Haberin İngilizcesi için tıklayın
İlk kısa filmi "Zinko"yu 12 yaşındayken cep telefonuyla çekmişti Nisan Uğur. "Film çekmeye böyle başladım" diyor.
"Zinko" Nisan'ın çocukluktan beri yanından ayırmadığı köpek oyuncağının evde yalnız kaldığında neler yaptığıyla ilgili bir filmdi. Bu filmle 2016 Rotary Kısa Film yarışmasında en genç yönetmen ödülüne değer görülmüştü.
Ortaokul yıllarında sinemaya karşı merakı başlayan ve sadece bir izleyici olmanın ötesinde filmleri kendisi çekmek isteyen Nisan bugün 16 yaşında. Karantina döneminde bir kısa film daha çeken Nisan Uğur'un ikinci filminin adı "Evde Hav Türkiye."
"Evde Hav Türkiye"yi kaliteli bir fotoğraf makinesiyle çeken Nisan, "İlerisi için çok hayalim var bunların içinde tabii ki yönetmenlik de var" diyor.
"En sevdiğim film 'White God'"
"Film izlemeyi çok severim. En sevdiğim film Kornél Mundruczó'nun 'White God' filmi. Çok etkilendiğim bir film, ileride ben de böyle filmler yapmak istiyorum. En sevdiğim yönetmenlerden biri de Luc Besson ayrıca onun "Leon" filmi de en sevdiğim filmler arasında.
"Yaşım sebebiyle birçok festivale katılamıyorum, beni en çok bu durum üzüyor. Onun dışında çevremden güzel tepkiler alıyorum ve bana karşı yapıcı destekleri oluyor bu durum da hoşuma gidiyor. Ben kendi adıma hayallerimin peşinden gidiyorum herkesin de gitmesini istiyorum."
Festivallere katılacak
"Evde Hav Türkiye"nin konusunu ise şöyleanlatıyor Nisan:
"Filmin konusu evde genelde tek başına kalan köpeğim Alex korona sebebiyle bizimle uzun süre evde kalmaya başladı. Onun gözünden garip bir durum ortaya çıktı. Filmin tamamı onun gözünden ve bu tuhaf durumu anlatmaya çalışıyor. İngilizce altyazı yaparak yurtdışı ve yurtiçindeki kısa film yarışmalarına katılmaya başladım. Umarım başarılı olurum."
"Motivasyon kaynağım köpeğim Alex"
Peki, karantina sürecinde bir film yapma motivasyonunu nasıl buldu?
"Evde olmak beni çok fazla etkilemedi aslında. Alex'le daha fazla vakit geçirmek beni her zaman çok mutlu eder, ama bu sefer ona onun gözüyle bakmaya karar verdim ve onu gözlemlemeyi bu şekilde tercih ettim. Bunları yazmaya karar verdim daha sonra senaryolaştırdım ve çektik. Çok hoşuma gitti, insanlara bazı mesajlar vermek istedim filmimle umarım etkili olmuştur. Hayvan hakları tabii ki en önemli mesajım ayrıca hayatta nelere değer verdiğimizi en iyi hayvanlardan öğrenebiliriz. Motivasyon kaynağım da olaylara yine Alex'in gözünden bakmaktı..." (AÖ)