Türkiye’nin dört büyük kulübü Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un artan borç yüküne rağmen milyonlarca dolarlık transfer harcamalarına devam etmesi, kulüplerin finansal sürdürülebilirliği konusunda ciddi soru işaretleri oluşturuyor.
Galatasaray’ın, otoritelerin “dünyanın en iyi 5 santraforu” arasında gösterdiği Victor Osimhen’i bonservisiyle birlikte kadrosuna dahil edecek olması, bu soruları tekrar gündeme getirdi. Galatasaray’ın 75+5 milyon euro bedelle kadrosuna katmaya hazırlandığı Nijeryalı futbolcu; İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya ve Fransa dışındaki ligler açısından bakıldığında, bugüne kadar bonservisine en yüksek bedel ödenen oyuncu konumuna geldi.
Kulüplerin (borsaya açık şirketler) Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) gönderdiği finansal bildirim raporlarına göre, Türkiye'nin dört büyük kulübünün 2025 itibarıyla toplam borcu 1,14 milyar euro’ya ulaşmış durumda. Kulüplerin bu mali yükü nasıl ve ne kadar süre taşıyabilecekleri ise belirsizliğini koruyor.
Gazeteci Cüneyt Muharremoğlu ile kulüplerin bu mali krizi aşmak için başvurduğu yöntemleri ve iktidardan aldıkları desteği konuştuk.

Osimhen, Duran ve Abraham: Daha çok hayal, umut ve borç
“Kulüpler marka yarattı; ama dev transferlere yetmiyor”
Kulüplerin zararlarını telafi edebilmek için markalaşma, sponsorluk ve devlet destekli inşaat projelerine yöneldiğini söyleyen Muharremoğlu, şöyle dedi:
“Son yayın geliri ihalesinde rakamlar ciddi şekilde düştü. Geçmişte 500 milyon dolar seviyelerinde olan gelir, 2024-25 sezonunda 4,9 milyar lira (140,6 milyon dolar) oldu. Bu da kulüplerin yayın gelirlerinin önemli ölçüde azalması anlamına geliyor. Öte yandan Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un ciddi finansal borçları bulunuyor. Dört büyükler buna rağmen bu transfer sezonunda büyük paralar harcayarak, rekorlar kırarak futbolcu transferlerine devam ediyorlar.
“Burada spor dışı faktörler öne çıkıyor. Kulüpler gelir yaratmak için kendi markalarını üretti. Dört büyükler gerek forma satışı gerekse bardaktan bebek emziğine kadar çeşitli ürün yelpazesiyle büyük bir ciroya ulaşıyor. Ancak dev transferleri yapmak için bu yeterli değil. Dört büyük, SPK’dan aldıkları izinle bu yaz sermaye artırımı yaptı. Bu da kasalarına ciddi miktarda nakit girişi olmasını sağladı.
“Futbolda hep karaborsa bilet satışı, kara para ve yasa dışı bahis tartışmaları yaşandı. Bunların bazıları dava konusu oldu, bazıları hâlâ soruşturuluyor. Yasal bir ispat olmadan kulüplerin buradan gelir elde ettiğini kesinmiş gibi söylemek mümkün değil. Ancak bu konuda kamuoyunda büyük şüpheler bulunuyor.

Devlet destekli emlak projeleri
“Ama bunlar gene de ödenen ücretleri karşılamaya yetmez. Burada devlet destekli emlak projeleri devreye girdi. Kulüpler artık adeta bir inşaat şirketi gibi çalışıyor. Dört büyüklere spor alanı olarak tahsis edilen araziler, zamanla konut ve ticaret projelerine dönüştürüldü. AVM inşaatlarından akaryakıt istasyonlarına kadar farklı alanlarda kulüpler para kazanmaya başladı. Örneğin Galatasaray yeni Florya arazisi için Nivak’la anlaşma yaptığını borsaya bildirdi. Projeden kazanç, 380 milyon dolar olacak. Fenerbahçe, Kenan Evren Lisesi arazisine AVM yapmayı düşünüyor. Beşiktaş Başkanı Serdar Adalı, Dikilitaş Projesi için gerekli yetkiyi genel kuruldan aldı. Trabzonspor, geçen yıl Çukurçayır Mahallesi'nde bulunan ve akaryakıt istasyonu olarak planlanan alanın kulübe verildiğini duyurdu. Başkan Ertuğrul Doğan, İstanbul’da bir araziyi bedelsiz almak için uğraştıklarını söyledi.
“Kulüplerin inşaatla bu kadar iç içe olması normal bir tablo değil. Dünyada da benzerine sık rastlanmıyor. Verilen arazilerin rant alanlarına dönüşmesinde hükümetin desteğini göz ardı edemeyiz. Yani bu harcamaların yapılması destekleniyor gibi görünüyor. İktidar bir yandan da kulüplerin istediği vergi ayrıcalıklarına olumlu yanıt veriyor. Sık sık Ankara’ya giderek vergi borçlarının yapılandırılması için temaslarda bulunan başkanları kırmıyor. Bu görüşmelere dair kamuoyuna açık bilgi verilmiyor. Kulüplerin bu konuda ne ölçüde yararlandığı bilinmiyor.”

Beşiktaş kamuya olan borcu için kamu arazisine göz dikti
“Spor tartışmaları gündemi değiştirebiliyor”
Futbolun iktidar açısından “dikkat dağıtıcı” ve seçmeni yönlendirici bir etkisi olduğunu söyleyen Muharremoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Peki hükümet neden futbol kulüplerini bu kadar destekliyor? Çünkü Simon Kuper’ın meşhur kitabının ismi gibi ‘Futbol, asla sadece futbol değil’. Özellikle futbol üzerinden yapılan tartışmalar, gündemin bir şekilde değişmesini sağlıyor. Bir transfer ya da bir maçta verilen karar, günlerce konuşulabiliyor. Bu da siyasal olayların geri planda kalmasına neden olabiliyor. Taraftar dediğimiz insanlar aynı zamanda birer seçmen. Bir kulüp başkanının seçim dönemlerinde bir adayı açıkça desteklemesi ya da spor başarılarının siyasi desteğe dönüşmesi de bu bağlantıyı gözler önüne seriyor. Futbol, bu anlamda iktidarın elinde dikkat dağıtıcı ve seçmeni yönlendirici bir araç olarak işlev görüyor.
“Transfer haberlerine asgari ücretle geçinen insanların bu kadar sevinmesi ise dışarıdan garip görünebilir; ama futbol kulüplerinin en önemli özelliği, toplumun her kesiminden insanı ortak bir duyguda buluşturabilmesi. Aynı tribünde yan yana oturan farklı politik görüşten, farklı dinlerden insanlar var. Aynı şeye sevinip aynı şeye üzülüyor. Belki de bu nedenle futbol herkese dokunabiliyor. Ancak bu duygunun da iktidar tarafından kullanılabilir hâle geldiği açık. Ortak sevinç alanları, kitlelerin yönlendirilmesinde etkili olabiliyor.”
Banka ve kısa vadeli borçlar
Öte yandan, kulüplerin KAP’a gönderdiği finansal bildirim raporlarına göre, 28 Şubat 2025 itibarıyla Türkiye’nin dört büyük futbol kulübü Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un banka borçları toplam 8,66 milyar TL’ye ulaştı. Bankalar Birliği’ne en fazla borcu olan kulüp 4,02 milyar TL ile Beşiktaş olurken, Fenerbahçe 3,31 milyar TL ve Galatasaray 1,33 milyar TL ile bu borç sıralamasında ikinci ve üçüncü sırada yer aldı. Trabzonspor’un Bankalar Birliği borcu ise raporlarda yer almıyor.
Ancak kulüplerin finansal sorunları banka borçlarıyla sınırlı değil. Bankalar Birliği dışındaki şirket borçları, Şubat 2025 itibarıyla toplam 35,75 milyar liraya (yaklaşık 943,3 milyon euro) çıktı. Bu borçların dağılımında Galatasaray 11,13 milyar TL ile en yüksek borca sahip olurken, Fenerbahçe 9,68, Beşiktaş 7,93 ve Trabzonspor 6,99 milyar TL’ye ulaşan borçlarıyla dikkat çekti.
Borçların yüzde 75’ini kısa vadeli yükümlülükler oluşturuyor. Kulüplerin 25 Şubat 2025 itibarıyla önümüzdeki 1 yıl içinde ödemek zorunda oldukları kısa vadeli borç tutarı 26,75 milyar TL’yi buluyor. Buna karşılık kulüplerin kısa vadeli alacakları 7,19 milyar lira düzeyinde. Bu da dört kulübün toplamda 19,56 milyar liralık (yaklaşık 515,9 milyon Euro) net kaynak yaratması gerektiği anlamına geliyor.
(TY)







