Jagged Little Pill
1 Haziran 1974'te Kanada'nın Ottowa kentinde dünyaya gelen Alanis Morissette, sahneyle dokuz yaşında tanıştı. Piyano ve dans eğitim almıştı ve daha çocuk yaşta dikkat çeken bir vokal yeteneğine sahipti. On yaşındayken kendi yazıp seslendirdiği Faith Stay With Me adlı parçasıyla Kanada çapında ünlendi. Alanis, ilk iki albümü ile asıl ilgi alanının pop-rock olduğunu kanıtladı.
ABD'deki şöhreti, Seattle kökenli kadın punk rock hareketi Riot Grll sonrasında başladı. Riot Grll ile öfkeli kadınların müzik dünyasında varlığı kabul edilmişti. Morissette, 1994 yılında Madonna'nın müzik şirketi Maverick Plakçılık ile anlaşma imzaladı. Artık uluslararası şöhret süreci başlamıştı. Üçüncü albümü Jagged Little Pill, ABD listelerinde bir numaraya yükseldi. Albümde yer alan You Oughta Know adlı parça, ayrılık ve ihanet hakkında son dönemde yazılmış en sert şarkı sözlerini içeriyordu. Agresif, hırçın, uzlaşmaz bir kadın imajıyla dikkat çekiyordu Morisette. Popüler müzikteki son feministlerden biri olarak, çarpıcı açıklamalarla şarkı sözlerindeki ifadeleri destekliyordu.
"Herkes Gerçeklere Aç"
Jagged Little Pill dünya çapında 30 milyon adet satıldı ve Alanis pop rock tarihinin ticari açıdan en başarılı kadın müzisyeni ilan edildi. Televizyon programları ve moda dergilerinden uzak duran, zamanını çoğunu evinde ya da stüdyoda geçiren ve poster kızı olamayacak bir kadın müzisyenin bu kadar popüler olması ilginçti. Morissette, herkes gerçeklere aç, diyordu. Şarkılara yansıyan feminizan öfkenin bu kadar tutulması ona göre bir tek şekilde açıklanabilirdi: Dünyada pek çok öfkeli kadın vardı. "Yüzüme bir tokat gibi indi, ne kadar çabuk doldurulmuştu yerim, şimdi o kadınla sevişirken beni mi düşünüyorsun," diyordu You Oughta Know'da Morisette: "Tırnaklarımı bir başka erkeğin sırtına her geçirişimde, senin bunu hissedebilmeni umuyorum, hissediyor musun?"
Tacizle savaş
Alanis Morisette, 1995'te ödüle boğuldu. Grammy Ödülleri'nde bütün övgü ve alkışlar onaydı. Bu başarılı dönemden sonra, Hindistan'a gitmeye karar verdi ve bir süre ortalıkta görünmedi. Müzik dünyasına geri döndüğünde yanında dördüncü stüdyo albümü Supposed Former Infatuation Junkie de vardı. Tinsel konuların ağır bastığı albümden çıkan Thank U adlı single ABD listelerine bir numaradan girdi. 1998'de onu kameraların karşısında gördük. Kevin Smith'in Dogma adlı filminde bir tanrıçayı canlandırdı.
"Bedenim benim gözümde bir süs eşyası değil, bir enstrüman", diyordu. Gloria Steinem'in de sözünü ettiği türden bir feminizmdi Alanis'inki. Kendi kendine yardım et, tacizle ve ilişkilerin suistimaliyle savaş...
Özü sözü bir
Suzanne Vega ya da Tori Amos gibi ciddi bir eylemci-müzisyen olduğu hiç düşünülmedi. Ama yine de saygınlığını korudu. Fikirlerinde ve hareketlerinde hep tutarlıydı. Bir zamanların alternatif yüzü, Hole'un eski solisti Courtney Love, çirkin bir kadın değilim ki, feminist olayım demekten kaçınmayacak kadar popüleristi, estetik ameliyatlarla Hollywood sosyetesine girmekten geri durmamıştı. Morissette, bu oyunlara hiç bir zaman gelmedi, sessiz sedasız bildiği yolda ilerlemeyi sürdürdü. Kim bilir, şimdi yeni stüdyo albümü Under Rug Swept ile belki de eski ticari başarısını tekrarlayamayacak. Çünkü popüler müzik piyasasının zirveleri kaygandır. Ama yeni single'ı Hands Clean'de "benim öğrettiklerim olmasa sen bir hiçtin" diyebilecek özgüvene sahip bir kadın şarkıcı olarak, özü sözü bir bir müzisyen olarak her zaman saygıyla hatırlanacak.