Galatasaray'da yaşadığım divanda-n bayramı yaşamak için en az bir insana ihtiyacım var.
Omurga sağlığı sorunu olmasına rağmen, sandalye itebilecek güç ve kuvvette hissedip aday olursa, hangi yaş, cins, ulustan olursa olsun, yanında arkadaş-ını-larını getirebilir.
Ağrıları varsa gelince hatırlatsın yeni bulduğum ağrıazaltıcıgümüşsaçlıdradamın yerini söyleyeyim.
Daha önce hiç sandalye kullanmayan/itmeyenlerin, "Herkes itiyor!" diyerek İstanbul sokaklarında sandalyelibayram macerasını, acıklı bir anıya dönüştürmelerini istemediğim için önceden söylemekte yarar gördüğüm hususlar:
Beyoğlu Belediye'sinin hala bir çöp bidonu koy-a-madığı güzelim sokağımıza yayılan çöplerin üzerinden geçmeyecek.
Cam kırıkları sandalyenin lastiğini patlatabilir, paslı metaller zarar verebilir.
Eğer biri bana balon ya da şeker verirse ve ben salak salak kuşlara ya da başka şeylere bakarken o balonu/şekeri elimden düşürürsem, sandalyeyi bırakıp onların peşine düşmeyecek. Çünkü bu arada ben sandalyeden düşebilirim.
Yokuşlarda zorlanırsa ki yüzde onbinmilyon olasılıkla zorlanacak, yardım etmek isteyenleri yiğitlik taslayıp reddetmeyecek.
Çünkü tam da yardıma ihtiyaç duyduğumuz anda bir tek kişi geçmeyebilir.
Ve eğer sürücü adayı kadın ya da eşcinsel değilse yardım için birini aramak kendisine çok zor gelebilir.
Yokuşu çıkınca ulaştığımız caddenin kaldırımı yoksa (rampası dar, eğimi hatalı olanlar yok sayılır) araba çarpmadan İstiklal Caddesi'ne çıkarabilmek için korna seslerine ve araç sürücüsü küfürlerine (trafik sıkışınca çoğunun yaptığı gibi) ve bazı sürücülerin kızgınlıklarına (caddeyi daraltarak onların hızının azalmasına sebep olduğumuz için) ses çıkarmayacak.
Kimseyi dövmeye kalkmayacak.
Bu istek İstiklal Caddesi'nin bayram kalabalığı korkutmazsa beni ve küçük bir tur atacak halim varsa o kalabalıkta, yine geçerlidir.
İstiklal Caddesi'nde gezecek olursak...
Tramvay demirlerinin üzerinden çapraz geçmesi gerekiyor; sandalyenin küçük tekerleği demirlere sıkıştığında, benim yardım istememi kendisine güvensizlik olarak yaşamayacak. Bana kızmayacak.
Kalabalıktan bize çarpan olursa ki Allahın emriymiş gibi mutlaka çarpacaktır çok kişi.
Onlara da kızmayacak.
Kızmamaktan kendisine kalan enerjiyi bana-bize hızla çarpanların acıtmalarından korumaya harcayacak.
Çok ama çok yavaş itecek.
Farz edecek ki, kaplumbağalarla sohbet ederek dolaşıyoruz...
Çünkü İstiklal Caddesi, köyde bindiğim manda arabasının sarsıntılarından daha çok acıtıyor ağrılarımı.
Sürücü adaylarında aranan özellikler
Adaylarda aranan hiçbir özellik yoktur.
Benim dediklerimi yapsınlar, bana bir cümleyi iki kez söyletmesinler yeter.
Çünkü boğazım çok acıyor.
Sesim gitmek üzere...
Sigara içenler tercihimdir.
Boğazım, dedim de; boğazım çok acıyor, dediğimde-yazdığımda, "Her gördüğünle o kadar kahkaha atma o zaman!" diye azarlamayacak.
Acımaktan ağrıyan yerlerimi dinlendirmek için çay içmek istediğimde, "Daha 5 dakika önce beş çay içtiniz ya!" demeyecek.
Usta sürücü ise (acemileri de kapsıyor)
Dur!
Şu darbukayı, ya da mavigökü çekeyim, dediğimde, "Boş ver!" diyerek fotoğraf çekme isteğimi azaltmayacak.
İkram edilen hiçbir şeyi reddetmediğim için" tuhaf" ya da "çatlak"olduğumu söylemeyecek...
(Sıkıldım.)
Emir kipiyle kurduğum cümleler boğazım acıdığı için ekonomik olma arzumdandır.
Şimdiden özür dilerim.
İstemesem de tüm kızdırmalarımdan toplu özür diliyorum şimdiden.
Ve çıkaracağım her türlü mide ve bağırsak seslerim için de...
Çünkü çok sıkıldım ben artık özür dilemekten de...
Eğer bayrama kadar sesim çok azalırsa, kalanı şu anda maviyeşilbiradada okumaya giden biricik oğluma saklamak istediğimden;
Okuma yazma bilenlere bazı isteklerimi yazarak, bilmeyenlere işaret ederek anlatmaya çalışabilirim.
Lütfen su, çay gibi isteklerimi anlayabilecek kadar dinlenmiş olarak gelin.
Sırf güneşe veya herhangi bir renkte her hangi bir şeye uzun uzun bakmak istediğimde ya da kendisine aptalca gelen sayısız nedenle sık sık duracağımızdan ve bir an evvel evden çıkmak istediğimden kahvaltıdan önce evden çıkmak için:
Benimle dışarıda kahvaltı yapmak istemese bile dert etmesin nasılsa şekerli şeyler ikram edenler olur yolculuk boyunca...
Eğer şeker hastası ise adayımız, kendisi için olması gerekenleri tam ve eksiksiz olarak yaparak gelsin lütfen.
Ödeme seçenekleri
a. Çay
Beni çay içilecek yerlere götürürse, içtiği çayların parası tarafımdan ödenecek.
b. Bayram ikramları
Bana ikram edilen şeker - çikolata - mendil vb şeylerden tadına baktıktan sonra istediği miktarını;
Gülmegözyaşlı ya da temiz mendillerin istediği kadarını;
Sümüklü olanların hiçbirini alabilir.
c. Badem
İnançlı olsun olmasın sürücü adayları için; dilek ve dua için bir adet.
Beykoz'da Yüşa Hazretleri'nin türbesinin bulunduğu tepedeki meydandan kemiklere iyi gelen (benimkilere geldi), kabuğu tek elle kırılan çok lezzetli bir badem.
(Tuvalet ihtiyacınızı oraya çıkmadan gidermeniz tavsiye edilir.)
Oraya gidecek olursanız, ağrılarım geçsin, diye bir dua da ben ve herkes için eder misiniz?
Sevgili sürücü-ler, yaptıklarının karşılığı olarak yukarıdaki seçeneklerden birini, birden fazlasını, hepsini, hiçbirini seçebilirler.
Son olarak, tuttuğum notları gizlice okumaya çalışarak kendini yormayacak lütfen. Yeterince yorulacaksınız zaten. İsteyene memnuniyetle okutuyorum. Hatta istemeyene zorla okuttuğum bile oluyor.
Yazdıklarımı, oturmaktan ağrıyan yerlerimden uydurarak değil, yaşadıklarımdan çıkardığımı unutmamanızı rica eder sevgi ve saygılar sunarım. (NG/BA)
Not: Adayların sayfanın üstündeki e-posta adresine telefonlarını yazmaları rica edilir. Bu arada kendinize ve çevrenizdekilere iyi bakın lütfen. Kendiniz için değil. Benim için. Bayramlar yaşamak istiyorum...