Hayatının hiç bir yerinde köpekle ilgisi olmamış kişilere şunu söylemek istiyorum; bir kopek sahibi olmak, ona değil kendinize şans tanımanızdır...
Düzenli hayatınıza, tertemiz evinizine köpek almak… Düşünün ki kapınızın önündeki bembeyaz peluş minik bir labradorun ağzında, ya da en sevdiğiniz terliğinizden Saint-Bernard'ınızın salyaları akıyor. Veya en sevdiğiniz yasemin çiçeğinizin saksını parçalanmış….
Sizi bekleyen bir çift göz...
Ayrıca o gün eve son derece yorgun geldiniz ama evde dışarı çıkmak için, kapının önünde sabırla sizi bekleyen bir çift gözü unutmuştunuz... Bu tip manzaraları, evinizi açtığınız köpeğinizle her yan yaşayabilirsiniz. Sonuçta da bu tip zorlukları hayal edip köpek almaktan vazgeçebilirsiniz. Ancak emin olun ki, eğer aklınızın ucuna köpek veya kedi almak takıldıysa, tüm gel gitlerinize karşın önünde sonunda o evden içeri bir evcil hayvan girecektir. İşte o gün gelmeden, köpek sahibi olmak konusunda donanımlı olmak ise işinize çok ama çok yarayacaktır. Yukarıda yazdığım ya da yazmadığım bir çok olası sorunun da çözümü kesinlikle vardır.
Köpek almadan önce ilk yapmanız gereken hangi ırkın size en uygun olduğunu tesbit etmeniz. Bir Alman Çoban köpeği hastası olabilirsiniz, ya da bir boxer… Ancak siz hareketli bir yapıya sahip değilseniz bu çok hareketli ırklar ile birlikte yaşamaya çalışmak her iki taraf içinde ızdıraba dönüşecektir.
Doğru ırkı alın...
Sonuç belli: Köpeğiniz henüz yaşına basmadan ya onu başkasına vereceksinizdir, ya da aldığınız yere iade edeceksinizdir. Bu çok sık rastlanılan önemli bir hatadır. Bir kedi veya bir kopek için sahip değiştirmek ya da evden atılmak başlarına gelebilecek en kötü şeydir. Hem kendiniz, hem de bu hayvanlar için atılacak ilk adımın doğru olması çok önemli.
Kendinize size uygun bir yapısı olan kopek seçin, o ırka konsantre olun. Hemen her ırkın yapısı birbirinden farklıdır. Mesela, boxer’lar çok oyuncu, Alman Çoban köpekleri çalışkan, Danua’lar ise tembeldir. Köpek ırklarını tanıyabilmeniz açısından satılan çok iyi kitaplar var.
Araştırıp, okuyun ve etrafınızdaki hayvanları ve sahipleri ile olan iletişimlerini izleyin. Burada önemli bir başka nokta da köpeğin ırkı ne olursa olsun, huyu suyu ne olursa olsun, sizden çok etkileneceği. Eğer sinirli bir yapıya sahipseniz, yüksek sesle konuşup, hararetli tartışmalar yaşıyorsanız emin olun köpeğiniz bir sure sonra çok havlayan ve agresif bir kopek halini olacaktır.
Sokak köpekleri daha sağlıklı olur
Lütfen köpek almadan önce veteriner hekiminize danışın, almak istediğiniz ırk hakkında detaylı bilgi alın ve sahip olduğunuz anda kontrolden geçirin. Melez ya da kırma köpeklere olumsuz bakmayın. Onlar her iki ırkın da en iyi özelliklerini alırlar bunun aksi pek görülmüş bir durum değil. Özellikle sokak köpekleri genetik olarak daha sağlıklı ve dayanıklı olurlar.
Unutmamamız gereken en önemli şey, bir köpekle iletişim kurabilmek onu çok iyi anlayabilmekten geçer. Onu iyi tanıyın ve mutlaka hareketlerine, tepkilerine önem verin. Bu konuda seçmiş olduğunuz veteriner hekiminiz size mutlaka yol gösterecek, onu anlamanıza destek olacak.
Bir köpek sahibi olmak için birçok nedenimiz olabilir. Onlar işitme kaybı olanlara, görme özürlülere, epilepsi hastalarına, içe dönük çocukların davranış bozukluklarına yardım ederler, köpeklere polis departmanlarında, felaket bölgelerinde görev verilir, ya da sadece dost olarak ilaç etkisi gösterirler. Ellerinden geleni de insanlara seve seve verirler. Üstelik ellerinden gelen de pek de küçümsenmeyecek şeylerdir. Doğdukları anda içgüdülerinde insan sevgisi vardır, 6. duyusu gelişmiş diğer hayvanlardan en büyük farkları ise, bu algıları sizlerle paylaşmak istemeleridir.
Hayatında hiç, bir köpekle ilgisi olmamış kişilere şunu söylemek istiyorum; bir köpeği evinizin, hatta hayatınızın içine girmesine izin vermeniz ona değil kendinize bir şans tanımanızdır... Çünkü "kıl, tüy, salya" gibi basit çözümlü problemlerin yanında yaşamınıza katacağı yenilik, coşku ve farklı algıların tanımı olamaz, bu ancak ve ancak yaşanır. (AÜ/NZ)