"Anneler neden çocuklarını arar? Ali'yi gömdüğümüzden beri yaşama kaldığımız yerden devam ediyoruz, hayatla kopan bağımızı yeniden kurduk. Artık gülerek, konuşarak kahvaltı edebiliyoruz."
20 yıl önce gözaltında kaybedilen Ayhan Efeoğlu'nun cenazesini bulmak için Tutuklu Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği'nden (TAYAD) aileler, arkadaşları ve avukatlar 1 Aralık'ta Silivri'de yaptıkları kazıda hırka, terlik parçaları ve kemikler buldu.
Kemiklerin bulunmasının ardından Çerkezköy Savcısı Mikail Demirci olay yerine geldi. Bulgular savcılığa teslim edilirken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Eski Özel Harekatçı Ayhan Çarkın'ın, gözaltında öldürülen Efeoğlu'nu kendi elleriyle gömdüğünü söylemesi üzerine, Ankara'da yürütülen soruşturma kapsamında aynı alanda bir kazı yapılmış ancak bir bulguya rastlanmamıştı.
Efeoğlu'nun öldürülmesiyle ilgili İstanbul'da ve Ankara'daki faili meçhuller dosyasının yanı sıra Çerkezköy'de de üçüncü bir soruşturma başlatılmış oldu.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi Başkanı Taylan Tanay, Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nin konuyla ilgili görevsizlik kararı vermesinin ardından dosyanın memur suçları savcısına yollandığını, bu savcının şimdiye dek işlem yapmadığını söyledi.
Ayrıca, Ankara'daki özel yetkili savcılık da Çarkın'ın ifadeleri doğrultusunda İstanbul'da kazı yaptırmıştı. Efeoğlu, bu dosyada da yer alıyor.
"Bu kemikler neden bir yıl önce bulunmadı?"
Halkın Hukuk Bürosu'ndan Avukat Ebru Timtik de TAYAD'lı ailelerin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı'na ifade verdiklerini ancak savcının başka bir adım atmadığını söyledi.
Kaybedilenlerin yakınları, Efeoğlu, Hüsamettin Yaman ve Soner Gül ile ilgili soruşturma dosyası kapsamında Savcı Ayhan Bedirhan'a ifade vermişti.
Timtik, Çarkın'ın yer göstermek için Silivri'ye getirildiğini, öncesinde kendinden çok emin konuşan Çarkın'ın Silivri'de "Şurası olabilir, tam hatırlamıyorum" dediğini aktardı.
"O alan düzgün bir şekilde kazılmadı, üstün körü bir kazı yapıldı. Kazı, Ankara'daki özel yetkili savcı Hakan Yüksel'in talimatıyla gerçekleşti ancak o bölge İstanbul'daki soruşturma kapsamındaydı ve İstanbul'daki savcı kılını bile kıpırdatmadı."
1 Aralık'ta kazı alanına gittiklerinde olay yeri inceleme bantının hala durduğunu söyleyen Timtik, kendilerinin de bir yıl önce kazılan yerin etrafında kazı yaptıklarını söyledi ve sordu: "Bu kemikler neden bir yıl önce bulunmadı?"
Tanay da Çarkın'ın ilk itiraflarını 21 ay önce İstanbul'da çıkarıldığı mahkemede yaptığını, 10 saatlik sorgusunun ardından serbest bırakıldığını söyledi ve 21 aydır neden hiçbir şey yapılmadığını sordu. Çarkın, Ankara'daki soruşturma kapsamında, ilk ifadesinden aylar sonra tutuklanmıştı.
"Kemikleri bulunca çok heyecanlandık"
Bugün düzenlenen basın toplantısında TAYAD adına açıklama yapan ve kendi kardeşi de gözaltında kaybedilmiş olan Nagehan Kurt, Cumartesi günkü kazıyla ilgili "Biz bir umudun peşinden koştuk" dedi.
Çarkın'ın "Ellerimle gömdüm" açıklamasından sonra her Cuma akşamı "Cenazemizi istiyoruz" diyerek eylem yaptıklarını hatırlatan Kurt, şunları söyledi:
"Gerekirse ellerimizle arayacağız dedik ve 1 Aralık'ta Silivri'ye gittik. Saatlerce yağmurun altında, zaman zaman ellerimizle kazdık toprağı. Önce bir hırka ve terlik parçaları, biraz daha kazdıkça da kemik parçaları bulduk."
"Aramızda birçok kayıp yakını vardı, kendi kardeşlerini, evlatlarını bulmuş gibi heyecanlandılar."
Çerkezköy Savcısı Mikail Demirci bulunan kemikleri inceleterek, insan kemiği olduğu anlaşılırsa teknik bir ekiple bölgeyi kazdıracağını açıkladı. Kayıp yakınları da bu sözün takipçisi olacaklarını belirttiler.
"Bir anne neden çocuğunu arar?"
Kurt'un ardından söz alan Hüsnü Yıldız da kendi kardeşinin cenazesini bulmak ve Dersim'deki toplu mezardan çıkarmak için 66 gün açlık grevi yapmıştı.
Yıldız, "Ayhan 'kayıp' değil aslında. Üniversitede okurken gözaltına alındı, öldürüldü ve gömüldü" dedi.
"Biz kardeşim Ali'nin cenazesini bulduk ve toplu mezardan çıkarıp mezarına gömdük. Ama oradaki toplu mezarlarda onlarca mezarı olmayan cenaze var."
"Bir anne neden çocuğunu arar?" diye soran Yıldız, kayıp yakınlarının yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Ali'yi gömdüğümüzden beri yaşama kaldığımız yerden devam ediyoruz, hayatla kopan bağımızı yeniden kurduk. Artık gülerek, konuşarak ailecek kahvaltı edebiliyoruz."
Yıldız, "Hem cenazelerimizi hem de faillerin yargılanmasını istiyoruz" dedi. (AS)