Cumartesi Anneleri /İnsanları adalet arayışlarının 840. haftasında 29. yıl önce gözaltında kaybedilen Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ü andılar.
Haftanın açıklamasını yapan Cumartesi İnsanı Betül Sinanoğlu, Yaman ve Gül'ün kaybedilme hikayesini ve sonrasını şu sözlerle anlattı:
“22 yaşındaki Hüsamettin Yaman İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu öğrencisi yedi. Pankart taşımak suçlamasıyla 15 gün kadar cezaevinde kaldı ve 6 Eylül 1990 tarihinde tahliye oldu.
“21 yaşındaki Mehmet Soner Gül Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencisiydi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğrenci Derneği üyesiydi. Bu nedenle gözaltına alındı, ağır işkence gördü ve ölümle tehdit edildi.
“Hüsamettin Yaman 2 Mayıs 1992 cumartesi günü evden çıktı. 4 Mayıs pazartesi günü Ağabeyi Feyyaz Yaman’ı işyeri telefonundan arayan bir kişi 'Hüsamettin, Soner Gül ile birlikte Fındıkzade' de gözaltına alındı. Hayatlarından endişe ediyoruz. Bir an önce emniyete başvurun' dedi.
“Yaman ve Gül Aileleri, önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ardından devletin ilgili tüm kurumlarına başvurdu. İnsan Hakları Derneği ve Af Örgütü girişimlerde bulundu. Ancak Hüsamettin ve Soner’in gözaltına alındığı kabul edilmedi.
"Aile 2 yıl boyunca polis takibinde tutuldu"
“İçişleri Bakanlığı Soner Gül’ün 10 Mart 1991 tarihinde Malatya’da yakalanan A.N. isimli şahsın sorgudaki ifadesinde ismi geçtiği için polis tarafından arandığını iddia etti. Girişimlerini sürdüren Yaman Ailesi 2 yıl boyunca polis takibinde tutuldu.
“19 Aralık 2011 tarihinde özel harekât polisi Ayhan Çarkın'ın infazlar ve kayıplarla ilgili itirafları yayınlandı. Çarkın, yaptığı itirafların bir bölümünde Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ü gözaltına aldıktan sonra ormanlık bir alanda sorguladıklarını ve infaz ettiklerini açıkladı ve olayı detaylarıyla anlattı.
"Karartma geleneği devam etti"
“Bu beyanların ardından aile avukatları yeniden suç duyurusu yaparak dosyanın tekrar açılmasını istedi. Ayhan Çarkın'ın ifadeleri üzerine soruşturmanın canlandırılması gerekirken dosya zamanaşımına sürüklendi. Kayıp dosyalarındaki failleri cezasız bırakma ve gerçekleri karartma geleneği devam etti.
"Hüsamettin Yaman ve Soner Gül dosyasındaki cezasızlığı sonlandırmak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin anayasal görevidir. Ayrıca imzalamış bulunduğu uluslararası sözleşmelere göre de yasal zorunluluğudur.
"Yargılama başlatılsın"
"Adaletin koruyucusu ve dağıtıcısı konumunda olması gereken yargıdan, Hüsamettin Yaman ve Soner Gül dosyasında evrensel etik ve hukuk kurallarına uygun bir yargılama faaliyeti başlatmasını talep ediyoruz.
"Kaç yıl geçerse geçsin Hüsamettin Yaman ve Soner Gül için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 141 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz." (RT)