Başkanlığı yapmıştır. Kuvvetli şüphe olmadan, ‘olabileceği’ gibi iddialarla tutuklandı. Burada HDP’li olmanın yargılandığı bir süreç yaşanıyor. Burada HDP’li olmak illegalize edilmekte” dedi.
Emekli maaşlarına el konuldu
Avukat Sipan Cizreli, dava kapsamında verilen mal varlıklarına el koyma kararlarının kaldırılmasını talep ederek, miras olarak kalan mal varlıklarına, emekli maaşına tedbirler konulmasının müvekkiller açısından mağduriyete neden olduğunu söyledi.
Söz alan iddia makamı, tahliye ve tutuklamaya yönelik kararların kaldırılması taleplerinin reddine, el konulan ve tedbir konulan mal ve haklara ilişkin esas hüküm ile karara bağlandığında karar verilmesine, Mehmet Salih Zümrütün sağlık sorunları göz önüne alınarak ev hapsi ve yurt dışı yasağıyla tahliyesine karar verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, verilen 3 saat aranın ardından Mehmet Salih Zümrüt’ün tahliyesine, yargılanan diğer isimler yönünden tutukluluk hallerinin devamına karar verdi, Metin Klavuz’un ev hapsi adli kontrolünü kaldıran heyet, yakalama kararı bulunan Selami Turhan’a ev hapsi adli kontrol uygulamasına karar vererek diğer tüm talepleri reddetti.
Bir sonraki duruşma 12 Ocak’ta görülecek.
İddianame
89 kişi hakkında “örgüt propagandası” ve “silahlı terör örgütü kurma veya yönetme” suçlamasıyla düzenlenen 773 sayfalık iddianamenin 23-41 sayfaları arası “PKK/KCK Ekonomik Alan Merkezi (Mali Alan)” yapılanmasına ilişkin, 42-56 sayfaları arasında ise “Terörizmin Finansmanı Hakkında” başlıklarında.
Hakkında dava açılan 89 kişi hakkında ayrı ayrı delil tespiti ve değerlendirmeye yer verilen iddianamede, tanık ifadeleri, MASAK raporları, HTS kayıtları delil olarak gösterildi. İddianamede, kişilerin yurt dışı giriş çıkış ve HTS ortak baz kayıtlarına bakılarak PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın doğum günü olan 4 Nisan’da Halfeti ilçesinde 2013-2014 ve 2015 yıllarında baz tespiti olduğu belirtildi.
Sanıkların IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırılarının protesto edilmesi amacıyla düzenlenen eylemlere katılmaları ise 25 Eylül 2014 ve devam eden günlerde Suriye sınırı Pirsus ilçesinde tespit edilen baz kayıtları gerekçe gösterildi.
Gözaltı ve tutuklama gerekçesi olarak gösterilen gizli ve açık tanık beyanları, iddianamede geniş yer tutuyor.
Kobanî davası
Kobanî davasının son olarak 20. duruşma periyodu Sincan Cezaevi Kampüsündeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
TIKLAYIN-Adalet, siyaset ve hukuk: Kobani Davası
Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 108 kişi yargılanıyor.
TIKLAYIN - “Mahkeme, iktidarın çizdiği sınırdan çıkamıyor”
TIKLAYIN - “Kobanî davasında mahkeme, kendi yarattığı hukuku uyguluyor”
(AS)